Yeni Kayıt
Konudaki Resimler
önceki
|
Hızlı 
Bildirim
Erdoğan'ın İnönü'ye yaptığı etik midir? (9. sayfa)
Sıcak Fırsatlarda Tıklananlar
Editörün Seçtiği Fırsatlar
Taktikal Led USB ŞARJLI Ultra Güçlü Mini Boy El Feneri [Enerji Sınıfı A++] : Amazon.com.tr: Yapı Market
https://www.amazon.com.tr/gp/product/B09J5C4JB9?psc=1
15 sa. önce paylaşıldı
Daha Fazla 
Bu Konudaki Kullanıcılar:
Daha Az 
2 Misafir - 2 Masaüstü
Giriş
Mesaj
-
-
İnönü'yü zerre sevmem baştan söyleyeyim.
Her türlü eleştiriyi yapabilirsiniz, fakat bu fotoğraf ile yapılan doğru bir davranış değil. Yakışmıyor.
Bir tiyatro seyrediyoruz ama dur bakalım, hayır ola.
Bu arada yorumların bazıları hakikaten saçma sapan.Yorumlarda bir iddia ortaya atılıyor ise en azından, altını doldurmaya çalışın tavsiyem.
Erkan Yolaç'ın tabiri ile, emme basma tulumba gibi kafa sallayıp, hazır kalıp cümleler ile ne kendinize ne başkalarına bir faydaniz olur.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi vollkan59 -- 11 Ekim 2018; 2:50:4 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Çamur at izi kalsin akpliler sorgulamayacak o fotoyu gormeleri yetiyor
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
tam bir mankurt olmussun sen.quote:
Orijinalden alıntı: por favor
etikdir, gerçeğin ortaya konmasıdır. -
Deyildır
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Etik değildir desem ne olacak fazla yazarsan c.baskanina hakaretten soruşturma açılır zaten
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Dinimizin bir gereği olarak " Ölülerinizin arkasından güzel amellerini konuşun. Hayırla yad edin." gibi bir hadisini bizlere sünneti olarak bırakan Peygamber Efendimiz (S.A.V)' in sözünü de duymadı bu zat? Kimse hatırlatmadı mı?
“Bir memlekette, namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur” diyerek Türk siyasetine damga vurmuştur İsmet İnönü.
"Yarım yüzyıllık bitmeyen hikaye IMF
İkinci Dünya Savaşı sonrasında dünyada yaşanan ekonomik kriz üzerine devletlerin bu krizden en az etkilenmesi için Uluslararası Para Fonu (IMF) resmi olarak 1945 yılı Aralık ayında 29 üyesi ülke tarafından imzalanan anlaşma ile oluşturulmuş, kuruluşunun tamamlanması üzerine 1 Mart 1947’de resmen faaliyete geçmiştir. Merkezi ABD- Washington dır. Kurucu ortakları arasında Türkiye’nin bulunduğu İMF’nin üye sayısı 189 ülkedir. Türkiye 52 yılda IMF ile 19 anlaşma yapmıştır.
IMF- Türkiye ilişkileri 1957 yılında stand-by anlaşması ile başlamıştır. Demokrat Parti’nin iktidar, Adnan Menderes’in Başbakan olduğu sürecte oluşan bütçe ve dış ticaret açıklarının etkisini azaltmak için, IMF’nin sunduğu program dahilinde bütçe disiplini için ekonomiyi daraltıcı kemer sıkma önlemlerinin yanı sıra devalüasyona gidildi ve 14 Ağustos 1958 kararları uygulamaya konuldu.
Türkiye’nin IMF ile ilk stand-by anlaşması ise 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra ülkeyi yöneten askeri idare sırasında, 1 Ocak 1961 tarihinde gerçekleşti.
Türkiye’nin IMF ile son stand-by anlaşması 2005 yılında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan yönetimindeki AK Parti iktidarında yapıldı.
IMF ile en çok stand-by anlaşmasını Süleyman Demirel başbakanlığında yapıldı (6 kez) diğer
stand-by anlaşması yapan hükümet başkanları ise şöyle;
Cemal Gürsel
İsmet İnönü
Süleyman Demirel
Bülent Ecevit
Bülent Ulusu
Turgut Özal
Tansu Çiller
R.Tayyip Erdoğan.
1964 yılında Kıbrıs’ta yaşan olaylar nedeniyle harekete geçmeye hazırlanan Türkiye’yi engellemek isteyen ABD Başkanı Lyndon Johnson’nun, “NATO kapsamında verdiğimiz silahları Kıbrıs’ta kullanamazsınız” sözüne karşılık olarak İsmet İnönü “Yeni bir dünya kurulur, Türkiye de orada yerini alır” cevabını vermiştir.
