Abd ile toplumsal anlamda ilişkilerimizi geliştirmeliyiz.

2. Dünya savaşından beridir ortak çıkarları bu kadar olup da bu kadar sorun yaşamamız, bu kadar uzaklaşabilmemiz kadar üzücü bir şey yok. Toplumsal ötekileşme, Komplo teorileri derken bu durum hem bizim elimizi zayıflatıyor hem Abd'nin. Türkiye - Abd ilişkileri manevi ve maddi anlamda çok daha iyi olsaydı Rusya, bu kadar rahat imkan bulamazdı. Biz Suriye'de Rusya ile ortaklık yaparak bölgeye girmeye çalışmaz zorunda kalmazdık. Abd, Ortadoğu'da Türkiye gibi kozmopolit, köklü bir dev varken ne Suudi Arabistan'ın nazını, ne İran'ı dert etmek, düşünmek, hizaya getirmek için uzaktan kırk takla atmak zorunda kalmazdı. Biz gerekli ultimatomu yeni nesil ekipmanlarla, NATO'nun 2. büyük ordusu olarak verirdik olay kapanırdı.

Herkeste bir Abd, ortadoğu petrolü ile şöyle - böyle komplo teorileri var, Abd'nin orta doğuda yaklaşık harcadığı paranın 4-5 trilyon dolar olduğu söyleniyor. 4-5 trilyon doları petrolden elde edebilmek için kaç katrilyon petrol gerekiyor ve ne kadar kâr marjı ile satılmalı ki o kadar askeri ekipmanı, askeri, kaybı, maddi zararı uçak gemileri veya Avrupa'dan karadan gönderip, getirmekle bu zararı çıkarasın? Hayır, mesele bir şeyleri ele geçirip para kazanmaksa komple o paraya istese Irak'ı peşin peşin alırdı. 2001 Irak Nüfusu, 20 milyon. 5 trilyonu böl 20 milyon kişiye kişi başı 250 bin dolar. 

79'da komşuda, 80'de bizde darbe yapmasaydı iyiydi. Kurucusu Benjamin gibi bir mucitin torunlarına ayıp oldu biraz.

Bu darbe olayı çok sömürülüyor. O dönemleri yaşayan kim ile konuşsam sağ-sol fark etmez siyaset bitmiş darbeyi herkes bekliyordu diyor. Buna karşı argümanda darbenin şartları oluşturuldu denmekte, yine o dönemki kişiler buna katılmıyor. Çünkü aylarca hatta yıllarca CB seçilemiyor, bir siyasi geliyor diğeri gidiyor, birbirimiz ile anlaşalım koalisyon kuralımda yok, anında bozuluyor. Kısacası anayasaya göre ordunun devlete el koyma şartlarının tamamı oluş durumdaydı ki anayasaya göre ordu da el koydu. Kaldı ki anayasa referandumu da ezici bir oy ile geçti, Kürdü, Türkü hepsi evet dedi.

Darbe deyince artık insanlar 15 Temmuz gibi düşünüyor, 15 Temmuz illegal bir darbe, anayasaya dayanır bir yanı yok. 80 darbesi ise anayasaya dayanarak yapıldı.

@Karbon 12

Amerika,80 den sonra dincileri desteklemekle büyük hata yaptı.

Demokrasiyi desekleseydi,şimdi Türkiye AB ye üye gelişmiş bir ülke ve güvenilir bir müttefik olurdu.

...sokağa çıkma yasaklarıyla.

Yakın zamanlarda, yani son on - onbeş senede epey döküman çıktı. Özellikle de ve Assange'ın bulduğu, Wikilieaks'te gösterilmiş ABD tarafındaki yazışmalar. Trkiye'ni bazı arşivleri açması, o dönem görev yapmoş bazı Türk müsteşarların açıklamaları ile belgelerin sıraya dizilmesiyle 1980'nin ABD tarafından planlanmış ve geliştirilmiş bir darbe olduğu artık önemli politik bilimler okullarında müfredata girdi.

Benim de öğrenimim 80 sonrasına denk geldi, fakat biz ilklerin şansı öğretmenler de, literatürün pek çoğu da 80 öncesine aitti. Ders kitabından başka bir şeyi merak eden birisi için literatür 60 devriminden sonraki literatürdü. Mesela o dönemin arama motoru ansiklopediler, Gelişim, Larousse, Hachette... bilim kurulları, editörlükleri olan hakemli yayınların hepsinde de başlık olarak "1960 Devrimi" yazardı.

