Şimdi Ara

Çok Mantıklı, 22 Yaşındaki birinin Soracağı bir soru soracağım ya neyse :D

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
7
Cevap
0
Favori
177
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • 1 - insan ırkları (Türkler, Araplar, Persler vs.) , sonradan mı oluştu? yani insan var olur olmaz ırklar oluşmadı mı ?  


    2 - eğer sonradan oluştuysa, nasıl oluştu? bu konu hakkında bir fikri olan var mı ?  



    @Nat Alianovna


    Sizin bu 2 soruya da cevabınız vardır Bence Hocam. 




  • 1. Evet, sonradan oluştu.

    2. Evrim ve zaman ile.

  • Donald Trump kullanıcısına yanıt

    eyw hocam. 


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Başlık için konuşuyorum; ne demek, estağfurullah. Bilmeyenin bilmek için sorması kadar doğal bir şey yok.


    İnsanın oluşumunu tarihte belirli bir an gibi değil de kuşaklara yayılan çok yavaş bir süreç olarak düşünmelisiniz. Bu oluşum sürecinde kimlik ve dilin de gelişimi bulunuyor ama tarihin dipsiz karanlığı içerisinde. Yine de kültürle beraber belirli bir kimlik, sosyal-siyasi bağlam veya dilin, haliyle etnisitelerin ("ırktan" kastettiğinizi etnisite olarak alıyorum) meydana gelişi ilgili insanlaşma sürecinde nispeten bir miktar daha geç bir aşama olmalı. Zaten Persler, Araplar, Türkler gibi çağdaş etnisiteleri (etnisite bu arada paylaşılabilen ve değişebilen belirli kültürel karakteristikleri işaret eden bir şemsiye terim) binlerce, hele hele on binlerce yıl önce bulmanız mümkün değil. Geçmişte başka etnisitelerin varlığı söz konusuydu. Bunlar birbirleriyle de bolca etkileşerek zamanla dönüştüler veya ortadan kalktılar. Eğer etnik kimliği konuşulan dile bağlarsanız şu ana kadar binlerce dilin yeryüzünden gelip geçtiğini, çoğunun ortadan kalktığını söyleyebilirim. Bazı diller yalnızca birkaç yüz kişi hatta iki basamaklı sayıda insan tarafından konuşuluyor(du). Bazen de yalnızca tek bir aile tarafından... Dillerin hangi kriterde birbirinden ayırt edileceği ve bazı dillerin birbirinden ayırt edilip edilmemesi gerektiği dahi tartışmalı. Karşılıklı anlaşabilme temel kriter ama her zaman istenen sonucu vermeyebiliyor.


    İnsan topluluklarına belirli avantajlar sağladıkları için evrim sürecinde etnik nitelik arz eden, görece benzer özellikler paylaşan, bazen tek, bazen iki, bazen çok dilli topluluklar öne çıktı. Atinalılar, Romalılar gibi siyasi ve sosyal kimlikler ortaya çıktı. Ama bildiğimiz anlamda "milliyet" kavramı Fransız İhtilali'nden öncesine pek gitmez. Modern uluslar tarihsel bir inşa sürecinde ortaya çıkmışlardır ve özünde Avrupa kaynaklı düşünce ve ideolojilerin ürünüdür. Fransız İhtilali öncesinde etnik kimlik çoğu bağlamda daha muğlak, belli belirsiz, karman çorman, basitçe etiketlemeye dayanan bir kategoriye karşılık düşer. Birbiriyle alakalı alakasız tüm atlı göçebelere eski kaynaklarda "İskit" denmesi gibi. Acem diyarından gelene otomatik "Pers" denmesi, eski Japonların Avrupa mallarına "Hollanda Malı" demesi, Rusların geleneksel Ortodoks başkent Moskova dışındaki Avrupalıların konakladığı yere "Alman Mahallesi" demesi, Rusların "Vikinglerin", Rusya Türklerinin ise "Tatar-Moğol" adını taşıması, Rumların Latin olmadıkları halde "Romalı" olması gibi gibi gibi....





  • Ben de 22 yaşında biri olarak yanıtlayayım. Ek olarak, (konuyu biraz bulandırayım) bu etnisiteleri kimileri haplogruplarla eşleştirirler ki, bu çok yanlış. Vaktinde forumda birisiyle bu konuyu hararetle tartışmıştım. Aha Nat hocaya sor.


    Haplogruplar daha milletleşmenin olmadığını, olamayacağı zamanlara tekabül ediyor. Otuz bin yıllık bir haplogrup var. Dünya tarihi için küçük bir sayı ama insanlık için çok büyük. Şimdi etnisitelerin nasıl oluştuğuna dair soruya gelirsek, o dönemlerde insanlar, muhtemelen, en fazla "biz" ve "bizden olmayanlar" fikrindeydi. Yabancının farkındaydı ama "biz neyiz, biz kimiz" sorularının cevaplarını veremiyorlardı. Verdikleri zaman milliyet şuuruna eriştiler. Mesela Türkler gibi konar göçerler, "kendilerinden olmayan"ı, muhtemelen diğer yaşantıları benimsemişlere göre daha önce öğrenmişlerdir. Çünkü göçüp duruyorlar, yabancı diyarları insanları evvelden görüyorlardı :))





  • Tabii haplogruplar genetik tabanda olduğu için bu denli eskiler ve bir topluma veya bir millete indirgenemeyecek derecede büyük bir kategoriyi, anneden geçen ortak mitokondriyal veya baba ile erkek evlada özgü Y-Kromozomu DNA dizisini ifade ediyorlar. Bu anlamda pozitif bilimde "ırk" diye bir şey yok. Belirli fenotiplerin yoğunlaştığı haplogruplar var. Etnisite ise sık sık belirli yaygın fenotiplerle karakterize olsa da daha çok kültürel ve bilişsel bir fenomen. İnsan beyni geliştikçe aynen dediğiniz gibi topluluk bilinci de gelişti. Topluluk bilinci sonra kimlik geliştirmiş bir cemiyete veya millete tekabül eder hale geldi. Bu çerçevede Hıristiyanlar da Müslümanlar da Budistler de bir "millet" veya "cemiyet" olmuştur. Ancak özellikle özgül dile ve kültür-yaşam coğrafyasına dayalı etnik kimlikler dinsel boyuta ve dini gelişmelere ve kültürarası geçirgenlikten kaynaklı heterojenliğe rağmen baki kalmış (Acem gibi, Türk gibi, Arap gibi), onlar da modern milliyetçiliğin doğuşuyla milletlere dönüşmüşlerdir. Millet haricinde sayısız bağlılık / toplum türü var. Ailevi bağlılık, kabilesel bağlılık, klan bağlılığı, karizmatik lider etrafında yeni bir toplumun baştan teşekkülü / lidere bağlılık vs


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.