* * *
1965 yılında Süleyman Demirel’in ilk başbakanlık dönemi, Anıtkabir ziyaret ediliyor. Demirel protokol gereği önde yürüyor ama durumdan rahatsız. Adımlarını yavaşlatarak İsmet Paşa’nın yanına gelmesini bekliyor. Bunu farkeden Paşa, Demirel’e yaklaşıyor, yavaşça şunları söylüyor: “Yürü yürü, rahat ol. Sen başbakansın, protokol kimsenin değerini düşürmez…”
Bir röportaj sırasında gazeteci Demirel’e sorar:
-İsmet İnönü ile aranızda sorun mu var?
Demirel’in cevabı:
-O, arkasına koskoca Kurtuluş Savaşı’nı almış bir kahraman, ben kimim ki onunla bir sıkıntım olabilsin…
Süleyman Demirel, devlet adamlığı ve siyasi nezaket nasıl olur bizlere bu konuda çok güzel örnek bir davranış sergiliyor.
* * *
1950 yıllarda yaşanan bir olayla ilgili anekdotu paylaşmak sanırım bu konuda söylenecek en doğru söz olacaktır.
Anekdot şöyle..
1950 seçim kampanyası sırasında Kocaeli’nde bir Demokrat Partili “İsmet Paşa asker kaçağıdır” diyerek konuşmalar yapıyor.
Bu konuşmaları dinleyen Turan Güneş bu kişiye “İsmet Paşa adı üzerinde bir asker, yani Paşa… Sen nasıl olur da ona asker kaçağı dersin” diye soruyor.
Aldığı cevap özetle şöyle oluyor:
“Ben de İsmet İnönü’nün bir general olduğunu biliyorum. Ayrıca o İstiklal Savaşı zaferi ile Kocaeli’ni de düşman işgalinden kurtaran komutanlardan biridir. Ama ben İsmet İnönü’yü siyaseten beğenmiyorum. Bunu en kısa yoldan nasıl anlatacağım? O’na asker kaçağı diyorum.”
Düşünsenize Osmanlı İmparatorluğu’nda bir subay olan ve Kurtuluş Savaşı’nda birçok cephelerde savaşarak zafer kazanmış İsmet Paşa, Başbakan olunca askerlikten emekli olmuş bir komutandır.
O devirde onun asker kaçağı olduğu söyleyen bir siyasetçi ve buna inanan bir seçmen kitlesi varmış.
Yukarıda yazılanları okuyunca bugün İsmet Paşa üzerinden yapılan siyaset 1950’li yıllarda yapılan siyaseti akıllara getiriyor."
http://malatyahaber.com/haber/ismet-inonu/
Eyvah ki eyvah. GÜndem değişsin se daha da eyvah demektir, çünkü bir şeyler fena patlayacak demektir, bence...
-
vollkan59
kullanıcısına yanıt
Ters psikoloji mi yapıyorsun tiyatro falan 
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Makkensiyle anlaştılar ya algı yapıyorlar. 
Bknz: tatlı su kurnazı
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Etik mi? Etik ne demek? 16 yıl önce önce tdk'nın sözlüğünden çıkartıldı o kelime.
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > -
Sevr'i Mondros'u imzalasa adamı bu kadar lekelemezlerdi. -
ismet inonunun yanlislari olmustur dogrularida olmustur ama bunu bu sekilde gundeme getirmek hic dogru olmamistir.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Hiçbir zaman edebimi ve seviyemi düşürmemeye çalıştım. Verdiğin cevapta açıkça kendini tanımlamışsın.
Sana artık verecek cevabım yoktur.
Blok!
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi wolfestein -- 11 Ekim 2018; 16:27:14 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Rahmetli Menderes'e hergun küfreden adamlar şimdi Rte'ye ölu arkasindan konusma diyor. Yıllarca bize amerikan bağımlılığıni Menderes'le başladığı yalanıni anlattılar. Simdi inonunun Marshall yardımları da anlatılinca türlu kılif uydururlar. Son olarak İnönü'nun Boraltan köprüsü ihaneti der susarım.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Ülkenin cumhurbaşkanı olmuş bir kişi hakkında, bir cumhurbaşkanı olarak topluluk önüne çıkarak böyle eleştiri yapmak prestij düşürücü ve ülke birliğinde sıkıntı yaratacak bir şeydir. Yapılmış olan şeyleri beğenmediğini yanlış yapıldığını ve düşündüğünü belirtebilirsin, ama bu günah keçisi arama durumu. -
Maalesef millet olarak hatayı kendimizde aramama gibi bir huyumuz var. Evet, dış yardımlar Türkiye'ye hakikaten de zarar vermiştir. Ama "dış güçlerin" istedikleri şartlardan ötürü falan değil; Türk milleti hazıra konmayı sevdiği için, çağlardan beridir kendi yöntemlerini geliştirecek bir zihin yapısına sahip olamadığı için.quote:
Orijinalden alıntı: Guest-EB772A469
Bu mesaj silindi.
