Şimdi Ara

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’den yenilenebilir enerjiye yönelik açıklamalar

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
3 Misafir - 3 Masaüstü
5 sn
15
Cevap
0
Favori
250
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’den yenilenebilir enerjiye yönelik açıklamalarEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Yenilenebilir Enerji Araştırmaları Derneği’nin (YENADER) "Dünya'da Yeni Ekonomik Düzen, İklim Krizi ve Yenilenebilir Enerjinin Önemi" ismiyle düzenlediği etkinliğe katıldığı. Dönmez, video konferans yöntemiyle katıldığı etkinlikte Türkiye’nin yenilenebilir enerji hamleleriyle ilgili konuştu.



    Konuşmasına küresel piyasalarda yenilenebilir enerjiye yapılan yatırım hakkında yaptığı değerlendirmeyle başlayan Bakan Dönmez, bu alana son 10 yılda yaklaşık 2 trilyon doların üzerinde paranın aktarıldığını, önümüzde 5 yıllık süreçte ise bu rakama 1,3 trilyon daha eklenmesinin beklendiğini dile getirdi.



    Ayrıca Bkz.Çinli koronavirüs aşısı Türkiye'de üretilecek



    Türkiye’nin yenilenebilir enerji yolculuğu hakkında “çok kısa bir zamanda oldukça uzun mesafe alındı” sözlerini sarf eden Dönmez, güneş enerjisi alanında hayata geçirilen ve Orta Doğu ile Avrupa’nın ilk ve tek tam entegre güneş paneli fabrikasının bir benzerinin de rüzgar enerjisi alanında kurulacağını söyledi. Dönmez açıklamalarında şu ifadeleri kullandı:



    “Güneş enerjisinde hayata geçirdiğimiz fabrikanın benzerini rüzgarda yapacağız. Tesis tamamlandı. Çok yakında üretime başlayacak. Böylece YEKA yarışmalarımızın en önemli hedeflerinden olan teknolojinin yerlileştirilmesi, yerli insan kaynağı istihdamı, enerji teknolojilerinde Ar-Ge ve inovasyon yapılması için de önemli bir adım daha atmış olacağız."



    Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’den yenilenebilir enerjiye yönelik açıklamalar



    Ülkemizin toplam kurulu güçte 100 bin megavat sınırına yaklaştığını ifade eden Fatih Dönmez, bu gücün % 52,3’lük kısmının yenilenebilir enerjiden elde edildiğini söyledi. Dönmez, 10 yıl önce % 25’ler seviyesinde olan yenilenebilir enerjiden elektrik üretiminin son üç yılda %40’lar seviyesine çıktığını belirtti.



    Her ülkenin durumu farklı



    Küresel sera gazı salınımının azaltılması konusuna da değinen Fatih Dönmez, Paris İklim Zirvesi’nin her ülkenin kendi özel durumu' ilkesine atıfta bulundu. Dönmez’in bu konudaki sözleri ise şöyle oldu:



    Ülkemiz sanayi devriminden bu yana kümülatif emisyonların yaklaşık yüzde 0,7’sinden sorumludur. AB ve OECD ülkeleri ile kıyaslandığında Türkiye kişi başı emisyon miktarında oldukça gerilerdedir. Bu tablo ortadayken, Türkiye’nin dünyayı en fazla kirleten ve gelecek için büyük tehdit oluşturan bu tablonun gerçek sorumlularıyla aynı külfeti paylaşmasının beklenmesi asla doğru olmayacaktır. Bugün, Paris İklim Anlaşması üzerindeki tartışmaları, bu anlaşma içindeki ülkelerin statüsünün yeniden belirlenmesi, daha doğru bir sınıflandırma ve sorumluluk paylaşımı ile daha güçlü bir sinerji oluşturulması açısından fırsat olarak görüyoruz.”



    Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz haftalarda ABD merkezli düşünce kuruluşu Rhodium Group'un yayınladığı rapora göre Çin, sera gazı emisyon salınımında rekor seviyelere ulaşmıştı. Kişi başı emisyon miktarında ise ABD, birinci sıraya yerleşmişti.




    Kaynak:https://www.ensonhaber.com/ekonomi/turkiyeden-gunes-enerjisinin-ardindan-ruzgar-enerjisi-hamlesi



  • GES ve RES teşvikleri %70 civarında azaltıldı. Değişken kur ile birlikte önümüzdeki yıllarda artış hızı biraz yavaşlayacaktır diye düşünüyorum.
    Ülkemizdeki yenilenebilir enerji üretiminde HES oranı fazla. Yeni hibrit yönetmeliği ve nükleer santral projeleri ile birlikte umarım çok daha iyi yere gelinir.
    Burada birini eleştirip öbürünü yermeden önce hepsinin ayrı önemi olduğunu bilmek gerek. Hem güneşten hem rüzgardan hem de nükleer güçten faydalanmalıyız öncelik olarak. Hidroelektrik ve doğal gaz gibi kaynaklar ikinci planda kalmalı (yeni proje olarak).
  • GES ve RES teşvikleri %70 civarında azaltıldı. Değişken kur ile birlikte önümüzdeki yıllarda artış hızı biraz yavaşlayacaktır diye düşünüyorum.
    Ülkemizdeki yenilenebilir enerji üretiminde HES oranı fazla. Yeni hibrit yönetmeliği ve nükleer santral projeleri ile birlikte umarım çok daha iyi yere gelinir.
    Burada birini eleştirip öbürünü yermeden önce hepsinin ayrı önemi olduğunu bilmek gerek. Hem güneşten hem rüzgardan hem de nükleer güçten faydalanmalıyız öncelik olarak. Hidroelektrik ve doğal gaz gibi kaynaklar ikinci planda kalmalı (yeni proje olarak).

