Şimdi Ara

Dikkat Gurbetçiler Geliyor! (7. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
141
Cevap
0
Favori
3.692
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
60 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Abartmayın lütfen bazılarının yaptığı hatadan genelleme yapmayınız.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: goodorevil

    quote:

    Orijinalden alıntı: Gökhan And Jetta

    quote:

    Orijinalden alıntı: pipi8D


    quote:

    Orijinalden alıntı: ahmetyasir45


    quote:

    Orijinalden alıntı: pipi8D

    Kiskanclik seziyorum

    harfi harfine doğru tespitler(hepsi için geçerli değil) cahillik seziyorum, ya da yaşın bahsedilenleri anlamaya yetmiyor

    Yazdigini goren turkiyeyi medeni bi yer sanacak. Kiskancliktan delirmissin :D konuyu yasa cekmenden belli, uzulme sende kazanirsin.

    Almanyada garajında 4 adet araç olan bir Almancıdan çok daha fazla kazanıyorum. Ve kıskanılacak bir durumdan ziyade durumlarına üzülecek bir durum olduğunu düşünüyorum. Almanyada Türk, türkiyede Almancı denilen, iki kültür arasına sıkışıp kendini ifade edemeyen, Türkiye'yi dingonun ahırı zanneden ve herşeyin rüşvet, pazarlık sayesinde hallolacağını sanan insanları neden kıskanayım? Q7 ye bindikleri içinmi ? Almanyada Q7 aldıkları parayla Türkiyede Jetta alamaz onlar.

    Türkiye oldukça medeni bir ülkedir. Medeniyetten kastınız, mini etek giyip, kafasına başörtü takmak ise, gurbetçi vatandaşlarımız kadar medeni olamadık o konuda malesef.

    Mensubu olduğu Türk Milleti'nin hiçbir örf anane ve kültüründen nasibini almamış, yaşam amacı marka ayakkabı ve kıyafetler giymek olan ve yaşadıkları avrupa ülkerinden bir nebze olsun ilim irfan öğrenememiş bu vatandaşlar bizim insanımız malesef.

    Dil, deseniz ne Türkçe var ne almanca ne fransızca... Ortaya karışık Tarzanca...

    Avrupadaki gurbetçilerimiz 3 ve 4. nesil olmasına rağmen %95 inin halen o ülkelerin işçisi konumunda çalışıyor olmasıda ayrı bir konu. Arkadaş, eğitim eşitliği denen zımbırtı var yaşadığın ülkede. Çalış çabala adam gibi kariyer edin. Yok illaki tamirci çöpçü, inşaat amelesi, asfalt işçisi olacak... Yazık. Bu insanların kıskanılacak bir durumu yok. Yine söylüyorum bu insanlar bizim insanımız, amcamız teyzemiz kuzenimiz, dayımız,halamız. Ama gerçekler ortada ve oldukça acı...

    Medeni değil dediğin ülkemdeki Ezan sesine hasret insanlardan bahsediyoruz. İnsanların birbirine kardeşim dediği ülkedir Türkiye. Havasıyla, doğasıyla, mevsimiyle coğrafyasıyla, deniziyle kumuyla bir cennettir Türkiye. Ve bu cennet aziz Türk Milletine nasip olmuştur. İnsanların birbirine sabahları Günaydın, Selamünalekyüm dediği ülkedir senin medeniyetsiz dediğin Türkiye. Akıllı, pratik ve zeki insanların olduğu, gözüne baktığında seni anlayan insanların olduğu ülkedir Türkiye.

    Herşeyden evvel Türkçe konuşulan ve Türkçe anlaşılan bir Ülkedir senin medeniyetsiz dediğin Türkiye. Her ne kadar plakanda D harfi yazsada sana yol verenlerin ve yolda kaldığında sana su, kahve, yemek kram edip yardım edenlerin olduğu ülkedir senin medeniyetsiz dediğin Türkiye.

    Seni ikinci hatta üçüncü sınıf vatandaş gören, dazlaklar tarafından öldürüldüğün, dayak yediğin, bazı avruğa ülkelerinde seçme ve seçlme hakkı dahil bir çok hakkı sana vermeyen ve günün bilmem kaç saati sana ÇAN sesi dinleten ülkeler medeni ülkeler. Sabah eline bok fırçasını verip b.k temizleten ülke medeni ülkedir. Alışveriş sırasında bile saç ve ten renginden senin Türk olduğunu tanıyıp kötü muamele eden avrupa ülkeleri çok medeni ülkelerdir.

    Önce medeniyetsiz dediğin Türkiye'yi tanı sonra yaşadığın yeri değerlendir ve öyle yorum yap gurbetçi arkadaş. Daha yazılacak çok şey varda sana bu kadarı yeter bence.


    Aşağıdaki video ortadaki gerçeği en açık şekilde gözler önüne seriyor. Bu adam Q7 ye binse ne olur, Roce Roce'a binde ne olur? Yazık sadece yazık...



    Hocam Allah kazancınızı artırsın, yalnız size biraz muhalefet edeceğim ben.

    İlk paragrafınız hakkında yazacağım pek bir şey yok. Yalnızca Almanya'da Q7 alınan paraya Türkiye'de Jetta alınması, bizim ekonomimizin zayıflığı diyelim.

    Şimdi ülkemizin medeniyetinden bahsetmişsiniz. Tamam, kılık kıyafet konusundaki medeniyete değinmiyorum. Elin Avrupalısı denize rüzgar türbinleri kurmayı düşünürken biz hala "Başörtüsü" tartışmaları yapıyorsak, kıyafet konusunu henüz aşamamışız demektir. O yüzden değinmiyorum.

    Şu an Türkiye'de yaşayan Türklerden kaçı mensubu olduğu Türk Milleti'nin kültürünü alabilmiş? Avrupa'daki Türk vatandaşını savunmuyorum ve övmüyorum. Ancak bizim insanımız içinde de örf ve adet kalmamış. Tabii adetten kastınız "düğünde takı takma" ve "bayramda el öpme" gibi adetlerse, tabii ona bir şey diyemem.

    Avrupa'daki gurbetçilerimiz orada "işçi" olarak çalışıyor olsalar da, bugün ülkemizde de çok farklı bir şey yok. Taşeronun taşeronu olarak çalışanları mı dersiniz, özel sektörde ezileni mi dersiniz, bizde de var onlar. Çalışıp çabalayıp adam gibi kariyer edinme şansınız Türkiye'de de çok zor. Devlet memuru olmak bile nice torpille mümkün oluyor. Gel gelelim orada tuvalet temizleyen adam en azından hakkını alıyor. Burada devlet memurları dahi yoksulluk sınırının altında yaşarken, taşeronlar ve özel sektör işçileri açlık sınırının da altında yaşıyor. Yetmiyormuş gibi, devlet kendi eliyle kendi işçisinin ve memurunun mesaisini çalıyor. Normal çalışma saati karşılığı 10 TL olan bir memur, 8 saatlik çalışmasının üstüne fazla mesai olarak 9. bir saat çalıştığı zaman yalnızca 1.45 TL fazla mesai ücreti alıyor. Bu fazlam mesai ücreti saat ücretinin üstüne ilave olmuyor, direk o parayı alıyor. Yani atıyorum 9 saat çalıştığı zaman 91,45 TL almıyor, 81,45 TL alıyıor. Kaba bir tabirle, 180 saat çalışan bir memur 2200 TL alıyorsa, 200 saat fazla mesai yaptığı zaman yaklaşık 2500 TL alıyor. Ayrıca faal personel olan memurlar 200 saat mesai yapıyor. Bizzat şahit oldum ve hala da oluyorum. Biz işçilerde ise durum daha karmaşık. Mesai ücretimiz normal saat ücretinin 1,5 katı. Ama ne var ki bunu resmi evrakta gösteremiyoruz. Kesinlikle fazla çalışmanın karşılığını yazamıyoruz. 220 saat de çalışsam evrakta 192 işliyorlar. Bunlar bir fiil yaşadığım sıkıntılar. Şimdi hakkımı alacak olduktan sonra Almanya'da b.k da temizlerim çöp de toplarım. Zaten burada yaptığım iş bunları da içeriyor. Çok geniş bir görev tanımım var. İzmarit de topluyorum, ot da yoluyorum, tuvalet de temizliyorum, kendi işimi de yapıyorum, başkası olmadığı zaman onun işini de yapıyorum falan fisman. Karmaşık bir durum.
    Devlet kendi eliyle bizi köle gibi çalıştırıyor yani.
    Neyse, şahsen yurtdışına gitmeyi Türkiye'ye tercih ederim, burada yaptığım iş de çok farklı değil sonuçta.

