Blackberry Neden Batma seviyesine geldi

Kef14

Yarbay

6600 Mesaj

Tüm Başarılarını Gör

Asim Sayin bunu yazisinda cok guzel anlatmis. Yazinin tamami asagida.

Linki de buhttp://www.oncehaber.com/yazar/1594-blackberry-neden-batti.html

Dokunmatik telefonlar piyasaya çıkmadan önceydi.

Özellikle Hollywood destekli film ve/veya dizilerde, iş adamlarının ve iş kadınlarının ellerinde hep BlackBerry telefonlar vardı. ABD'nin kendine yakın markaları dünyaya tükettirme politikalarından nasibini almıştı BlackBerry. Güzel cihazlar üretiyordu ve bütün dünyaya da reklamı yapılıyordu. Maddi durumu belirli bir profilin üzerindeki herkesin elinde (iş dünyasında olsun olmasın, o telefona ihtiyacı olsun olmasın) BlackBerry telefonları görmek kaçınılmaz oldu.

BlackBerry'nin en çok sevilen uygulaması ise BBM yani BlackBerry Messenger idi. Bugün kullanılan WhatsApp, Viber tarzı anında mesajlaşma uygulamalarının atası diyebiliriz. Ama çok önemli bir farkı vardı. BlackBerry'nin sahibi olan RIM (Research In Motion) firması, bu uygulama üzerinden yapılan yazışmaların kayıtlarını hiç kimse ve hiçbir devletle paylaşmıyordu. Özellikle başta ABD bu durumdan rahatsız olmaya başladı. Ardından içlerinde Türkiye dahil pek çok ülke bu "gizlilik" ten rahatsız olduğunu açıkladı. Hatta bazı ülkeler BBM kullanımını yasaklamaya kadar götürdü olayı.

Zamanın BTK yönetimi, BlackBerry’nin üreticisi RIM’den kodları istedi. Bu kodlar verilmezse BlackBerry’lerde e-posta mesajlaşma trafiğinin kapatılacağını açıkladı. RIM hiçbir ülkeye kodlarını açmadı. BTK Başkanı Acarer “Mevzuata uyacaklar, yoksa erişim engeli yolda” şeklinde açıklama yaptıysa da emeline ulaşamadı.

Arap ülkeleri başta olmak üzere pek çok ülke ardı ardına BBM kullanımını yasaklamaya başladı. İşte bu noktada ABD olayın yasaklamayla çözülemeyeceğini anladı. Yasaklarsa BlackBerry kahraman ilan edilecekti çünkü. Bunun yerine öyle bir sistem olmalıydı ki, kullanıcının her hareketini kayıtlayan, mesajlarını, konuşmalarını, e-postalarını ve hatta gün içinde gezdiği lokasyonların GPS koordinatlarını bile kaydedip "hükümet ile" kendiliğinden paylaşmalıydı telefon.

İşte bu noktada Apple sahneye çıktı. Üzerindeki uygulamaların hepsi "kişisel verilere erişim" izni istedi kurulurken. 'Kişisel verilerim mahremdir' derseni o uygulamaları kullanamıyordunuz. İnsanlar bunu gözardı etti umursamadan. Bunun yanında mesaj içeriklerini loglayan ve bu logları "sizin izninizi kurulurken aldığı için" istediği makam ve şirketle paylaşan WhatsApp çıktı ortaya. Sonra FourSquare ile tanıştık. İnsanlar kendi istekleriyle konum bilgilerini paylaşmaları özendirildi. Ama bu yetmedi, iPhone'ların gps konumunu düzenli olarak loglayarak, internete bağlandığında Apple sunucularına (kullanıcıdan izin almaksızın) yolladığı ortaya çıktı.

Eş zamanlı olarak, akıllı telefonlardan arda kalan "kişisel bilgisayar" kullanımının takip edilmesi ihtiyacını da Google doldurmaya başladı. GMail ile bütün e-posta trafiğini kayıt altına almaya başladı. İnsanların GMail kullanmaya özendirilmesi için ise gigabyte larca büyüklükteki posta kutularının reklamı yapıldı. GMail ile birlikte Gtalk hizmeti geldi. O kadar beceriksiz bir mesajlaşma programının bu kadar tutturulmasının sebebi ise Gmail ile entegre edilmesiydi. Artık bilgisayarınızda yazdığınız ve okuduğunuz e-postaların yanında Gtalk sohbetleriniz de kaydedilmeye başlandı. Kullanıcılar ise, "kaydetme" deme hakkına sahip olamadı hiç bir zaman. "Gösterme" butonu vardı ama "Kaydetme" butonu yoktu.

Bunlar da yetmedi, kimin kiminle hangi ilişki düzeyinde arkadaş olduğunu, arkadaş öbeklerinin hangi ortak zevklere sahip olduğunu ve öbeklerin trendlerini takip edebilmek için Facebook ve Twitter devreye sokuldu. Yetmedi; bütün bu mekanizmalar, hem bilgisayar hem mobil cihazlar üzerinde senkronize çalışır hale getirildi. Yetmedi; Google tarafından mobil cihazlar ve cep telefonları için geliştirilen Android işletim sistemi, üreticilere "ücretsiz" dağıtılmaya başlandı.

Bugün satın alacağınız herhangi bir marka akıllı telefonu kullanabilmek için kayıtlı bir e-posta adresi ile telefonda oturum açmanız gerekiyor. Örneğin iPhone, Android, Windows Phone 8. Bu işletim sistemlerini kullanan telefonlardan birtane satın alırsanız, kendi ekosistemlerine dahil bir e-posta ile telefonun kurulumunu yapabilirsiniz. Bu sayede bütün telefon rehberiniz, kısa mesajlarınız ve hatta telefonla çektiğiniz resim ve videoları da CLOUD adı verilen sunuculara yüklemeye zorlanıyorsunuz. (Çünkü artık telefonlarda SDKart kullanımını kaldırarak, cihazın depolama alanını boşaltmak için bulut sunucularına yükleme yapmaya zorlanıyorsunuz...)

Bütün kanallardan toplanan bu bilgilerin NSA (ABD Ulusal Güvenlik Ajansı) ile el altından veya alenen paylaşıldığı ise kaygı duyanların gayet iyi bildiği bir gerçek.

"Ben terörist değilim. bilgilerimi gizleme kaygım yok. O yüzden takip edilmek benim için sakıncalı değil" dediğinizi duyar gibiyim. Meseleye terörü önlemek olarak bakmak yerine, "profil oluşturma" olarak bakarsanız, mahremiyetinize tecavüz edilmesinin dışında, sizin profilinizin çıkarılması ve daha sonrasında ulusal medyalar üzerinden yapılacak reklam ve subliminal uygulamalar ile, esasında sizin ihtiyaç duymadığınız ürün ve hizmetlere ihtiyacınız varmış gibi algı yaratılması ve "sizin ihtiyaçlarınız dışında" tüketime yönlendirilmenizin vehametini biraz olsun kavrarsınız.

Daha da korkutanı ise, "bu bilgilerin, özel sektöre satılmasının önünde hiç bir engel olmaması"...

Yoksa siz gerçekten Apple'ın, Google'ın, Facebook'un, Twitter'ın bileklerinin hakkıyla ve kullanıcılardan kazandıkları paralarla mı bu kadar "değerli şirketler" olarak borsada işlem gördüklerine inanıyorsunuz?

Tekrar düşünün...

< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

Blackberry Neden Batma seviyesine geldi

Benzer içerikler