Sanırım politikacılar kendi "eserlerini" normal göstermek için on senede bir darbe oluyor sözünü buldular. Bu 90'larda oldu. 60 darbesi lafının ilk defa 90'ların sonunda duyduk herhalde, bir vesika bilen varsa bildirsin. Buradan daha ileri götürüyorum. Türkiye'de bir tane darbe vardır, o da 80 darbesi. Rejim değişti.

Ülkelerde politik krizler olur. Yakın zamanda İngiltere'deki kriz, İtalya'daki kriz, aylarca, hatta yıldan fazla başkansız idare edilen 'birinci dünya' ülkeleri şu anda var. Darbe bunların gerektireceği şeylerden değildir. Özellikle de eğitime karşı yapılmış bir darbenin sebebi bunlar olamaz. İngiltere ve ABD ise bir ülkenin yönetiminin nasıl manipüle edileceğinin ustaları. Güney Amerika ve güney Asya bunlarla dolu, 70'lerde emin olmak mümkün değildi, çok azlarımız görebilmişler ama artık vukuatlar desenleşti, suç 'pattern'ları var, akademik literatürlerde kabul görüyor.

Nereden görecektik, ne biliyorduk. Üniveristelerde karışıklık oluyor, biz de yaşadık, olaylar çıkıyor, kapılar kapatılıyor, üniversitelerde mahsur kalan öğrencilerin tanıdıkları gidip onları arıyor, almaya çalışıyorlar. Bu neyi gösterir. Bir tek TRT var, bir de gaze muhabirinin dışardan görebildiği. Sağcılar azdı, solcular kudurdu (böyle ifadeler o zamanlar televizyonda olmazdı, ama insanlar böyle konuşuyordu, onu düşündürdüler). Gidip o sağcı solcularla konuşun, ne sağdan, ne de soldan haberleri var. Keşke gerçekten sağ-sol kavgası olsaymış. Öğrencileri okutmadılar, okullar kapanıyordu, siyasetçilere siyaset yaptırmadılar. Seneden fazla sürdü. Sonra tabii, herkes müdahale bekliyor. Darbe olduğunda, sokağa çıkma yasağı ilan edildiğinde biz tatildeydik, otelde yasak anons edildi ve herkesin tatili bir gün daha uzadı. Ertesi gün yolculuk, darbe olduğunu bir sonraki sabah radyodan öğrenmişiz. Bunu şunun için yazdım, 70'lerde bilgi almak buydu. O şartlarda karasal telsizi olan bir organizasyon bir topluma istediğini düşündürebilir.

@tenekekutu

Devlete karşı olan bir toplumun Konfederasyon yerine, federasyon olması Abd içinde, dünya içinde çok kötü olduğunu söylüyordu Besim Tibuk. Bir bakıma da haklı. Her ne kadar dünyanın en kapitalist, liberal devleti de olsa Abd Federal Devleti, liberalizm ve kapitalizm ile çekişecek kadar büyük ve merkezi bir güce sahip. Fakat darbeleri sadece her hangi bir devletin tek başına yapabileceğini veya yaptırabileceğini düşünmek doğru değil.

İster bu tarz ani - sert darbe gibi süreçlerle, ister yumuşak - protesto, tepki gibi şeylerle kamuoyu desteğini almadan her hangi bir ülkede bir değişim, farklılık yaptırabilmek bence mümkün değil. Bizde, de diğer ülkelerde de bu tarz olaylarda halkın aktif veya pasif desteği olmadan silah zoruyla bu tarz şeyleri başarmanın mümkün olmadığı onlarca kez kanıtlanmış durumda. Arap Baharına deli gibi para aktı, destek aktı toplum bunu benimsemediği sürece, istemediği sürece başarılı olabildi mi? Ne yazık ki hayır.

Afganistan'da, Vietnam'da, Irak'ta. Buralarda Abd, doğrudan kalabalıklar ile savaşmak yerine bu kalabalıkları zihinsel, manevi olarak kazanabilseydi başarılı olabilirdi aynı Güney Kore'de olduğu gibi.

Türkiye'de sosyalistler o kadar Abd düşmanı ki hala 2010-2020'lerde bile TV'lerde büyük uluslararası kanallarda Abd düşmanlığı yapıyorlardı. Tabi artık o kanallarda dahi çalışamıyorlar, bir bakıma iyi oldu, bu kadar Sovyet - Rus emperyalizmi olan Sovyet ve Çin Komünizmini savunup her şeyiyle Abd menşeisi, kültürünü, hizmetlerini kullanmana rağmen Abd düşmanlığı yapmak nasıl bir psikolojik durum anlayamıyorum.