    Ezan sesi demişsiniz, din bir sömürü ve para toplama aracı olmuş, camilere gitmek istemiyorum bile. Her Cuma çıkışı aleni bir şekilde para toplanması hoşuma gitmiyor mesela. Devlet Diyanete ayırdığı bilmem kaç milyar dolar bütçeden camilere hiç ödenek ayırmıyor mu? Sonra her sokakta mutlaka bir cami var, hepsinde de 6-7 kişi anca namaz kılıyor. Cuma günleri belki biraz doluyor o kadar. Ama bir Hastahane, okul, kültür merkezi, sağlık ocağı ne bileyim bu tarz bir tesis camiye göre çok ama çok seyrek. Bu yüzden ülkemde iyice çarpıtılmış ve kullanılmış dini özleyeceğimi de zannetmiyorum. İnsanların birbirine kardeşim dediği, sonra da on numara "geçirdiği" yer Türkiye. "Dost ile ye iç, alışveriş yapma" gibi bir sözün geçerli olduğu yer Türkiye. Bugün Allah'ın selamını ağzından düşürmeyen esnaftan yemediğimiz kazık kalmıyor. Daha doğrusu kazık yememek için uyanık olmamız gerekiyor. Her bir insani yönüyle bitik bir ülkedir Türkiye. Yolda köpeği ezip duran otobüs şoförü, baktıktan sonra hiç bir şey olmamış gibi yoluna devam edip, bir de arka tekerleği ile iyice ezebiliyor. Böyle insanların arasında yaşıyoruz. Esnafı problem, memuru problem, hizmet sektörü problem, her yeri problem dolu memleketim.

    Havası, doğası, mevsimi, coğrafyası, tadını çıkartamadıktan sonra kıymetsiz. Bir sene çalışıp da, bir hafta tatil yapabilmek büyük bir külfet.

    Türkçe konuşulan ve Türkçe anlaşılan bir ülke evet, yolda kaldığınızda ikramla da karşılaşabilirsiniz, soyula da bilirsiniz. Hatta yolda "oyun oynayan çocuklar" tarafından "oyun" amacıyla arabanızın tepesine parke taşı atılabilir, öldüğünüzle de kalırsınız. Hatta yolda ön camınıza yumurta atmak, ağlayan bebek sesi vermek gibi yollarla sizi durmaya zorlayabilir, durduğunuzda da gasp edebilirler. Hatta trafik kazası yaptığınızda, arabanızı çeken çekici, torpidoda duran sigaranıza ve çocuğunuzun çikolatasına dahi göz dikebilir (Stepne gibi ıvır zıvırları zaten saymıyorum) ve ölü soyuculuğa da maruz kalabilirsiniz.

    Bu ülkede ikinci ya da üçüncü sınıf vatandaş olarak zatenden görülüyoruz. Türk insanının Türkiye'de değersiz olduğu, onun haricinde insan hayatının değersiz olduğu bir ülkedeyiz. Geçtim seçme ve seçilme hakkını, yaşamak bile mucize. Onun haricinde bir şeyiniz çalındığı zaman onu komple unutun. Hırsızlığın zaten cezası yok, çalınan bir şeyin bulunması için çaba harcayan da yok. Hani belki 40-50 bin TL'lik arabanız çalınacak da o zaman belki o da bulunma şansı olabilecek. Yoksa laptop şu bu çaldırdığınızda unutun siz onu. Yani zaten TC Vatandaşı olarak bu ülkede değeriniz olmuyor maalesef.

    Tanıdığım yer bu hocam benim. Şahsen bu sıkıntıları el memleketinde çeksem bu kadar koymaz hiç değilse "Gavur memleketindeyiz, yapacak bir şey yok" deriz, kendi memleketimizde ezilmektense...


    Öncelikle tartışma uslubunu oldukça iyi geliştirmiş olduğunuz için teşekkür ediyorum. Güzel bir yazı ama içerik olarak hiç mi hiç katılmıyorum size.

    Yazınızı okurken bazı notlar aldım. O notlar ışığında cevap vereyim size.

    Öncelikle üzerine basa basa diğer yazılarımda da söylediğim gibi her şey para değil. Her ay cebinize 10 euro koyup sizi insan yerine koymayan bir toplumda yaşadıktan sonra bunun hiçbir önemi yok.

    Memurun işçinin mesai ücretleri Türk toplumunu bağlamaz. İktidarın yanlış ekonomi politikaları ve sömürüye bağlı vergi siyasetinden kaynaklanır. Bu iktidar gider diğer gelir işler düzelir. Ancak Avrupa'da hükümetlerin, iktidarların değiştiremeceği ve değiştirmek istemediği şeylerden bahsediyorum ben. Öncelikle yaşadığınız Avrupa ülkesinde istenmeyen insansınız. Hele ki Türk olmanız buna yetiyor da artıyor bile. Toplumsal bir ön yargı ile karşı karşıyasınız. Ve inanın bana kazandıkları para umurumda bile değil. Çünkü gelirleri, "Avrupa'nın çingenesi, yoksulu, cahili ve sonradan görme insanları" fikrini o ülkelerin insanları gözünde değiştirmiyor malesef. Bunlar benim söylemim değil. Yurt dışına defalarca kez çıkmış ve yabancı bir çok arkadaşı olan birisi olarak söylüyorum.

    Din meselesine değinecek olursak, din dünyadaki tüm ülkelerde güzel para kazanılan bir sektördür. Ancak sizin dine bakışınız din sektörüyle mi alakalı yoksa gerçek İslam ile mi alakalı? Siz eğer gerçek anlamda dininizi yaşamak isterseniz Türkiye'de bunu size kısıtlayan hiçbir engel yok. Başörtüsü, namaz, oruç, kurban, hac tüm bunları rahatlıkla günlük yaşamınız içinde yaşayabilirsiniz. Sabah namazında camiinin dolup taşması değil, sizin sabah namazında camiye gidip gitmiyor olmanız sizi ilgilendiriyor. Siz sabah namazına yada vakit namazlarına gitmeyen birisi olarak Camilerimiz dolmuyor diyorsanız bu oldukça çelişki bir anlayış. Dini özleme noktasıda yaptınız yazı gerçekten şaşırttı beni. Para toplanıyorsa ve bu hoşunuza gitmiyorsa para vermezsiniz olur biter. Ancak İslam dini,sadaka vermenin iyi olduğunu söyler. Siz vermezsiniz olur biter. Diğer insanların bu özgürlüğüne tepeden bakışınız açıkçası hiç hoş değil. Ülkemde din asla çarptırılmadı ve çaprıtılırması mümkün değil. Bakın siyasi ve politik eleştirileri hükümetler hak eder, toplumlar ve ülkeler değil. Bir siyasi parti dini kullanarak başa geldiyse ve din tüccarlığı yaptığını düşünüyorsanız bu o siyasi anlayışla olan probleminizdir. Yarın o gider başkası gelir. Ama toplumsal kültür ve tarz kolay kolay değişmez.

    Ülkemizdeki din ticaretinin, Avrupa'da yada başka coğrafyalarda farklı dinlerde olmadığını mı sanıyorsunuz yoksa ? Hristiyanlık içerisinde oluşturulmuş tarikatlardan ve dünyanın en aptalca ibadetlerinden ve nasıl insan söğüşlenir demek bilmiyorsunuz. Türkiye, kültür merkezi, tiyatro, sinema, çeşitli kültürel ve sosyal aktivitelerin oldukça yeterli olduğu bir ülkedir. Ve oldukça sık arayla devlet korolarının ve tiyatrolarının merkezlerini ziyaret eden biriyim. Avrupada yaşayan bir Türk ayda keç kez tiyartoya gidiyor sizce ? 0. Hayatında kaç kez tiyatroya gitmiştir ? Bir elin parmaklarını geçmez. Hayatında kaç kez gazete almıştır sizce ? Kaç kitap okumuştur demiyorum, kaç kitap evine girip sağa sola bakmıştır acaba ? 0. Ayda kaç kez sinemaya gidiyorlar dersiniz ? 0. Gitse bile kaç cümlenin kaçını anlıyor? Kaç konsere gidiyor dersiniz ? Konserine gittiği kişiler islamı ve dini kullanmayan kişilermi sizce? Yusuf İslam? Maher Zain vb. Avrupada ki camiler kimlere ait peki ? Her caminin bir tarikatı var. Kimisi nurcu kimisi süleymancı kimisi menzilci kimisi ismailağacı... Bu camilerde dişe dokunur bahşiş ve yardım vermezseniz o camiye girmeye yüzünüz bile olmuyor. Bire bir kendi yaşadığım durumdur bu. Bir cuma vakti Essen'de bir camiye gittim. Yanımda eniştem. Cami içerisinde sırayla herkesin önüne kutu ile gelerek en az 50-100 euro para topluyorlar. Hangi cemaate ait olduğunu sordum o da söyledi. Buraya yazmayacağım. Ancak yurtdışındaki durum Türkiye için düşündüğünüzden çok daha vahim durumda.

