|
Bildirim
|
Nihal Yalaza Taluy kendi üslubunu, kendi deyimlerini, hatta kelimelerini fazlasıyla katmış çevirdiği romanlara. Bu çok da çirkin durmuyor aslında, hemen öyle yerden yere vurmak doğru değil. Öyle ki farkın fevkinde olmayan daha çok sevebilir bile bu üslubu. Bir diğer konu; değerli çevirmenimiz ve yazarımız Nihal Yalaza Taluy, yarım asırdan daha uzun bir süre önce aramızdan ayrılmış olmasına rağmen dili ve üslubu hiç de eski gibi durmuyor. Çok ilginç. Belki biraz kesilmiş kısaltılmış, daha yalınlaştırılmış, yoğun Türkçeleştirilmiş o emek geçilmiş cümleler, bizi Nihal Yalaza Taluy'a her ne kadar yakınlaştırsa da o uzun Dostoyevski cümlelerini, o edebi dili arıyorsanız bu çevirmenimizin çevirilerinde bunu bulamayacağınızı söylemeliyim. Okuduğunuz şey Dostoyevski olmuyor o zaman. Karar sizindir. Nihal Yalaza Taluy'un Karamazov Kardeşler çevirisindeki kelime/üslup farklılaştırmasına bir örnek: Bunu söyleyen 13-14 yaşlarında Kolya adında bir çocuktur ve alaya alındığını, kendisinden hoşlanılmadığını düşünmektedir. Rusça aslı aynen şöyledir: "Söyleyin, benden çok nefret ediyorsunuz değil mi Karamazov" Nihal Yalaza Taluy ise şöyle çevirmiştir: "Söyleyin Karamazov, beni çok küçük görüyorsunuz, değil mi? Burada açıkça görüldüğü üzere Rusça aslında sonda olan özne, Taluy tarafından hem başa alınmış, hem de "nefret etmek" fiili, "küçük görmek" fiiliyle tamamen değiştirilmiştir. Rusça ve Türkçe'de özne vurguları çok benzemektedir... Taluy burada cümlenin akışına göre Dostoyevski'nin "nefret etmek" fiilini nedense yersiz bulmuş, yerine kendi fiilini koymuştur. Bu değişiklik ilk önce daha mantıklıymış veya daha hoşmuş gibi görünse de dikkatli gözler, bunun Dostoyevski'nin bir akıl oyunu olduğunu anlayacaktır. Çocuk kendisinin küçük görüldüğünü zaten bilmektedir daha doğrusu düşünmektedir... Ötesi, bunu kendisinden nefret edilmesine bağlamaktadır. Ve tepkisi çocukça bir nidadır. Fakat maalesef Taluy bunu görememiş, Dostoyevski'nin o sırada yanlış düşündüğü ya da daha uygun bir kelimeyi aklına getiremediği kanısına varmış, metnin edebi tamamlayıcılığından kopup yalnızca konuşmayı daha akıcı yapan bir fiili, orijinalinden değiştirmiştir. Leyla Soykut çevirileri bence iyi çevirilerdir. Fakat biraz "ortaya" biraz da "eskimişlik kusurları olan" çevirilerdir. Demek istediğim, özellikle ünlemlerde biraz Rusça biraz Türkçe, yeri geldikçe Rusça, çoğunlukla Türkçe kültürel çeviriler yapmıştır. Söz konusu tarz (ünlemler ya da çok karakteristik deyimler ya da çok karakteristik yüklemlerin yerel üsluba yaklaşması), modern çevirilerde tamamen terk edilmiş ve bu özel durumlarda orijinal dile tamamen sadık kalınması konusunda fikir birliği sağlanmıştır. Bununla birlikte gereksiz tasnifler ve aslından daha uzun cümleler, gizlenmemiş özneler, yerinde kullanılmamış virgüller, üslup farkına yol açmayacak ufak düzeltmelerin olmaması gibi eski çevirilere özgü "ekimişlikler" vardır. Pekiyi, Soykut çevirileri neden iyi çevirilerdir? Belki İngilizce, Almanca dillerinde yeni çeviriler daha etkili sonuçlar yaratır fakat Türkçe gibi daha durağan hatta edebi anlamda ciddi bir daralma, gerileme yaşayan dillerde eski çevirilerin