  • Ulke olarak son yillarda bu alanda yapilan yatirimlar bas dondurucu
  • Neden Kıbrısa kule tipi güneş santralleri kurup elektriği kablolar aracılığı ile Türkiye ye taşımıyoruz ?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi TIGERSHARK -- 14 Mayıs 2021; 09:49:22 >
  • TIGERSHARK kullanıcısına yanıt
    1- Kıbrıs'ta yeterli rüzgar yok
    2- Kablo projesi olsa Kıbrıs'ta hemen herkes evine güneş paneli koyar ek katkı olurdu ama maliyetler ve riskler yüksek. Yüksek voltajı deniz altından kayıpsiz geçirebilmek büyük sorun.
    3- Türkiye'nin geçici (gözlemci) üyesi olduğu ENTSO-E anlaşmasıyla olası KKTC bağlantıya avrupa karşı çıkacak, ciddi sonuçlar doğuracaktır.

  • YesimCirakli Y kullanıcısına yanıt

    Ben kule tipi güneş santrallerinin den bahsediyorum ama. Siz galiba yanlış anladınız ayrıca Avrupa zaten Kıbrıs konusunda Türkiye in karşısında bunun pek bir önemi yok


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • TIGERSHARK kullanıcısına yanıt
    Su anda Türkiye nin elektriği Türkiyeye yetiyor mu? evet yetiyor. Elektrik icat oldugundan beri elektrik yetiyor. bu yeterli elektrik varken "kıbrıstan kablo ile neden elektrik taşımıyoruz" diye endişelenmenin ne gereği var? kulelerle Kıbrısın çirkinleşecegi konusuna hiç girmiyorum bile.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: berkandinçay

    Su anda Türkiye nin elektriği Türkiyeye yetiyor mu? evet yetiyor. Elektrik icat oldugundan beri elektrik yetiyor. bu yeterli elektrik varken "kıbrıstan kablo ile neden elektrik taşımıyoruz" diye endişelenmenin ne gereği var? kulelerle Kıbrısın çirkinleşecegi konusuna hiç girmiyorum bile.

    Aklımdan geçen biz elektriği üretmek için ithalata bağlı petrol, doğalgaz gibi dış kaynaklara para aktarıyoruz bu şekilde ithalat kalemlerinden büyük tasarruf sağlayabilir üretim maliyetlerini düşürebiliriz


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • TIGERSHARK kullanıcısına yanıt

    Kule tipi derken evet yanlış anlama olmuş sanırım. Benim gözümden her ikisi de kule tipi çünkü :)

    Kablo ile bağlanmanın avrupa açısından ciddi sorunu şu:

    Bir ülkenin elektrik enerjisi ihtiyacı, yenilenebilir enerji kaynağı olarak %17 nin üzerinde olduğu taktirde ani voltaj dalgalanmalarının önüne geçebilmeniz için elektrik ağınızın daha büyük başka anakaralara bağlanması gerekir. Ancak bu şekilde anlık olarak al-ver yapıp kendinizi dengede tutabilirsiniz. Kıbrıs'ta politik (torpil) nedenlerden ötürü bu değer şuanda %25 civarında ve yaklaşık %10 ekstra izin çıkmış kurulumu beklemekte. Şu an itibariyle bazı bölgelerde güneşli günlerde 263 volt cinarını görüyoruz. Alt yapının zayıflığı ve kendimizi daha büyük bir anakaraya bağlayamadığımız için ciddi sorunlar var ve ne yazık ki kısa vadede çözümü yok.

    Benzer senaryo Türkiye için de geçerli olmasın diye Türkiye şu an için geçici-gözlemci üye olarak avrupaya bağlıdır. Olur da Kıbrıs'a avrupadan izinsiz bağlantı kurarsa, kendi altyapısını riske atacaktır. Bu nedenle belki Türkiye'den olası gelecak bağlantının Kıbrıs Rum kesimi ile paylaşılması durumunda belki Kıbrıs'lı rumlar itiraz etmez (ki hiç sanmıyorum) ve o zaman bu hayal gerçek olur.

  • TIGERSHARK kullanıcısına yanıt
    Elektriği üretmek için petrol d.gaz kullanılmıyor. Güneş, hidro, rüzgar da kullanılmıyor. Türkiye'de yılda 290 milyar kWh kullanılıyor. Bu elektrik petrol d.gaz yakarak senenin 3-5 ayı açan güneş yılda 5-10 gün esen rüzgarla, nehirden akan suyla 7x24 kesintisiz sekilde üretilemez. Bunu üretecek petrol dgaz santrali eninde sonunda patlar Türkiyenin bazı bölgeleri uzun süreler elektrik alamaz Hic oyle birsey oldu mu? Olmadı cunku elektrik dgaz petrol hidro güneş ve rüzgar ile üretilmiyor başka bir doğal kaynak kullanılarak üretiliyor ve o doğal kaynak da atmosfer. Atmosferde katrilyonlarca Petawattsaat elektrik enerjisi yüklü. Şimşek ve yıldırım olarak bu gücü bazen görüyoruz. Bir şimsekte açıga cıkan enerji ile bir sehrin bir yıllık elektrik ihtiyacı karşılanabilir. Ancak o enerjiyi yavaş ve usulca cekmek şartıyla tabi. Sehir dışında bazen sehir içinde bile gördüğümüz, yüksek gerilim hattı denilen pilonlara asılı açık kablolar atmosferdeki elektriği cekiyor trafolarda 220V a indirgenip sehirlere dağıtılıyor. atmosferdeki elektrik hiç bitmedigi için sehirlerimizdeki elektrik de hiç bitmiyor.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.