    Bir diğer konu ise çok karamsar bir yapınız var. Avrupalının geldiği ve bizim sıcak insanlarımıza hayran kaldığı bir ülkedir Türkiye. Esnaf, memur ve hizmet sektörüyle ilgili problemlerin Avrupa'da olmadığını söyleyemezsiniz.

    Bu ülkede kimse kimseyi ikinci üçüncü sınıf vatandaş olarak görmedi, görmüyor ve görmez. İşte toplumsal kültür Türkiye'de sınıf ayrımına karşıdır. Avrupa'da ise bu böyle değil. Türkseniz müslümansanız ikinci hatta üçüncü sınıf vatandaşsınız. Polis sizi çok rahat içeri atabilir, dövebilir. Mahkeme hakkınızda çok rahat bir şekilde hayatınızı karartacak bir karar verebilir. Ve tüm bunları müslüman bir Türk olduğunuz için çekersiniz. Burdan güzel görülüyor olabilir ancak Avrupa bir Türk ve müslüman için yaşam sürülmesi en güç olan yerdir. Tabi siz toplumda kabul görmek için, dininizden ve milliyetinizden ayrılıp, tüm insani vasıflarınızı yitirirseniz ayrı!

    Yazdığınız diğer eleştirilere, subjektif olması sebebiyle cevap vermeyeceğim. ender sayıda görülen problemler her yerde yaşanabilir. bunları ülkelere, toplumlara iliştirmek oldukça alakasız.

    Sizinle alakalı izlenimim, oldukça karamsar bakıyorsunuz hayata. Bu düşünceleri barındıran insanların ömürleri pekte uzun olmaz. Kendi kendinize sıkıntı, stres,vesvese vermekten başka bir işe yaramaz bu. Ayrıca insanın dininden ve milliyetinden sıyrılıp çıkması öyle kolay bir mevzu değildir. Yazınızda her ikisinden de kurtulup Avrupa da refah içinde yaşarım gibi bir anlam oluşmuş. Bir diğer konu ise ne iş yaparsanız yapın işinizi sevin, en azından sevmeye çalışın deneyin. Olmuyorsa o işi yapmayı bırakın ve başka bir iş üzerinde yoğunlaşın.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Gökhan And Jetta -- 28 Haziran 2014; 17:56:34 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Gökhan And Jetta

    quote:

    Orijinalden alıntı: goodorevil

    quote:

    Orijinalden alıntı: Gökhan And Jetta

    quote:

    Orijinalden alıntı: pipi8D


    quote:

    Orijinalden alıntı: ahmetyasir45


    quote:

    Orijinalden alıntı: pipi8D

    Kiskanclik seziyorum

    harfi harfine doğru tespitler(hepsi için geçerli değil) cahillik seziyorum, ya da yaşın bahsedilenleri anlamaya yetmiyor

    Yazdigini goren turkiyeyi medeni bi yer sanacak. Kiskancliktan delirmissin :D konuyu yasa cekmenden belli, uzulme sende kazanirsin.

    Almanyada garajında 4 adet araç olan bir Almancıdan çok daha fazla kazanıyorum. Ve kıskanılacak bir durumdan ziyade durumlarına üzülecek bir durum olduğunu düşünüyorum. Almanyada Türk, türkiyede Almancı denilen, iki kültür arasına sıkışıp kendini ifade edemeyen, Türkiye'yi dingonun ahırı zanneden ve herşeyin rüşvet, pazarlık sayesinde hallolacağını sanan insanları neden kıskanayım? Q7 ye bindikleri içinmi ? Almanyada Q7 aldıkları parayla Türkiyede Jetta alamaz onlar.

    Türkiye oldukça medeni bir ülkedir. Medeniyetten kastınız, mini etek giyip, kafasına başörtü takmak ise, gurbetçi vatandaşlarımız kadar medeni olamadık o konuda malesef.

    Mensubu olduğu Türk Milleti'nin hiçbir örf anane ve kültüründen nasibini almamış, yaşam amacı marka ayakkabı ve kıyafetler giymek olan ve yaşadıkları avrupa ülkerinden bir nebze olsun ilim irfan öğrenememiş bu vatandaşlar bizim insanımız malesef.

    Dil, deseniz ne Türkçe var ne almanca ne fransızca... Ortaya karışık Tarzanca...

    Avrupadaki gurbetçilerimiz 3 ve 4. nesil olmasına rağmen %95 inin halen o ülkelerin işçisi konumunda çalışıyor olmasıda ayrı bir konu. Arkadaş, eğitim eşitliği denen zımbırtı var yaşadığın ülkede. Çalış çabala adam gibi kariyer edin. Yok illaki tamirci çöpçü, inşaat amelesi, asfalt işçisi olacak... Yazık. Bu insanların kıskanılacak bir durumu yok. Yine söylüyorum bu insanlar bizim insanımız, amcamız teyzemiz kuzenimiz, dayımız,halamız. Ama gerçekler ortada ve oldukça acı...

    Medeni değil dediğin ülkemdeki Ezan sesine hasret insanlardan bahsediyoruz. İnsanların birbirine kardeşim dediği ülkedir Türkiye. Havasıyla, doğasıyla, mevsimiyle coğrafyasıyla, deniziyle kumuyla bir cennettir Türkiye. Ve bu cennet aziz Türk Milletine nasip olmuştur. İnsanların birbirine sabahları Günaydın, Selamünalekyüm dediği ülkedir senin medeniyetsiz dediğin Türkiye. Akıllı, pratik ve zeki insanların olduğu, gözüne baktığında seni anlayan insanların olduğu ülkedir Türkiye.

    Herşeyden evvel Türkçe konuşulan ve Türkçe anlaşılan bir Ülkedir senin medeniyetsiz dediğin Türkiye. Her ne kadar plakanda D harfi yazsada sana yol verenlerin ve yolda kaldığında sana su, kahve, yemek kram edip yardım edenlerin olduğu ülkedir senin medeniyetsiz dediğin Türkiye.

    Seni ikinci hatta üçüncü sınıf vatandaş gören, dazlaklar tarafından öldürüldüğün, dayak yediğin, bazı avruğa ülkelerinde seçme ve seçlme hakkı dahil bir çok hakkı sana vermeyen ve günün bilmem kaç saati sana ÇAN sesi dinleten ülkeler medeni ülkeler. Sabah eline bok fırçasını verip b.k temizleten ülke medeni ülkedir. Alışveriş sırasında bile saç ve ten renginden senin Türk olduğunu tanıyıp kötü muamele eden avrupa ülkeleri çok medeni ülkelerdir.

    Önce medeniyetsiz dediğin Türkiye'yi tanı sonra yaşadığın yeri değerlendir ve öyle yorum yap gurbetçi arkadaş. Daha yazılacak çok şey varda sana bu kadarı yeter bence.


    Aşağıdaki video ortadaki gerçeği en açık şekilde gözler önüne seriyor. Bu adam Q7 ye binse ne olur, Roce Roce'a binde ne olur? Yazık sadece yazık...



    Hocam Allah kazancınızı artırsın, yalnız size biraz muhalefet edeceğim ben.

    İlk paragrafınız hakkında yazacağım pek bir şey yok. Yalnızca Almanya'da Q7 alınan paraya Türkiye'de Jetta alınması, bizim ekonomimizin zayıflığı diyelim.

    Şimdi ülkemizin medeniyetinden bahsetmişsiniz. Tamam, kılık kıyafet konusundaki medeniyete değinmiyorum. Elin Avrupalısı denize rüzgar türbinleri kurmayı düşünürken biz hala "Başörtüsü" tartışmaları yapıyorsak, kıyafet konusunu henüz aşamamışız demektir. O yüzden değinmiyorum.

    Şu an Türkiye'de yaşayan Türklerden kaçı mensubu olduğu Türk Milleti'nin kültürünü alabilmiş? Avrupa'daki Türk vatandaşını savunmuyorum ve övmüyorum. Ancak bizim insanımız içinde de örf ve adet kalmamış. Tabii adetten kastınız "düğünde takı takma" ve "bayramda el öpme" gibi adetlerse, tabii ona bir şey diyemem.

    Avrupa'daki gurbetçilerimiz orada "işçi" olarak çalışıyor olsalar da, bugün ülkemizde de çok farklı bir şey yok. Taşeronun taşeronu olarak çalışanları mı dersiniz, özel sektörde ezileni mi dersiniz, bizde de var onlar. Çalışıp çabalayıp adam gibi kariyer edinme şansınız Türkiye'de de çok zor. Devlet memuru olmak bile nice torpille mümkün oluyor. Gel gelelim orada tuvalet temizleyen adam en azından hakkını alıyor. Burada devlet memurları dahi yoksulluk sınırının altında yaşarken, taşeronlar ve özel sektör işçileri açlık sınırının da altında yaşıyor. Yetmiyormuş gibi, devlet kendi eliyle kendi işçisinin ve memurunun mesaisini çalıyor. Normal çalışma saati karşılığı 10 TL olan bir memur, 8 saatlik çalışmasının üstüne fazla mesai olarak 9. bir saat çalıştığı zaman yalnızca 1.45 TL fazla mesai ücreti alıyor. Bu fazlam mesai ücreti saat ücretinin üstüne ilave olmuyor, direk o parayı alıyor. Yani atıyorum 9 saat çalıştığı zaman 91,45 TL almıyor, 81,45 TL alıyıor. Kaba bir tabirle, 180 saat çalışan bir memur 2200 TL alıyorsa, 200 saat fazla mesai yaptığı zaman yaklaşık 2500 TL alıyor. Ayrıca faal personel olan memurlar 200 saat mesai yapıyor. Bizzat şahit oldum ve hala da oluyorum. Biz işçilerde ise durum daha karmaşık. Mesai ücretimiz normal saat ücretinin 1,5 katı. Ama ne var ki bunu resmi evrakta gösteremiyoruz. Kesinlikle fazla çalışmanın karşılığını yazamıyoruz. 220 saat de çalışsam evrakta 192 işliyorlar. Bunlar bir fiil yaşadığım sıkıntılar. Şimdi hakkımı alacak olduktan sonra Almanya'da b.k da temizlerim çöp de toplarım. Zaten burada yaptığım iş bunları da içeriyor. Çok geniş bir görev tanımım var. İzmarit de topluyorum, ot da yoluyorum, tuvalet de temizliyorum, kendi işimi de yapıyorum, başkası olmadığı zaman onun işini de yapıyorum falan fisman. Karmaşık bir durum.
    Devlet kendi eliyle bizi köle gibi çalıştırıyor yani.
    Neyse, şahsen yurtdışına gitmeyi Türkiye'ye tercih ederim, burada yaptığım iş de çok farklı değil sonuçta.

    Ezan sesi demişsiniz, din bir sömürü ve para toplama aracı olmuş, camilere gitmek istemiyorum bile. Her Cuma çıkışı aleni bir şekilde para toplanması hoşuma gitmiyor mesela. Devlet Diyanete ayırdığı bilmem kaç milyar dolar bütçeden camilere hiç ödenek ayırmıyor mu? Sonra her sokakta mutlaka bir cami var, hepsinde de 6-7 kişi anca namaz kılıyor. Cuma günleri belki biraz doluyor o kadar. Ama bir Hastahane, okul, kültür merkezi, sağlık ocağı ne bileyim bu tarz bir tesis camiye göre çok ama çok seyrek. Bu yüzden ülkemde iyice çarpıtılmış ve kullanılmış dini özleyeceğimi de zannetmiyorum. İnsanların birbirine kardeşim dediği, sonra da on numara "geçirdiği" yer Türkiye. "Dost ile ye iç, alışveriş yapma" gibi bir sözün geçerli olduğu yer Türkiye. Bugün Allah'ın selamını ağzından düşürmeyen esnaftan yemediğimiz kazık kalmıyor. Daha doğrusu kazık yememek için uyanık olmamız gerekiyor. Her bir insani yönüyle bitik bir ülkedir Türkiye. Yolda köpeği ezip duran otobüs şoförü, baktıktan sonra hiç bir şey olmamış gibi yoluna devam edip, bir de arka tekerleği ile iyice ezebiliyor. Böyle insanların arasında yaşıyoruz. Esnafı problem, memuru problem, hizmet sektörü problem, her yeri problem dolu memleketim.

    Havası, doğası, mevsimi, coğrafyası, tadını çıkartamadıktan sonra kıymetsiz. Bir sene çalışıp da, bir hafta tatil yapabilmek büyük bir külfet.

    Türkçe konuşulan ve Türkçe anlaşılan bir ülke evet, yolda kaldığınızda ikramla da karşılaşabilirsiniz, soyula da bilirsiniz. Hatta yolda "oyun oynayan çocuklar" tarafından "oyun" amacıyla arabanızın tepesine parke taşı atılabilir, öldüğünüzle de kalırsınız. Hatta yolda ön camınıza yumurta atmak, ağlayan bebek sesi vermek gibi yollarla sizi durmaya zorlayabilir, durduğunuzda da gasp edebilirler. Hatta trafik kazası yaptığınızda, arabanızı çeken çekici, torpidoda duran sigaranıza ve çocuğunuzun çikolatasına dahi göz dikebilir (Stepne gibi ıvır zıvırları zaten saymıyorum) ve ölü soyuculuğa da maruz kalabilirsiniz.

    Bu ülkede ikinci ya da üçüncü sınıf vatandaş olarak zatenden görülüyoruz. Türk insanının Türkiye'de değersiz olduğu, onun haricinde insan hayatının değersiz olduğu bir ülkedeyiz. Geçtim seçme ve seçilme hakkını, yaşamak bile mucize. Onun haricinde bir şeyiniz çalındığı zaman onu komple unutun. Hırsızlığın zaten cezası yok, çalınan bir şeyin bulunması için çaba harcayan da yok. Hani belki 40-50 bin TL'lik arabanız çalınacak da o zaman belki o da bulunma şansı olabilecek. Yoksa laptop şu bu çaldırdığınızda unutun siz onu. Yani zaten TC Vatandaşı olarak bu ülkede değeriniz olmuyor maalesef.

    Tanıdığım yer bu hocam benim. Şahsen bu sıkıntıları el memleketinde çeksem bu kadar koymaz hiç değilse "Gavur memleketindeyiz, yapacak bir şey yok" deriz, kendi memleketimizde ezilmektense...


    Öncelikle tartışma uslubunu oldukça iyi geliştirmiş olduğunuz için teşekkür ediyorum. Güzel bir yazı ama içerik olarak hiç mi hiç katılmıyorum size.

    Yazınızı okurken bazı notlar aldım. O notlar ışığında cevap vereyim size.

    Öncelikle üzerine basa basa diğer yazılarımda da söylediğim gibi her şey para değil. Her ay cebinize 10 euro koyup sizi insan yerine koymayan bir toplumda yaşadıktan sonra bunun hiçbir önemi yok.

    Memurun işçinin mesai ücretleri Türk toplumunu bağlamaz. İktidarın yanlış ekonomi politikaları ve sömürüye bağlı vergi siyasetinden kaynaklanır. Bu iktidar gider diğer gelir işler düzelir. Ancak Avrupa'da hükümetlerin, iktidarların değiştiremeceği ve değiştirmek istemediği şeylerden bahsediyorum ben. Öncelikle yaşadığınız Avrupa ülkesinde istenmeyen insansınız. Hele ki Türk olmanız buna yetiyor da artıyor bile. Toplumsal bir ön yargı ile karşı karşıyasınız. Ve inanın bana kazandıkları para umurumda bile değil. Çünkü gelirleri, "Avrupa'nın çingenesi, yoksulu, cahili ve sonradan görme insanları" fikrini o ülkelerin insanları gözünde değiştirmiyor malesef. Bunlar benim söylemim değil. Yurt dışına defalarca kez çıkmış ve yabancı bir çok arkadaşı olan birisi olarak söylüyorum.

    Din meselesine değinecek olursak, din dünyadaki tüm ülkelerde güzel para kazanılan bir sektördür. Ancak sizin dine bakışınız din sektörüyle mi alakalı yoksa gerçek İslam ile mi alakalı? Siz eğer gerçek anlamda dininizi yaşamak isterseniz Türkiye'de bunu size kısıtlayan hiçbir engel yok. Başörtüsü, namaz, oruç, kurban, hac tüm bunları rahatlıkla günlük yaşamınız içinde yaşayabilirsiniz. Sabah namazında camiinin dolup taşması değil, sizin sabah namazında camiye gidip gitmiyor olmanız sizi ilgilendiriyor. Siz sabah namazına yada vakit namazlarına gitmeyen birisi olarak Camilerimiz dolmuyor diyorsanız bu oldukça çelişki bir anlayış. Dini özleme noktasıda yaptınız yazı gerçekten şaşırttı beni. Para toplanıyorsa ve bu hoşunuza gitmiyorsa para vermezsiniz olur biter. Ancak İslam dini,sadaka vermenin iyi olduğunu söyler. Siz vermezsiniz olur biter. Diğer insanların bu özgürlüğüne tepeden bakışınız açıkçası hiç hoş değil. Ülkemde din asla çarptırılmadı ve çaprıtılırması mümkün değil. Bakın siyasi ve politik eleştirileri hükümetler hak eder, toplumlar ve ülkeler değil. Bir siyasi parti dini kullanarak başa geldiyse ve din tüccarlığı yaptığını düşünüyorsanız bu o siyasi anlayışla olan probleminizdir. Yarın o gider başkası gelir. Ama toplumsal kültür ve tarz kolay kolay değişmez.

    Ülkemizdeki din ticaretinin, Avrupa'da yada başka coğrafyalarda farklı dinlerde olmadığını mı sanıyorsunuz yoksa ? Hristiyanlık içerisinde oluşturulmuş tarikatlardan ve dünyanın en aptalca ibadetlerinden ve nasıl insan söğüşlenir demek bilmiyorsunuz. Türkiye, kültür merkezi, tiyatro, sinema, çeşitli kültürel ve sosyal aktivitelerin oldukça yeterli olduğu bir ülkedir. Ve oldukça sık arayla devlet korolarının ve tiyatrolarının merkezlerini ziyaret eden biriyim. Avrupada yaşayan bir Türk ayda keç kez tiyartoya gidiyor sizce ? 0. Hayatında kaç kez tiyatroya gitmiştir ? Bir elin parmaklarını geçmez. Hayatında kaç kez gazete almıştır sizce ? Kaç kitap okumuştur demiyorum, kaç kitap evine girip sağa sola bakmıştır acaba ? 0. Ayda kaç kez sinemaya gidiyorlar dersiniz ? 0. Gitse bile kaç cümlenin kaçını anlıyor? Kaç konsere gidiyor dersiniz ? Konserine gittiği kişiler islamı ve dini kullanmayan kişilermi sizce? Yusuf İslam? Maher Zain vb. Avrupada ki camiler kimlere ait peki ? Her caminin bir tarikatı var. Kimisi nurcu kimisi süleymancı kimisi menzilci kimisi ismailağacı... Bu camilerde dişe dokunur bahşiş ve yardım vermezseniz o camiye girmeye yüzünüz bile olmuyor. Bire bir kendi yaşadığım durumdur bu. Bir cuma vakti Essen'de bir camiye gittim. Yanımda eniştem. Cami içerisinde sırayla herkesin önüne kutu ile gelerek en az 50-100 euro para topluyorlar. Hangi cemaate ait olduğunu sordum o da söyledi. Buraya yazmayacağım. Ancak yurtdışındaki durum Türkiye için düşündüğünüzden çok daha vahim durumda.

    Bir diğer konu ise çok karamsar bir yapınız var. Avrupalının geldiği ve bizim sıcak insanlarımıza hayran kaldığı bir ülkedir Türkiye. Esnaf, memur ve hizmet sektörüyle ilgili problemlerin Avrupa'da olmadığını söyleyemezsiniz.

    Bu ülkede kimse kimseyi ikinci üçüncü sınıf vatandaş olarak görmedi, görmüyor ve görmez. İşte toplumsal kültür Türkiye'de sınıf ayrımına karşıdır. Avrupa'da ise bu böyle değil. Türkseniz müslümansanız ikinci hatta üçüncü sınıf vatandaşsınız. Polis sizi çok rahat içeri atabilir, dövebilir. Mahkeme hakkınızda çok rahat bir şekilde hayatınızı karartacak bir karar verebilir. Ve tüm bunları müslüman bir Türk olduğunuz için çekersiniz. Burdan güzel görülüyor olabilir ancak Avrupa bir Türk ve müslüman için yaşam sürülmesi en güç olan yerdir. Tabi siz toplumda kabul görmek için, dininizden ve milliyetinizden ayrılıp, tüm insani vasıflarınızı yitirirseniz ayrı!

    Yazdığınız diğer eleştirilere, subjektif olması sebebiyle cevap vermeyeceğim. ender sayıda görülen problemler her yerde yaşanabilir. bunları ülkelere, toplumlara iliştirmek oldukça alakasız.

    Sizinle alakalı izlenimim, oldukça karamsar bakıyorsunuz hayata. Bu düşünceleri barındıran insanların ömürleri pekte uzun olmaz. Kendi kendinize sıkıntı, stres,vesvese vermekten başka bir işe yaramaz bu. Ayrıca insanın dininden ve milliyetinden sıyrılıp çıkması öyle kolay bir mevzu değildir. Yazınızda her ikisinden de kurtulup Avrupa da refah içinde yaşarım gibi bir anlam oluşmuş. Bir diğer konu ise ne iş yaparsanız yapın işinizi sevin, en azından sevmeye çalışın deneyin. Olmuyorsa o işi yapmayı bırakın ve başka bir iş üzerinde yoğunlaşın.

    Hocam ben bu tartışmayı özel mesaja taşımak istiyorum, yalnız birazdan işe gideceğim, akşam devam etsek uygun mudur?




  • goodorevil kullanıcısına yanıt
    Ben bu konuyla ilgili tüm görüş ve düşüncelerimi 3-4 mesajda dile getirdim. Fazlada uzatmak istemiyorum.

    İyi günler diliyorum.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: pipi8D


    quote:

    Orijinalden alıntı: andreoni

    Sadece trafikte değil. Toplu taşımada rastladım bi gün 2 tanesine. Saygısızlık yapıyorlardı yüksek müzik açmalar gülmeler bağırarak konuşmalar falan. Şivelerden belli. Dedim yavaş olun biraz otobüstesiniz. Biz Almanya dan geldik dedi bi tanesi. Dedim orda da yapabiliyor musun böyle saygısızlık. Yapamıyoruz ama burası Türkiye dedi. Dedim burdaki de insan. Sonra özür diledi sustular adam gibi oturup yollarına devam ettiler. Aynı yerde indik geldiler valla kusura bakma dediler. Güzel bi dille uyarmak gerekiyo. Tabi arabadakine nasıl yetişip te uyarcan bilemiyorum. El kol hareketi yapsan, kenara çek desen kavgaya davetiye çıkarmış gibi olursun. :)

    Sonra bi uyandim, hafif bi islaklik..

    çok güldüm yawss :)))




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Gökhan And Jetta

    Ben bu konuyla ilgili tüm görüş ve düşüncelerimi 3-4 mesajda dile getirdim. Fazlada uzatmak istemiyorum.

    İyi günler diliyorum.

    Pekala hocam, saygı duyar, iyi günler dilerim.
  • @NayirNolamaz

    Gelenler maganda da burdakiler cok mu duzgun demissin, sıkıntı da bu zaten.

    Bizdeki magandalar zaten bize yetiyor, bir de ustune AB uyesi bir ulkeden gelmis, oranin eğitimini almis, o kulturle yetismis birisinin kötü davranislarina tanık olunca sasiyoruz.

    konu derinlesmis , aslında konunun temelinde Avrupada yasayan Turklerin kisilik bozukluklari yer alıyor. Ne oradaki hayat ne buradaki hayat onlari tatmin ediyor ve cogu coklu kişilik bolunmesi yaşıyor. Avrupa da dogrudan ya da dolayli baski ve asagilanmaya maruz kalan sahis, hincini burada cikariyor.



    Avrupada su an uc yada dort nesil Turk var.
    70lerde gelen o ilk nesil, o zaman nasil geldilerse gidin bakin su anda da aynilar. Ustleri baslari kiyafetleri zerre degismemis. Cogu ya vefat etmis ya da buraya donmus.

    Ikinci nesil orada is guc sahibi olmus, kismen de olsa oraya uyum saglamis. Bu nesil ikilemde kalan bir nesil, ekmegi Avrupada yiyor ama memleket de buram buram gozunde tutuyor. Gelse kalacak evi yok, gitmese memleketi merak ediyor. Arada kalma var. 40 50 yas araligindalar.


    Üçüncü nesil hepten kopmuş, kisilik bozukluklari olan , kötü alışkanlıklara bulasmis sıkıntılı bir nesil. Onlarin da memlekette zaten gozu yok, kendisini Avrupaya da ait hissetmiyor, bu hissiyat onu ruhen mahvediyor. Cogu uyusturucu bagimlisi ya da sizofren. 15-30 yas araligindalar.


    Durum boyle olunca aslinda bu insanlarin kiskanacak degil tam tersi acinacak bir durumlari var. Coguna da aciyorum. Ruhen acı çektikleri de her hallerinden belli. Allah yardimcilari olsun.

    Bu arada Avrupaya gitmek vs gibi bir derdim de yok. Yesil pasaport var, Almanyaya gitmek benim icin Edirneye Karsa gitmekte kolay.

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: CRUSSOR

    bırakın kardeşim yok almanların bokunu temizliyor vs kredi çekip geliyor birçok araba kiralık vs bunlar boş laflar.Sanki biz amerikada yaşıyoruz adamlar gerçekten bok temizliyorlarsa bile haklarını alıyorlar senin ülkende kömür ocaklarında 3 kuruşa canlarını vermiyorlar en kral arabalarada biniyorlar kiralıkta olsa kendilerininde olsa sen o arabaları bırak almayı 1 ay kiralayabiliyormusun hayır onların imkanları sende varmı hayır(sosyal olarak) götüboklu bu ülkede yaşayıp yurt dışındaki gurbetçilere bok atmak da neyin nesi.Onlar 11 ay çalışıp 1 ay keyiflerince tatil yapabiliyorlar haklarıda memleketlerine gelmek ayrıca trafik konusuna birşey söyleyemiyeceğim çünkü sonuçta bizim insanımız ve bizim milletimizin ne kadar iğrenç özellikleri olduğunu herkes biliyor.Tip eleştirilerine gelince onlar hristiyan bir ülkede farklı kültürlerle farklı inanışlarla farklı insanlarla farklı sosyal ortamlarla haşı neşir olduğu için değişiklik olabiliyor hiç olmazsa bizim ülkemizdeki zibidilerden daha iyi görünümlü ayrıca eleştirenlerin birçoğunun elerinde fırsat olsa o ülkelerde yaşamak için can atacağına da eminim.
    not: gurbetçi değilim

    Dogru soze ne denir kardesim...Kiskanclik bazilarin kafasina vurmus resmen.
    Utanmazlarsa Turkiye'nin yasam standartlari cok yuksey diyecekler.
    Ancak kendilerini havuturlar.
    Genelleme yapmayin diyoruz hala devam ediyorlar bazilari...

    80% OTV...ne guzel
    dunyanin nerdeyse en pahali benzini...ne guzel
    sosyal haklar ve guvenlik...ne guzel
    maaslar...ne guzel
    adalet sistemi...ne guzel
    bu liste daha cok uzar...

    Senden mi izin alacagim hangi aracla vatanima izine gelirken? Hayir...
    Senden mi izin alacak millet Avrupada hangi sektorde calisacak diye? Hayir...




  • goodorevil kullanıcısına yanıt
    +1
  • "Üçüncü nesil hepten kopmuş, kisilik bozukluklari olan , kötü alışkanlıklara bulasmis sıkıntılı bir nesil. Onlarin da memlekette zaten gozu yok, kendisini Avrupaya da ait hissetmiyor, bu hissiyat onu ruhen mahvediyor. Cogu uyusturucu bagimlisi ya da sizofren. 15-30 yas araligindalar.


    Durum boyle olunca aslinda bu insanlarin kiskanacak degil tam tersi acinacak bir durumlari var. Coguna da aciyorum. Ruhen acı çektikleri de her hallerinden belli. Allah yardimcilari olsun. "

    Bahsettigin o nesilden biriyim...
    Uluslararasi araba ticareti yapiyorum ve 5 dil konusuyorum ama kendimi yazdigin o sozlerde taniyamadim nedense...Yani egitim seviyem cok dusuk sana gore.
    Devam yazmaya gerek gormuyorum ve cogu insanda bu yazdiklarinin ne kadar dogru olup olmadigini anlamistir.

    PS: Dogma buyume Belcikaliyim o yuzden Turkcem 100% degildir o yuzden yanlis yazdiklarim varsa ozur dilerim herkesten.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Esco54 -- 28 Haziran 2014; 20:01:32 >
  • başka şeylerle ilgilenin bence
    fuzuli vakit kaybı
    eğlenceli şeylere yönelin

    adam hiç üşenmemiş gurbetçilerle ilgili durum tespiti yapmış
    helal olsun azminizden ötürü

    ayrıca ciddiyim :)
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Belenenses

    başka şeylerle ilgilenin bence
    fuzuli vakit kaybı
    eğlenceli şeylere yönelin

    adam hiç üşenmemiş gurbetçilerle ilgili durum tespiti yapmış
    helal olsun azminizden ötürü

    ayrıca ciddiyim :)

  • ABCdiküçgeni kullanıcısına yanıt
    Düşük seviye sonradan görme cahil cüheyla kişiler topluluğu işte ne olacaktı ki ben asla geçirmiyorum isterse çarpsın FORD Galaxy e vurursa olan kendi arabasına olur mercedes bmv dinlemez yamuluverir gider.
  • Esco54 kullanıcısına yanıt
    ne yüzde 80 i 1600-2bin araçlarda % 90 +%18 kdv bezdirme haraç vergisi 2000bin % 145 +18 kdv her türlü alırım inletirim dilendiririm bakakalırsın vergisi var.
  • Vatan hasretiyle yanan yurtdışında yaşayan vatandaşlarımıza çok büyük haksızlık yapıyorsunuz sizi kınıyorum.

    Adamlar 200 -300 beygir araba ile sizin gibi yani sinek gibi 90 km/h hızla mı gidecek sanıyorsunuz ?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: !sTaNbLuE

    Yaah şohk gösell oluyo biz almanyada hep öyle yapiyohh


    Cidden öyle bi şiveleri var türkçe konuşunca . Anne ve baba tarafı olsun ailemizin türkiyeden daha çok almanyada akrabası var. Babam çok şükür orda kendini yetiştirip burda iyi bir iş sahibi oldu . Konu çok dağıtmadan yıllarca geldiler hediyeler getirdiler helle o egetürk socu ama arada halla o eski türkiyemiş havaları edasında ayarsız terazi kaçıran abuk subuk sözleri yokmu birazda bizim millet de merakındanmıdır nedir altan alırlar böyle şeyleri. şiveleride komiktir atlatmak için 1 ay uzak kalmak gerekiyor :)

    Ama şu varki gelirler kiralık olsun kendi 4-5 yaşında bmw mercedesleriyle çok azı yeni arabayla gelir çoğu aslında bize göre iyi onlara göre yaşlı arabalarla gelirler bugun gelen mercedes bmw çoğu 2010 2009 şeklinde olucaktır .Bizim buradakı gerek ailelerin çocukları gerek büyükler tabı ıster ıstemez gezmek tozmak bak felancı geldi yarın gideriz onalara gezeriz sende gidersin tabi gorursun bi cukunat ege türk socok alırsın sonra binersin araba bi gezersin bu onlara işte ozaman boyun eyip onları başımıza artis yapma kısmımızdır kendilerini bi halt sanarlar Allah şükür hepsinin ne halt oldunu çok iyi biliyorum. kendini geliştiren maddi durumu iyi olanın burnu kalkık amcaöda ve pekçok akrabamda gördüm. fakiri desen abuk subuk hareketler yapar orta segment desen herkezden uzak sade bi tatil. şimdi gelip bana genelleme yapıyosun demesin kimse. Türkiye gelince bu gurbetçilere bişeyler oluyor harbiden geçen gün fethiyedeyim amcam uçak la gelmiş hava alanından araba kıralamış accent 1.6 heralde yanında köpeğini getirmiş biraz ondan birazda beyfendi patrondur amelemeyim ben edaları :D . Neyse akşam oldu öldü deniz tarafına gitcez eğlence yerlerine akşam 11 felan 120 le gittik dönüşümüz 180 oldu . kafa sına göre içmeler insanları beyenmemelere herkeze tavsiyede bulunmalar.