Yani sosyalizm denilen şeyin merkezi Abd olması lazım çünkü adam sana başka bir ülkede elde edemeyeceğin yeni bir ulusal aidiyet imkanını veriyor. Sonradan Rus olamıyorsun, Çinli olamıyorsun ama Amerikan olabiliyorsun, sonra Komünizm, Sosyalizm deyip Abd kötüleyip Rusya ve Çin övmek nasıl bir tezat 

sosyalistlerin abd karşıtı olmalarının ideolojik yanı dışında abd nin dincileri desteklemesi de vardı.

bügün fetö denen yapı abd nin çocukça, komünizme karşı islamcıları destekleme denen saçmalığından beslendi.

ama işin en garip ve acı tarafı 90 lardan sonra komünizm tehlikesi kalmadığı halde abd dincileri desteklemeye devam etti.

öyle ki ilk defa bir nato ülkesinde bir dini yapı darbeye kalkıştı.

oysa demokrasiyi destekleseydi (sosyalistleri demiyorum sadece demokratik düzeni kastediyorum) bugün Güney Kore seviyesinde bir ülke olacaktık.

adamlar açık açık kürdistancı emelleride türkiyeyi bölmek arkası büyük israil keyiften papaz olmuyoruz,binlerce silah açık açık pkklılara veriliyor sözde müttefikimiz tarafından.

kucağına atsalar bizi 2016 da denediler şu an çoktan sınırda full kürdistan kurulmuş tr dede doğuda bölünme refarandumu demokrasssiiii çağrıları vardı.

Bizde ve diğer ülkelerde de bu tarz tarikatların oluşumuna, güçlenmesine destek verilmesi veya engellenmesi konusunda bir şeyler yapılmaması benimde üzüldüğüm bir durum fakat bunu 2 çerçevede yorumluyorum ben. Bizde aynı komünizm, sosyalizm adı ile olmasa da toplumda solda da, sağda da her insanda her şeyi devlet karşılamalı, devlet belirlemeli gibi gizli sosyalizm, komünizm potansiyeli gibi dini ideolojiler kısmında da büyük potansiyel olduğundan ve tarikatlar ve fetö gibi işi terörize edebilecek boyuta çıkaran tarikatlar ister istemez televizyonlardaki klişe drama dizileri gibi tutma potansiyeli olan şeyler konumuna mı düşüyorsa nedir Abd, İngiltere, Fransa, Rusya, Çin vb. bu tarz tutma potansiyeli yüksek olan tarikatları kimse karşısına almak istemiyor galiba.

Fakat ortadoğu ve bizle ilgili konularda Abd'nin, eski İngiltere - Britanya misyonunu - aklını taklit etmesine benzetiyorum ben bunu ve buna sinir oluyorum. Orta Doğu'yu bu mantıkla ile rezil eden de ne yazık ki İngiltere. İsrail - Filistin kaosunu oluşturanda ne yazık ki İngiltere'nin akılsız dış politikaları.

Şu son Suriye iç savaşındaki ayrılığa kadar bizim açık açık böyle bir ayrılığımız yoktu. Terör örgütünü ve Suriye'deki uzantılarında durumu konusunda Abd, Rusya'ya kıyasla en azından bunlar evet terör örgütüdür, teröristtir - şöyledir diye resmi olarak kabul ettiği şeyler var. Rusya'ya veya Çin'e böyle bir terörist tanımlaması kabul ettirebilmişliğimiz yok bildiğim kadarıyla.

Kendimizle çelişmemek gerekiyor, hem Abd her şeyi yapabilecek kadar büyük - süper güç deyip hem de darbeyi de onlar yapmayı denedi başarısız oldular demek doğru mu? Abd ile ilişkileri geliştirip kamuoyu desteği ile Abd meclisinde fetö teröristinin darbe ile ilgili yargılanması ve Türkiye yani bize iadesi için kamuoyu desteğine ihtiyacımız var. Senatörleri yada Temsilciler Meclisi, artık hangisinin yetkisi ve limitlerindeyse Abd kamuoyu, bizle aynı kamuoyu düşüncesine sahip olursa Abd meclisleri de o kamuoyu tepkisine göre fetö teröristini yargılama ve sınır dışı etmekten geri kalmaz, kalamaz. Abd bize fetö'yü iade etse biz Abd'yi mi suçlayacağız fetö yüzünden Abd'ye mi savaş açacağız? Hayır.