Alıntıları Göster -
İnönü yü sevmem ama Erdoğanın yaptığı etik değildir. Geçmişte olmuş olayları yada geçmişte yaşamış insanların yaptıkları doğru yada yanlış diyebilecek işleri bugün politika malzemesi olarak kullanmayı doğru bulmuyorum. Geçmişe takılmayı sevmem ama Erdoğan ın İnönü nün amerikan bayrağı sallamasını değil kendisinin birkaç yıl önce yaptığı yanlış Suriye politikasını tartışmaya açması gerekiyor. Hak etmediği halde damadını bakan yapmasını tartışmaya açmasını tercih ederim. Taraftar değilim oyumu AKP ve verdim.
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > -
Zaman önünde yitip gidecek kimdir, ona bakmalı.
İnönü, Türk tarihinde, Türklerin Anadoluda tutunmasını sağlamış komutan kadrosunu yöneten büyük bir askeri lider olarak anılacaktır. 100 yıl sonra da, 200 yıl sonra da, 300 yıl sonra da... Bu değişmeyecek. Büyük taaruzdaki topçu taaruzu başarısı başlı başına kendi eseridir. Mustafa Kemal Atatürk'ün komutasındaki bu ekip (ki kiminin rütbesi aslen Mustafa Kemal Atatürk'ten yüksektir) bu halka bir ülke kazandırmıştır. Bu gerçek değişmeyecektir. Bu tarihi ana kendisini altın harflerle yazdırmış birisidir.
Sonrasında, siyasal konular tartışılır. O yüzden, atıp tutmadan önce, ben neyim, dalaştığım adam ne? Buna bakmak lazım gelir. Ama edepsiz de her yerde edepsizdir. Yapacak bir şey yok.
İsmet İnönü'ye istediğiniz kadar çamur atın, gerçek değişmez. Recep Tayyip Erdoğan, Özal gibi, Sülo gibi, tarihin tozlu sayfalarına gömülecektir. 100 yıla gerek yok, 50 yıl sonra kimse Özal'ı hatırlamayacak. Sadece ismen biliyor olacak. Halkın %90'ı, bundan 100 yıl sonra Özal'ın adını dahi bilmiyor olacak. Recep Tayyip Erdoğan da böyledir. Siyasi olaylar, yöneticiler, anı yaşarken çok mühim ve büyükmüş gibi gelir. Ama gelin görün ki, zamana karşı değerleri yoktur. Tarihi karakter olmak ayrı bir konudur. Basit bir soru: Nazım Hikmet ilk defa hapse girdiğinde adalet bakanı kimdi? Ne bileyim? Nazım Hikmet'i tanıyorsun. Adalet bakanını? Bilmem. Ben bilmiyorum.
Einstein'ı tanıyorsun. Biliyorsun. Einstein'ın izafiyet teorisi ispat edildiğinde, Almanya şansölyesi (başbakanı) kimdi? Bilmem. Einstein'ı tanıyorsun. Başbakanı tanımıyorsun. İsmini bile bilmiyorsun. Demek ki, tarihi karakter konusu farklı bir konu. Siyasi karakterler son derece ölümlü. O yüzden kendini büyük bir şey sanmayı da bırakmak lazım. Özellikle demokrasi olduğu iddia edilen bir yönetimde... Çünkü, demokrasi var ise, yöneticilerimiz vekaleten ülkeyi yönetiyor. Biz istediğimiz için yönetiyor. Kamu hizmeti görüyorlar. Kendilerinin patronu bizleriz. Demokrasi değilsek, söylesinler, haddimizi bilelim. Ama demokrasi isek, patron biziz. Bu da onları tarih önünde daha bir silik yapıyor. Bu gerçek de değişmeyecek. Bir gün Sayın Cumhurbaşkanımız da Kenan Evren gibi ölecek. Bugünün gençleri Kenan Evren'in adını bile nasıl bilmiyorsa, kısa sürede sayın Cumhurbaşkanımız da aynen öyle unutulacak. Peki ya İsmet İnönü?
