Ertelemeyle başa çıkmanın verimli yolu nedir?

Öncelikle belirteyim bu yazı hem forum ahalisine faydalı olması için hem de İngilizce'mi gelirştirmeye yardımı olacağını düşündüğüm içni tarafımdan çevrilmiştir.(ne kadar amatör ve hatalarla dolu olsa da olayın özünü bile verebilse yeter) Orijinal yazıyı okumak için: https://www.quora.com/Whats-an-efficient-way-to-overcome-procrastination

---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Ertelemeyle başa çıkmanın verimli yolu nedir?

Sorunuzu cevaplayacağım ama öncelikle bütün insan uygarlığını karikatür yılan Rex yardımıyla 2 dakikada anlatmam lazım.

İnsanlar kendilerinin çok zeki olduğunu düşünmeyi sever. Yine de o atomu parçalamaya ve aya ayak basmamıza sebep olan muhteşem, güçlü beyinlerimizle bir göreve son gününe kadar başlayamayan aptal beynimiz aynıdır.

Biz ilkel canlılardan evrimleştik, ama kendimizi asla onların mirasından ayıramadık. Beyninizin insan bilinci olarak bildiğiniz zeki ve mantıklı kısmını biliyor musunuz? Biz ona Albert diyelim. O beyninizde Rex olarak adlandırdığımız dürtüsel bebek sürüngenin yanında yaşıyor:

Muhteşem bir yabancıyı farkettiğinizde nasıl yardım edeceğinizi bilmiyor musunuz?(burayı çevirirken zorlandım emin değilim) İşte o Rex, ve ne kadar denerseniz deneyin onu asla susturamazsınız, kapatamazsınız. O sizin içgüdünüz, dürtünüz, aşkınız ve korkunuzdur.

Bizler Albert'i beynimizin bilinçli tarafı(asıl kendi özümüz) olarak düşünmeyi severiz. O konuşan ve akıl yürüten parçamızdır. Spora gitmeye veya o dönem ödevini yazmaya karar verdiğimizde Albert o kararı verir. Ama Albert yaşlıdır, yorgundur ve çoğu zaman çöker.

Beyniniz arzularla savaşında uykulu bir profesör ve sonsuz enerjiye sahip dürtülerine mahkum bir sürüngen arasında sıkışıp kalmıştır. Direksiyonu Rex'e de verebilirsiniz.

Rex Albert'i dinler. Çok fazla aynı fikirde olmadığı sürece bir çocuk gibi dediklerinin çoğunu yapar. Ama Rex umutsuzca kanepeye çökmeye can atar, Survivor izlemek ve Cheetos yemek isterse bu yapacağınız şeydir.

Bizi çevreleyen inanılmaz derecede insanlığın yükselişi büyük ölçüde mümkündür çünkü biz beynimizdeki Rexleri bastırmak, yatıştırmak ve altüst etmek içi sistemler geliştirdik.

Bu sistemlere "medeniyet" diyoruz. Yaygın şekilde ulaşılabilir yiyecek ve barınak çok şeyi düzeltir. Hukuk sistemi ve adalet de aynı şeyi yapar. Zorunlu eğitim, eğlence, tek eşlilik. Hepsi Albert'in yararlı şeyler yapabilmesi için(penisilini bulmak, Cheetos'u icat etmek gibi) Rex'i yeterince uzun süre sakinleştirir.

Şimdi sizin erteleme sorununuza odaklanalım.

Bilinçli zihninizle bir karar veriyorsunuz ama o kararı neden uygulayamadığınızı merak ediyorsunuz. Gerçek şu ki sizin günlük karar vericiniz - Rex - çok da olgun değil.

Bir çocuğu sürekli olarak yaptırmak istediğiniz şeylere ikna ettiğinizi düşünün. Basit eylemler için, otoritenizi öne sürmek etkili olabilir. "Haydi akşam yemeğine". Ama o çocuk bir şeyi yapmak istemiyorsa sizi dinlemeyecektir. Onu ikna etmeniz, kandırmanız gerekir:

*Mantığı unutun: Mantık ve mantıklı gerekçeler size yardım etmeyecektir. İçinizdeki sürüngen sakinleşebilir, korkabilir veya heyecanlanabilir. Ama o bir dille konuşmaz ve mantık yürütmez. Duygulara esirdir.

*Konfor önem arz eder: Eğer açsanız, yorgunsanız, depresyondaysanız sizin bebek sürüngeniniz isyan edecektir. Seninle ilgilenmeyi bırakacak ve ağlayacak, çığlık atacak ve söylediğiniz her şeyi yapmayı reddedecektir. Bu onun varlık amacıdır: yemek uyumak ve eğlenmek için zaman yaratmak.

*Disiplin duygusunu besleyin: Pozitif ve negatif takviye rutini oluşturun. Bir çocuğun sebzeleri yemesini istiyorsanız ona önce tatlıyı vermeyin. Kendinizi başarılarınız için ödüllendirin ve başarısızlıklarınız için kendinizi cezalandırın. Örnek olarak: Toplu bir amaca veya bir takım çalışmasına katılmak. Sosyal baskı Rex'i bir şeyler yapmak için olumlu yönde etkileyebilir.

*Duygularınızı kışkırtın: Sürüngen beyniniz duygulara tepki verir. Bu onun anladığı dildir. Bu yüzden kendinizi gaza getirin veya korkutun. Motivasyon konuşmaları, filmler ve yazılar bir süre idare eder. Bir şeyleri başarmanın verdiği mutluluğu hayal edin veya başarısızlığın korkunç yönünü hayal edin.

Hayal gücünüzü sizi sallayacak kadar canlı tutun. Çocuklarda benzer hileler kullanıyoruz: "Dişlerini fırçalamazsan dişlerin dökülür"

*Bir şeye başlamak için zorlayın: Yapabileceğiniz en önemli şey başlamaktır. Rex'in içgüdülerin çoğunlukla değişimden kaçmaktır ve siz bir şeye başladığınızda o içgüdüler sizin lehinize dönmeye başlar. Hatta yeterli zamanda Rex'i nefret ettiği şeyleri sevmeye ikna edebilirsiniz. Çocukları okula gitmeye veya da piyano öğrenmeye zorlamamızın bir nedeni var.

*Çevrenizi düzenleyin: Rex ileri görüşlü değildir ve zeki de değildir. Eğer bir Facebook ikonu görürse onu ister. Bu bir çocuğa yatmadan hemen önce TV programı göstermeye benzer. Çevrenizi dikkat dağıtıcı şeylerden arındırarak dizayn edin. Mesajları, bildirimleri ve maili kapatın. Çalıştığınız ve eğlendiğiniz yerler ayrı olsun. İdeal olarak bilgisayarlarınızı da ayırın, en kötü hesapları ayırın.

Nereye bakacağınızı bilirseniz desenleri tanımaya ve onları kontrol etmeye başlayacaksınız.

Beyninizde dürtüsel bebek bir sürüngen var ve maalesef direksiyon onda. Eğer ona karşı iyi bir ebeveyn olabilirseniz dediğinizi çoğunlukla yapacaktır ve size iyi hizmet edecektir. SADECE HATIRLA YETKİ, KONTROL KİMDE?

Teşekkürler konu için. Ancak yap demekle yapılmıyor maalesef.

Biliyorum hocam. Yıllardır hayatımı düzene sokabilme için teoride çok güzel fikirler üretip uygulamada batıran birisiyim. Düşünmeden, geçmiş ve geleceğe takılmadan sadece eyleme geçmek lazım. Lazım diyorum çünkü ben de bir türlü yapamıyorum. Hayırlısı :(

Aynen öyle hocam ama dingin ve boş bir zihin lazım. Eğer zihnimiz doluysa da boşaltmanın yolunu bulmak lazım. Ne geçmişe etki edebiliyoruz ne geleceğe elimizde sadece şimdi var. Şimdi kendimiz için iyi şeyler yaparsak eğer dolaylı olarak geçmişimizi de düzeltmiş olacağız çünkü şimdi geleceğin geçmişidir. Aynı şekilde şimdi iyi şeyler yaparsak geleceğimiz de iyi olacak. Yani anahtar ŞİMDİ.

Umarım başarırız hocam. Bugün bu yazıyı yazdıktan sonra 3 posta elimle münasebet yaşadım. Ne kadar ezik ve ne kadar ironik değil mi... :(

Neyse sonra okurum ya...