Bizim İstihbarat birimimiz nasıl Cemal Kaşıkçı olayında kayıplık durumunun soru işaretleri ve suçlamaları bize yani Türkiye'ye kalmasın diye olası dinleme, kayıt önlemleri aldılarsa aynı şekilde Abd'de fetö teröristinin darbe sürecindeki konuşmalarını, temaslarını, etkileşimlerini adım adım izlemiş, kaydetmiş ve dinlemişlerdir. Her hangi bir Abd politikacısının veya istihbaratının bizzat dahili olma durumu varsa bile bunu dahi olası açıklanma, yargılanma sürecinde teşhir etmeyecek şekilde de eleyerek abd'deki üst düzey fetöcüleri takip edip, kaydetmişlerdir.

Dünyanın en narşist ülkesi abd olduğunca uzak durmalı gerekirse biraz acı çekmeli ne yapacaksak kendi başımıza yapmalıyız. İlla ittifak kuracak dost olacak ülke arıyorsak Rusya iyidir..

Bir de Ermenistan ve Azerbaycan'a, Kazakistan'a sormak lazım Rusya nasıl bir dev müttefiktir diye? Kendi tarihimize soracak olursak geçmişimizde halledemediğimiz, alt edemediğimiz ve bize en çok zarar veren eski sorunlu rakibimiz olur kendileri.

Ne demek istediğimi bildiğiniz halde bu şekilde yazmanız, yorumlamanız üzdü. Abd'den F16'larla ilgili yenileme gibi hizmetler almak istiyoruz kamuoyu desteğimiz olmadığından dolayısıyla güçlü lobi desteğimizde olmadığından Abd Başkanı Biden veya Pentagon ulusal çıkarları adı altında için Türkiye'yi kaybetmemeliyiz, Türkiye için F16 konusunda yardımcı olmalıyız gibi rica etmek, olmak zorunda kalıyor.

Abd, ne dünyanın en gelişmiş devleti ne en demokratiği fakat kültürel, ekonomik, askeri anlamda en rahat ve en hızlı ortaklıklar kurabildigimiz bir dev aynı Çin veya kısmi dev Rusya gibi.

senin amerika dedigin ülkeye sen zaten her $ekilde biat ediyorsun bu menderes zamanından beri böyle.. fakat adamlar sadece biat 1stemiyor seni parcalamak da 1st1yorlar.. böyle ben biat ettim bunlara kul oldum tamam bundan sonra bana amerika dokunmaz benim cıkarımı savunur böyle bir sey yok.. olmadıgını görüyoruz..

rusya konusunda da bir sey degismez.. rusya ya yakınlasırsan, sonun kazakistan, cecenler falan gibi olur.. rusya tarafında olup da, cin gibi egemen olamazsın, cünkü onlar güclü.. onlar rusya ya kul olmazlar dost olurlar. sen gücsüzsen, büyük ülkelere dost olmazsın, kul olursun ve egemenligini kaybedersin..

özetle gücsüz olup kul olmak egemenligi garanti etmiyor.. neticede her $ekilde kendin güclü olacaksın..

ABD ile neyin ortak çıkarından söz ediliyor?

1. Kıbrıs meselesinde ABD Rum tezlerinden taraf.
2. Yunanistan ile kıta sahanlığı konusunda Yunan tezlerini savunuyor. Hatta malum askeri yardımnlarını epey arttırdı.
3. Suriye'de PYD'yi güçlendirerek olası bir Suriye Kürdistan'ının oluşumunu destekliyor. YPG'ye binlerce tırlık silah gönderdi.
4. Montrö'nün delinmesini savunuyor.( Bunu bi ara bizimkiler de istiyordu ya.) Böylece savaşı Karadeniz'e taşımayı düşünüyor.
5. AKP'nin Libya politikasını savunmasam da bu politikaya da ABD karşı. Mavi Vatan tezine en büyük düşman ABD'dir.
6. Bizim dahil olduğumuz uçak projesinden bizi atan da ABD. Ha diyebilirsiniz ki siz de S400 almasaydınız. Doğru fakat sonuçta olan oldu. Komşumuz Yunanistan hunharca silahlanırken bize silah satmıyor ABD ve Batı. Bu yüzden silah sanayi gelişmeli işte.
7. İslami terör kavramının oluşturucusu ve tüm dünyadaki İslami grupların en büyük destekçisi yine ABD'dir.
8. Son olarak ne ABD ne Rusya ne de Çin dost değildir. Bunları düşman olarak da bellememek gerekir. Büyük devletler ile sınırlı bir ilişki olmalı.

Türkiye Batı bloğunun bir üyesi. Oradan çıkıp Doğu bloğuna geçsin demiyorum fakat batı bloğunda kalsak dahi ulusal çıkarlarımızı koruyabilmeliyiz. Ülke bu haldeyse unutulmaması gereken nokta bu siyasi iktidarın ABD desteği ile iktidara geldiğidir.