Kendinize dev aynasında bakmayın. Bugün var, yarın yoksunuz. Ölümsüzlerle de uğraşmayın. Siyasetini ölesiye eleştirebilirsin. İsmet İnönü'nün şahsına, tarihi pozisyonuna gram laf edemezsin. Bu ayrımı yapamayan adam da siyasetçi olmasın be arkadaş! Olacaksa da çenesini tutsun iki. Anlamı ne bilmiyorum. Antipatik bir olay bu. Artık bonus yazmıyor. Ak Partililere de, muhafazakarlara da kabak tadı vermeye başladı bu iş. Adam sana savaş kazandırmış, o savaşla da ülke kazandırmış komutanlardan biri. Ve hatta Atatürk'ten sonra en önemlisi. Atatürk'ün beyninin içinde dönen ama hiçbirinin kuyruğunun birbirine değmediği, ilmik ilmik işlediği, bölgedeki tüm güçleri istediği yere getirecek ve son, güçlü, tek darbe ile işi bitirecek karmaşık planını gerçek kılan adam lan İsmet İnönü. Müthiş bir uygulayıcı.
Her dehanın ihtiyaç duyduğu has adam. Deha, planını yaparken, realist temellerden yola çıksa bile, uygulaması zor kısımları uygulayan adamların olması şarttır. Bu detayları çözecek "uygulayıcıların" varlığı ve bu kişilerin dehaya olan bağlılığı, dehanın başarısı için elzemdir. İnönü de işte bunu yapan adamdır. Muhteşem bir uygulayıcıdır. Güvenilir, sözünün eri, işini takip eden, sorumluluk sahibi bir asker. Aldığı emri öyle ya da böyle yerine getiren adam. İnönü olmasa, Atatürk'ün planı işlemeyebilirdi. Bunu unutmayın.
Söz konusu adamlara dünyada olan saygı da göz önüne alınınca, İsmet İnönü'nün ABD bayrağını Türk bayrağı ile birlikte sallaması, o dönemin ABD'si için onur. Bu adamlara dünyanın bakış açısı farklı. Normal siyasiler olmadıkları için, ülke kazanmış savaş kahramanı komutanlar oldukları için, dünyanın günümüz sümük sümük siyasilerine olan yaklaşımı bu adamlara gösterilmez. Yani, pencereye tersten bakıyorsunuz. İnönü'nün Özal gibi, RTE gibi olduğunu düşünüyor, FOTOŞOPLANMIŞ kareyi Türkiye adına aşalayıcı buluyorsunuz. Aksine, bu adamlar varlıkları ile çoğu ülkede kompleks sebebi idiler. FOTOŞOPLANMIŞ (Türk bayrağı çıkartılmış) o kare gerçek olsaydı, dönemin ABD'si için "onurlandırma" olurdu. Bit kadar ve güçsüz dönemin Türkiye'sinin itibarı şimdikinin katları idi özetle.
----------------------
Sonuçta, hepimiz öleceğiz, toprak olacağız. Hepimiz unutulacağız. Bir avuç insan ise hiç unutulmayacak. Muhtemelen sayın Cumhurbaşkanımız da bunun farkındadır. İnönü'nün hiç unutulmayacak olması ve Anadolu insanına tekrar bir ülke kazandırmış adamlardan biri olduğu gerçeği, bir kesimi ve Sayın Cumhurbaşkanımız'ı fena rahatsız ediyor. Ama ne yapalım? Kader.
Sayın Cumhurbaşkanımızın yerinde olsam, "Engin Türk halkı ve devletinin sonsuz okyanusunda bir damla olabildiysem ne mutlu bana!" der, yoluma bakardım. Tevazu, bazen çok daha fazla değer verilen bir kavramdır. Gerçekleri söylemekten de zarar gelmez. Bazen siyasi hayatta gerçekleri söylemek halkta daha çok sempati toplar. Yavaş yavaş o anlara geliyoruz. Ak PArti bunu da görüp, manevrasını bu yönde yapmazsa, yakında kendileri şu pozisyona düşeceklerdir: 
Yani, "Ben gidersem devlet biter" , "Ak Parti biterse devlet çöker" gibi anlamsız söylemleri bırakmak lazım. Sana ülke kazandırmış adamları da günlük siyasetin mezesi yapmaya da bir son vermek lazım. Türkiye ununu elemiş, kabağını asmış. Şu dini baskı meseleleri çözüldü. Bu sorunlarla yüzleştik. Bitti. Artık Ak Parti'ye İsmet düşmanlığından mama çıkmaz. Aksine, antipatik bir olay bu. "Sorun çözüldü, bitti. Daha ne sündürüyon?" derler adama. Ki oluyor da.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 11 Ekim 2018; 23:27:26 >
Ip işlemleri
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
Bu mesaj IP'si ile atılan mesajları ara Bu kullanıcının son IP'si ile atılan mesajları ara Bu mesaj IP'si ile kullanıcı ara Bu kullanıcının son IP'si ile kullanıcı ara
KAPAT X
