|
Bildirim
|
Kardeşim çok doğru söyledin sanki benim düşüncelerimi birebir yazıya dökmüş gibisin.
Hayalim güzel bir Avrupa ülkesinde yaşamak, cuma cumartesi eğlenmeye gitmek, kız arkadaşımın olması(yabancı) onunla piknik yapmak vs. Fakat memurum, Türkiye'de yaşıyorum. Cuma cumartesi evdeyim. Kız arkadaşım yok. Olursa da piknik değil cafeye gideriz çünkü yeşil yok edildi. Hayallerimle hayatım arasındaki makas git gide açılıyor. Memurluk ha denilince bırakılmaz dolayısı ile Türkiyede kalırım ve gerisi de çorap söküğü gibi gelir(olumsuz manada) |
25 yaşında olan, 1.5 yıl sektör tecrübesi olup, öğrenim hayatı boyunca kendini geliştiren biri... Tünel başlangıcının bok yolu olduğunu, öğrendiğim yaştayım.
Hala çabalıyorum ama yavaştan hayallerimi gömmeye başladım. Başka bir platform üzerinden arkadaşım güzel bir yazı paylaşmıştı, online oyun oynayanlar rahatlıkla anlayabilir, sizinle paylaşayım. "Sanki dünyaya değilde eskiden açılmış bir servera gelmiş gibiyiz, servera önce başlayanlar kolay zamanlarda seviyelerini yükseltmiş, eşyalarını dizmiş ve oyuna devam ediyorlar. Bizde servera sonradan başlayıp sadece seviye kasıp, ezik eşyalar ile oyuna devam etmeye çalışıyoruz." |
Monotonluk bitiriyor insanı. Çok şey yapmak istiyorsun bazen ama bunları yapacak ne zamanın ne enerjin kalıyor. Günlerin öylece geçip gidiyor.
|
Beklentiden ziyade içimdeki potansiyeli ortaya koyamamak ve kendini gerçekleştirememe korkusuyla ölmek var. Hani net bir hayal ya da hedef yok ama bir şeyler olmalı hem aklımı hem kalbimi ve bu ikisi arasındaki iletişimsizliği giderecek bir şey.
|
Bu yaşadığının tanımını Rus yönetmen bak ne güzel de özetlemiş...
Hele de bir avuç ihtiraslı moruk için gençlerini feda eden yurdumma ne güzel de uyuyor... "İnsan 16 yaşındayken dünyayı değiştireceğini düşünür. 18 olduğunda düşünceleri sert bir kayaya çarpar. 20 yaşına geldiğinde hiçbir şey değiştiremeyeceğini anlar 25 yaşına geldiğinde ise dünyanın onu değiştirdiğini fark eder. ve insan 25 yaşında ölür,75 yaşında gömülür." TARKOVSKY |
Yaş 26. Yazılım meslek. Lisansımda var bu alanda. Yüksek falan düşünüyordum eskiden ama artık onu da istemiyorum.
|
Üst üste yaşanılan başarısızlıklar haliyle insanın kendine olan inancını yitirmesine neden oluyor
|
Klasik rus edebiyatından bir söz. Ruslar sürekli bulundukları kötü durumdan yakınır ama kimse bulunduğu durumdan çıkmak için bir eylemde bulunmaz.Yaptıkları tek şey bizdeki kahvehane gibi ortamlarda oturup sistemi eleştirmek, yönetimi eleştirmek, hayatın sıkıcı ve bunaltıcı amaçsız olduğunu konuşmak.Ee tamam bunlar böyle anladık da, bunu sen sürekli dile getirince düzelecek mi yani ?
Siz mutsuz değilsiniz, ne öldünüz ne de gömüldünüz. Rus edebiyatına bakarak bakın insan böyle gelmiş böyle gider yapacak bir şey yok kafasını bırakın.Ruslar geçmişte de böyleydi şuan da böyle gidin Anton Çehov eserlerine bakın tıpkı bizim yakınan insanlara benziyorlar ama hiç biri bir eylemde bulunup harekete geçmiyor hepsi ya bulunduğu yeri terkediyor ya intihar ediyor. Kısaca rus edebiyatından sözler paylaşmak bulunduğunuz durumu meşrulaştırmaz sorun sizde eyleme geçin. |
İnsanlar bu karamsarliga bos yere kapilmiyor. Tüm bu karamsarligin rus edebiyatindan cikmasinin nedeni o halkinda bizim halk gibi elinin kolunun baglı olmasıdır. Bugün Tr veya Rusya'da bir şey yapmaya kalktığın an gerekli parayı, gücü, desteği bulamazsin. Zaten seni keşfetmemiş, özelliklerini ortaya koymamış, neyde iyi neyde kötü olduğunu bilmeyen bir devlet var. Sen öncelikle kimsenin yardımı olmadan neyi yapabileceğini keşfedeceksin. Bu herkesin yapabileceği bir şey değil. Eğer zeki ve şanslıysan yatkınlığını görürsün bunun için çalışmak istersin. Fakat Batı Avrupa ve Amerika'da senin gibilere yardim eden devlet burada senin için en büyük engeldir. Bir şey yapamazsın. Elin kolun bağlıdır. Herkes sana standart bir işe gir hayatını devam ettir der. Tabii bunuda bulmak kolay değildir. Standart bir iş bulabilirsen ne ala! Güzel üniversitelerde bile okusan kendi zeka standartında olan bir Avrupa gencinin yanına bile yaklaşamazsın. Sen hayalleri olan bir genç olarak bırak idealleri uğrun savaşmayı, hayatını idame etmekte zorlanırsın.
Bir de şimdilerde senden iyi yasayan göçmenleri görür ve bu durumu hafif bir tebessümle karşılarsın. Alışkınsın çünkü birilerinin sürekli hakkını gasp etmesine. Belki nice güzelliklere imza atacak gencimiz daha 25inde (buradaki birçoklari gibi) çökmüştür. Hayattan beklentisi kalmamistir cunku bu hayat onun emeklerinin karsiligini hicbir zaman vermemistir. Yaşıtları dünyayı gezerken gencimiz hala yarın bineceği tramvay parasını hesap etmektedir. Şimdi söyle bana nasıl melankolik olmasin bu insanlar? Nasıl hala bir seyler yapmaya calisabilir boyle yetisen bir cocuk? Rus yazarlar iyi ki melankoliye basvuruyor. En azından içimizdekileri aktaran birileri var bu dünyada. Bizim edebiyatcilar Fransızlardan çalıp çırparken Rus yazarlar gene halkinin duygu ve dusuncesine önem veriyor. Bir de bu gençliği insan ilişkileri ve erkek-kadın beraberliği olarakta ele almak lazım fakat çok uzun ve yorucu bir konuşma olur. O yüzden sadece idealler üstünden gidiyoruz. |
|
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-89183934B -- 7 Temmuz 2019; 11:31:41 > |
< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı > |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı > |
< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı > |
|
< Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı > |
< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı > |
< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı > |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |
|
|
|
|
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > |