Şimdi Ara

Yalnızlık Paylaşılmaz...

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
9
Cevap
0
Favori
331
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Yalnızlık Paylaşılmaz

    Yalnızlık, yasamda bir an,
    Hep yeniden başlayan...
    Dışından anlaşılmaz.

    Ya da kocaman bir yalan,
    Kovdukça kovalayan...
    Paylaşılmaz.

    Bir düşün’de beni sana ayıran
    Yalnızlık
    Paylaşılsa yalnızlık olmaz.

    Özdemir Asaf



  • özdemir asaf şiirlerini severim..
    gece gece iyi oldu..
  • Yalnızlık paylaşılmaz paylaşılsa yalnızlık olmaz

    Güzel şir
  • Ne kadar zor Sana yeni sıfatlar bulmak
    Oysa o kadar yakışırdı ki masum gülüşüne
    Aşkım diye bilmek bitanem diyebilmek
    Yeniden sarmak o duyguyu yeniden hissedebilmek sevgini
    Öyle zorki sana şimdi seslenmek
    Ürkek bir çocuk bugünlerde benliğim
    Yanlızken veya kalabalıklarda
    Durup sakince sokak ortasında
    Korkuyorum ne olduğunu bilmeden
    Beklide yolun sana gelmesinden
    Bir kendim korkutuyor beni yokluğunda
    Farkediyorum senmişsin benim için tek düşman
    Ben bir seni kaybetmekten korkarmışım
    Oysa şimdi korkularım hep kendimden yana
    Korkuyorum zarar vermekten kendime
    Ben olamıyorum eskisi gibi
    Dost muhabbetleri bile üzüyor
    Hepsinde bir parça sen
    Hergün bir sen daha tanıyorum
    O gitmeden ben kaçıyorum
    Terk eden ben oluyorum artık mutlulukları
    Mutluluktanda korkuyorum
    Sen yoksunya seni kaybetmekte yok artık
    Zaten herşeyi kaybetmişim
    Bir kendimden korkuyorum
    Sessizce kendimi yok ediyorum...


    bu aralar çok kötüyüm arkadaşlar, herkes yazsın birkaç şiir..
  • Git rüzgar söyle onu nasıl sevdiğimi

    Uğruna ölebileceğimi ama bir şeyi unutma

    Eğer bir başkasıyla mutluysa sus sessizce dön geri....

    Ne zaman son duam okunur, adıma ağıtlar yakılırsa,ne zaman cesedim çukura koyulur, topraklar üstüme kapanırsa,

    Ancak o zaman unuturum seni...
  • YALNIZLIK
    Ben ne zaman yalnız kaldım, bilmiyorum
    Ne tuhaf, vaktim olmazdı
    yalnızlığı bunca bilirken
    kendimi hiç yalnız sanmazdım
    çevremde hep birileri vardı,
    ben hep birilerinin yanındaydım
    günler belirsiz bir gelecek için neredeyse kendiliğinden hazırlanırdı
    aramızda habersiz gidip gelen gündelik armağanlarla
    kendi kendini taşıyan bir ırmağın akıntısında hayat
    bizi kendi sahillerimize ulaştırırdı
    bazı evlerden taşınırdık, bazı insanlar girip çıkardı hayatımıza
    bazı mektuplar alırdık, bazı sözler, çiçek selamları
    sonraları bazı tanıdıklarımızın ölümleriyle de karşılaştık
    elde olmayan nedenle
    sudaki halkalar gibi genişleyen
    küçük alınganlıklardan büyük dargınlıklara
    vazgeçişler, unutuşlar, kayıplar
    birbirimizi çok sevdik hep
    yıllarla azala azala

    şimdi ne zaman yalnız kaldığımı düşünsem,
    yalnız olmadığımı kanıtlamak istiyorum kendime
    eskiden iki albüme sığdırdığım hayatım,
    şimdi sığmıyor eskilenlerle çoğalmış fotograflara
    telefonun başına geçiyorum
    alt alta dizilmiş onca ad arasında seken ömür parçası
    gün ölüyor meşgul numaralarla
    şimdi ne zaman yalnız olduğumu düşünsem,
    şimdi ne kadar yalnız...
    yalnız olduğumu anlamam için beni hiç yalnız bırakmadınız.

    Ben ne zaman yalnız kaldım, bilmiyorum
    her zaman yalnızdım, bunu biliyorum
    büyücü ellerimin kara sanatı yazı
    en çok ben onardım dostlukları, en çok benim elim dikiş tuttu
    bağışlamasız sanarken kendimi
    en çok ben unuttum kalbimin benden sakladıklarını
    tığla içeri çektim takılmış kazakların ipini
    denenmemiş başlangıçları göze aldım,
    hafifletilmiş hasarları, görmezden gelinen enkazı
    mutfağı beklemek hep bana kaldı
    bir şiirden bir romandan bir filmden çıkıp
    her seferinde aydınlık bir inat gibi yeniden karıştım hayata
    hiç el değmemiş gibi yeniden konuk geldim
    odalarınıza, ruhlarınıza
    buraya

    eski aşklarım neredesiniz? Hepinizi çok özledim.
    Şimdi birdenbire bir köşeden çıkıp bana,
    yalnızca, Merhaba, deseniz,
    o zamanlar hiç mutlu etmediğiniz kadar mutlu edersiniz,
    bir zamanlar bütün ağladıklarımı geri verebilirim size
    sağ olun demenk isterim, sağ olun, sağ olun
    sanki beni yeniden sevdiniz
    ama biliyorum, pis bir yağmur başlıyor, şemsiyem yok yanımda,
    yağmurda yürümekten nefret ederken, yürümekte ısrarlıyım gene de
    isterseniz, kederdeki bütünlük, diyelim buna
    ne kadar ıslansam, o kadar çıkacağım sanki
    bir zamanlar çok daha bütün olduğumu sandığım
    o yıkanmış zamanlara...

    yeni değil keşfine gençlik verilmiş gerçekler
    her zaman yalnızdım
    kitaplar kadar yalnız
    yalnızca yalnızlığımdan gürültücü bir kalabalık yaptım
    herkes için farklı aldanışlar kurtarılmış hayatlar yok pahasına

    her zaman yalnızdım
    yanardağlar kadar yalnız
    ey kafiye sevenler,
    şimdi beni gökyüzünde bir yıldız sananlar, yanıldınız!

    nankörlük etmeyeyim gene de,
    yalnızlığımı daha az hissettiğim anlarım oldu yalnız

    evimde hep aynı anda çalar telefonla kapı
    gene öyle oluyor; hiç yalnız bırakmazlar beni
    yalnızlık bilgisiyle çatılmış arkadaşlıkların korunaklı gölgesinde
    yalnızlık için çalar telefonlar kapılar
    İstersen bana uğra, ya da, Akşama buluşalım, ölmeden yapacak çok
    iş var

    MURATHAN MUNGAN
  • uzak dur yakınıma bu mesefa beni bozar
    kimseler yanaşmasın
    yalnızlık paylaşılmaz
    herkesle kaynaşılmaz
    DUMAN
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.