    Bi Akrabam varkı mercedes vardır cabrio basılcak yerde basmaz sap dedin yerde sapmaz böyle tam kıl . 30 c sıcaklıkta arabayı 60 la ustu açık sürer en sonunda kalp hastalı geçirdim o yaz birazda o araba konusuyla alaklı bu yaz gelsin arabayı elinden bizat alıcam

    Kısacası şu hiçbir insan dört dörtlük değildir ..! Bunda herkez hem fikir lakın Avrupadan Gelen Gürbetçiler Türkiye Girdikleri Anda Hal Ve Hareketlerinde Normal Zamanda Yapmadı Şeyleri Yapma Başlıyolar.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-E5CA1F8AE -- 29 Haziran 2014; 7:12:47 >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: goodorevil

    quote:

    Orijinalden alıntı: Gökhan And Jetta

    quote:

    Orijinalden alıntı: pipi8D


    quote:

    Orijinalden alıntı: ahmetyasir45


    quote:

    Orijinalden alıntı: pipi8D

    Kiskanclik seziyorum

    harfi harfine doğru tespitler(hepsi için geçerli değil) cahillik seziyorum, ya da yaşın bahsedilenleri anlamaya yetmiyor

    Yazdigini goren turkiyeyi medeni bi yer sanacak. Kiskancliktan delirmissin :D konuyu yasa cekmenden belli, uzulme sende kazanirsin.

    Almanyada garajında 4 adet araç olan bir Almancıdan çok daha fazla kazanıyorum. Ve kıskanılacak bir durumdan ziyade durumlarına üzülecek bir durum olduğunu düşünüyorum. Almanyada Türk, türkiyede Almancı denilen, iki kültür arasına sıkışıp kendini ifade edemeyen, Türkiye'yi dingonun ahırı zanneden ve herşeyin rüşvet, pazarlık sayesinde hallolacağını sanan insanları neden kıskanayım? Q7 ye bindikleri içinmi ? Almanyada Q7 aldıkları parayla Türkiyede Jetta alamaz onlar.

    Türkiye oldukça medeni bir ülkedir. Medeniyetten kastınız, mini etek giyip, kafasına başörtü takmak ise, gurbetçi vatandaşlarımız kadar medeni olamadık o konuda malesef.

    Mensubu olduğu Türk Milleti'nin hiçbir örf anane ve kültüründen nasibini almamış, yaşam amacı marka ayakkabı ve kıyafetler giymek olan ve yaşadıkları avrupa ülkerinden bir nebze olsun ilim irfan öğrenememiş bu vatandaşlar bizim insanımız malesef.

    Dil, deseniz ne Türkçe var ne almanca ne fransızca... Ortaya karışık Tarzanca...

    Avrupadaki gurbetçilerimiz 3 ve 4. nesil olmasına rağmen %95 inin halen o ülkelerin işçisi konumunda çalışıyor olmasıda ayrı bir konu. Arkadaş, eğitim eşitliği denen zımbırtı var yaşadığın ülkede. Çalış çabala adam gibi kariyer edin. Yok illaki tamirci çöpçü, inşaat amelesi, asfalt işçisi olacak... Yazık. Bu insanların kıskanılacak bir durumu yok. Yine söylüyorum bu insanlar bizim insanımız, amcamız teyzemiz kuzenimiz, dayımız,halamız. Ama gerçekler ortada ve oldukça acı...

    Medeni değil dediğin ülkemdeki Ezan sesine hasret insanlardan bahsediyoruz. İnsanların birbirine kardeşim dediği ülkedir Türkiye. Havasıyla, doğasıyla, mevsimiyle coğrafyasıyla, deniziyle kumuyla bir cennettir Türkiye. Ve bu cennet aziz Türk Milletine nasip olmuştur. İnsanların birbirine sabahları Günaydın, Selamünalekyüm dediği ülkedir senin medeniyetsiz dediğin Türkiye. Akıllı, pratik ve zeki insanların olduğu, gözüne baktığında seni anlayan insanların olduğu ülkedir Türkiye.

    Herşeyden evvel Türkçe konuşulan ve Türkçe anlaşılan bir Ülkedir senin medeniyetsiz dediğin Türkiye. Her ne kadar plakanda D harfi yazsada sana yol verenlerin ve yolda kaldığında sana su, kahve, yemek kram edip yardım edenlerin olduğu ülkedir senin medeniyetsiz dediğin Türkiye.

    Seni ikinci hatta üçüncü sınıf vatandaş gören, dazlaklar tarafından öldürüldüğün, dayak yediğin, bazı avruğa ülkelerinde seçme ve seçlme hakkı dahil bir çok hakkı sana vermeyen ve günün bilmem kaç saati sana ÇAN sesi dinleten ülkeler medeni ülkeler. Sabah eline bok fırçasını verip b.k temizleten ülke medeni ülkedir. Alışveriş sırasında bile saç ve ten renginden senin Türk olduğunu tanıyıp kötü muamele eden avrupa ülkeleri çok medeni ülkelerdir.

    Önce medeniyetsiz dediğin Türkiye'yi tanı sonra yaşadığın yeri değerlendir ve öyle yorum yap gurbetçi arkadaş. Daha yazılacak çok şey varda sana bu kadarı yeter bence.


    Aşağıdaki video ortadaki gerçeği en açık şekilde gözler önüne seriyor. Bu adam Q7 ye binse ne olur, Roce Roce'a binde ne olur? Yazık sadece yazık...



    Hocam Allah kazancınızı artırsın, yalnız size biraz muhalefet edeceğim ben.

    İlk paragrafınız hakkında yazacağım pek bir şey yok. Yalnızca Almanya'da Q7 alınan paraya Türkiye'de Jetta alınması, bizim ekonomimizin zayıflığı diyelim.

    Şimdi ülkemizin medeniyetinden bahsetmişsiniz. Tamam, kılık kıyafet konusundaki medeniyete değinmiyorum. Elin Avrupalısı denize rüzgar türbinleri kurmayı düşünürken biz hala "Başörtüsü" tartışmaları yapıyorsak, kıyafet konusunu henüz aşamamışız demektir. O yüzden değinmiyorum.

    Şu an Türkiye'de yaşayan Türklerden kaçı mensubu olduğu Türk Milleti'nin kültürünü alabilmiş? Avrupa'daki Türk vatandaşını savunmuyorum ve övmüyorum. Ancak bizim insanımız içinde de örf ve adet kalmamış. Tabii adetten kastınız "düğünde takı takma" ve "bayramda el öpme" gibi adetlerse, tabii ona bir şey diyemem.