modası geçmiş değil bilakis önemi artmıştır. Soykut'un çevirilerinde dilin daha diri olduğunu görüyoruz. Bununla birlikte, yeter derecede özgün üslup kullanılmış ve daha çok yazarın üslubuna yer verilmiştir. Son olarak; kullanılan dili, her ne kadar eski olsa da akıcı bulduğumu söyleyebilirim. Leyla Soykut'un Türkçeleştirilmiş ünlem ifadesine bir örnek: "Allah kahretsin onları" Rusça aslı ya da onların anladığı biçim: "Kahrolasılar" ya da "Şeytan götürsün onları" Hemen üstteki örnekte olduğu gibi, Ruslar'ın kızdıkları zaman ne dediklerini artık birebir anlıyor ve onlar gibi hissedebiliyoruz fakat "Allah kahretsin onları" dendiğinde şunu anlıyoruz: "Aaa Ruslar da bizim gibi dermiş." Bu şekilde yanlış kanılara vardırılmak artık yüzyılın okuyucusu için önemli birer ayrıntısızlık ve hatta haksızlık. Mazlum Beyhan'ın çevirilerini çok ama çok başarılı buluyorum. Belki seçtiği bazı kelimeler ya da ünlemlerle ilgili ufak tefek eleştiriler yapılabilir... Özellikle Dostoyevski'nin Suç ve Ceza'sını ve Gogol'un Ölü Canlar'ını harikulade çevirdiğini belirtmeliyim. Çevirilerinde "yazarın" cümle yapıları, üslup ve kelime seçimlerinin korunarak nasıl Türkçe'nin de son derece dikkatli (titiz) kullanıldığına şahit olacaksınız. Ergin Altay'dan yalnızca Karamazov Kardeşler ve Turgenyev'in Babalar ve Oğullar kitaplarını okudum. Bence çok başarılı. Çok daha dengeli bir çevirmen. Rusça'ya daha yakın olsa da cümleleri Türkçe tümce dizilişine çok daha uygun. Leyla Soykut'tan daha akıcı, "eskimişlik" hataları yok denecek kadar az. Burada eskimişlikten kastım elbette eski kelimelerin kullanılması değil, üslup ve biçem yönünden, noktalama işaretleri yönünden daha dikkatli bir çevirmen. Eleştirilebilir iki noktası, sanki fazla devrik cümle kurmuş ve bir de kelime seçimleri bazı noktalarda gerçekten kusurlu addedilebilir. Fakat bu kelimeler de öyle onlarca değil, belki 5-10 yerde saçma ve/veya yersiz denebilecek kadar garip çevrilmiş tamlamalara ya da deyimlere ya da özel isme rastlayabilirsiniz. Dostoyevski konusunda Mazlum Beyhan'a rakip olabilecek tek çevirmen diye düşünüyorum. |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi pc-kolog -- 11 Haziran 2014; 22:16:14 > |
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi NaFs -- 12 Haziran 2014; 16:12:21 > |
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi DaysofHope -- 21 Haziran 2014; 12:13:52 > |
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi MeE -- 22 Mart 2016; 2:15:15 > |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-C0963D60D -- 29 Ekim 2016; 13:28:05 > < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
Evet seni twitterda rezil olurken gördüm ve bu yazını teker teker aratıp burayı bulup kaydolup sırf bu cevabı yazmaya geldim Bana bak wattpaddeki Beyza alkoccu cahil velet, farkındayım cahile birşey anlatılmaz ve iq seviyen çok düşük ama emin ol bu saçmalıksa senin de nefes alman hiçbir anlam ifade etmiyor. Şimdi şu ssi bırakayım da rezilliğin tadını çıkar Ve ayrıca evet bu yazdığından dolayı burayı kizlar soruyor sanan bile olmuş. < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
+1 |
|
< Bu ileti Android uygulamasından atıldı > |