    Avrupa'daki gurbetçilerimiz orada "işçi" olarak çalışıyor olsalar da, bugün ülkemizde de çok farklı bir şey yok. Taşeronun taşeronu olarak çalışanları mı dersiniz, özel sektörde ezileni mi dersiniz, bizde de var onlar. Çalışıp çabalayıp adam gibi kariyer edinme şansınız Türkiye'de de çok zor. Devlet memuru olmak bile nice torpille mümkün oluyor. Gel gelelim orada tuvalet temizleyen adam en azından hakkını alıyor. Burada devlet memurları dahi yoksulluk sınırının altında yaşarken, taşeronlar ve özel sektör işçileri açlık sınırının da altında yaşıyor. Yetmiyormuş gibi, devlet kendi eliyle kendi işçisinin ve memurunun mesaisini çalıyor. Normal çalışma saati karşılığı 10 TL olan bir memur, 8 saatlik çalışmasının üstüne fazla mesai olarak 9. bir saat çalıştığı zaman yalnızca 1.45 TL fazla mesai ücreti alıyor. Bu fazlam mesai ücreti saat ücretinin üstüne ilave olmuyor, direk o parayı alıyor. Yani atıyorum 9 saat çalıştığı zaman 91,45 TL almıyor, 81,45 TL alıyıor. Kaba bir tabirle, 180 saat çalışan bir memur 2200 TL alıyorsa, 200 saat fazla mesai yaptığı zaman yaklaşık 2500 TL alıyor. Ayrıca faal personel olan memurlar 200 saat mesai yapıyor. Bizzat şahit oldum ve hala da oluyorum. Biz işçilerde ise durum daha karmaşık. Mesai ücretimiz normal saat ücretinin 1,5 katı. Ama ne var ki bunu resmi evrakta gösteremiyoruz. Kesinlikle fazla çalışmanın karşılığını yazamıyoruz. 220 saat de çalışsam evrakta 192 işliyorlar. Bunlar bir fiil yaşadığım sıkıntılar. Şimdi hakkımı alacak olduktan sonra Almanya'da b.k da temizlerim çöp de toplarım. Zaten burada yaptığım iş bunları da içeriyor. Çok geniş bir görev tanımım var. İzmarit de topluyorum, ot da yoluyorum, tuvalet de temizliyorum, kendi işimi de yapıyorum, başkası olmadığı zaman onun işini de yapıyorum falan fisman. Karmaşık bir durum.
    Devlet kendi eliyle bizi köle gibi çalıştırıyor yani.
    Neyse, şahsen yurtdışına gitmeyi Türkiye'ye tercih ederim, burada yaptığım iş de çok farklı değil sonuçta.

    Ezan sesi demişsiniz, din bir sömürü ve para toplama aracı olmuş, camilere gitmek istemiyorum bile. Her Cuma çıkışı aleni bir şekilde para toplanması hoşuma gitmiyor mesela. Devlet Diyanete ayırdığı bilmem kaç milyar dolar bütçeden camilere hiç ödenek ayırmıyor mu? Sonra her sokakta mutlaka bir cami var, hepsinde de 6-7 kişi anca namaz kılıyor. Cuma günleri belki biraz doluyor o kadar. Ama bir Hastahane, okul, kültür merkezi, sağlık ocağı ne bileyim bu tarz bir tesis camiye göre çok ama çok seyrek. Bu yüzden ülkemde iyice çarpıtılmış ve kullanılmış dini özleyeceğimi de zannetmiyorum. İnsanların birbirine kardeşim dediği, sonra da on numara "geçirdiği" yer Türkiye. "Dost ile ye iç, alışveriş yapma" gibi bir sözün geçerli olduğu yer Türkiye. Bugün Allah'ın selamını ağzından düşürmeyen esnaftan yemediğimiz kazık kalmıyor. Daha doğrusu kazık yememek için uyanık olmamız gerekiyor. Her bir insani yönüyle bitik bir ülkedir Türkiye. Yolda köpeği ezip duran otobüs şoförü, baktıktan sonra hiç bir şey olmamış gibi yoluna devam edip, bir de arka tekerleği ile iyice ezebiliyor. Böyle insanların arasında yaşıyoruz. Esnafı problem, memuru problem, hizmet sektörü problem, her yeri problem dolu memleketim.

    Havası, doğası, mevsimi, coğrafyası, tadını çıkartamadıktan sonra kıymetsiz. Bir sene çalışıp da, bir hafta tatil yapabilmek büyük bir külfet.

    Türkçe konuşulan ve Türkçe anlaşılan bir ülke evet, yolda kaldığınızda ikramla da karşılaşabilirsiniz, soyula da bilirsiniz. Hatta yolda "oyun oynayan çocuklar" tarafından "oyun" amacıyla arabanızın tepesine parke taşı atılabilir, öldüğünüzle de kalırsınız. Hatta yolda ön camınıza yumurta atmak, ağlayan bebek sesi vermek gibi yollarla sizi durmaya zorlayabilir, durduğunuzda da gasp edebilirler. Hatta trafik kazası yaptığınızda, arabanızı çeken çekici, torpidoda duran sigaranıza ve çocuğunuzun çikolatasına dahi göz dikebilir (Stepne gibi ıvır zıvırları zaten saymıyorum) ve ölü soyuculuğa da maruz kalabilirsiniz.

    Bu ülkede ikinci ya da üçüncü sınıf vatandaş olarak zatenden görülüyoruz. Türk insanının Türkiye'de değersiz olduğu, onun haricinde insan hayatının değersiz olduğu bir ülkedeyiz. Geçtim seçme ve seçilme hakkını, yaşamak bile mucize. Onun haricinde bir şeyiniz çalındığı zaman onu komple unutun. Hırsızlığın zaten cezası yok, çalınan bir şeyin bulunması için çaba harcayan da yok. Hani belki 40-50 bin TL'lik arabanız çalınacak da o zaman belki o da bulunma şansı olabilecek. Yoksa laptop şu bu çaldırdığınızda unutun siz onu. Yani zaten TC Vatandaşı olarak bu ülkede değeriniz olmuyor maalesef.

    Tanıdığım yer bu hocam benim. Şahsen bu sıkıntıları el memleketinde çeksem bu kadar koymaz hiç değilse "Gavur memleketindeyiz, yapacak bir şey yok" deriz, kendi memleketimizde ezilmektense...


    Tebrik ederim, haticeye değil neticeye bakınca kimin neyin peşinde olduğu anlaşılıyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Esco54

    "Üçüncü nesil hepten kopmuş, kisilik bozukluklari olan , kötü alışkanlıklara bulasmis sıkıntılı bir nesil. Onlarin da memlekette zaten gozu yok, kendisini Avrupaya da ait hissetmiyor, bu hissiyat onu ruhen mahvediyor. Cogu uyusturucu bagimlisi ya da sizofren. 15-30 yas araligindalar.


    Durum boyle olunca aslinda bu insanlarin kiskanacak degil tam tersi acinacak bir durumlari var. Coguna da aciyorum. Ruhen acı çektikleri de her hallerinden belli. Allah yardimcilari olsun. "

    Bahsettigin o nesilden biriyim...
    Uluslararasi araba ticareti yapiyorum ve 5 dil konusuyorum ama kendimi yazdigin o sozlerde taniyamadim nedense...Yani egitim seviyem cok dusuk sana gore.
    Devam yazmaya gerek gormuyorum ve cogu insanda bu yazdiklarinin ne kadar dogru olup olmadigini anlamistir.

    PS: Dogma buyume Belcikaliyim o yuzden Turkcem 100% degildir o yuzden yanlis yazdiklarim varsa ozur dilerim herkesten.

    5 dil öğrenip birçok ülkede ticaret yapıyorsanız kendini yetiştirmiş,çalışkan,sorumluluk sahibi birisiniz demektir, buradaki eleştirilerin sizin için olduğunu düşünmüyorum sizde üstünüze alınmayın.eleştiriler bilgi,kültür, eğitim den nasibini almamış kesim için.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: iniyesta



    5 dil öğrenip birçok ülkede ticaret yapıyorsanız kendini yetiştirmiş,çalışkan,sorumluluk sahibi birisiniz demektir, buradaki eleştirilerin sizin için olduğunu düşünmüyorum sizde üstünüze alınmayın.eleştiriler bilgi,kültür, eğitim den nasibini almamış kesim için.

    +1

    Tespitler, genel bir gözlemin eseridir. Almanyada doğmuş büyümüş ve şu an pek çok şirkette CEO olmuş Türkler de var.


    @Esco54
  • ABCdiküçgeni kullanıcısına yanıt
    Selamlar ,

    Yaklaşık 3 yıldır iş nedeniyle Almanya'da yaşıyorum ve burada da günde 200 km'ye yakın araç kullanıyorum.Gelmeden öncede aksine İstanbul'da en az 250-300 km araç kullanmak zorunda kalıyordum.

    Şimdi hem orayı hem de burayı bilen biri olarak eleştirilerinize cevap vermek istiyorum.Bu arada söylemiş olduğunuz görgüsüzlüğün temeli Almanya topraklarında başlıyor,bu adamlar buradada saçma sapan arabalar kullanıyorlar ancak toplumsal oto kontrolde polis baskısı kadar etkili burada.

    1) Almanya'ya ilk geldiğimde yol çizgilerine uyma konusunda çok sıkıntı yaşadım bizde bilirsiniz çizgi yoldaki şekildir sadece.Burada kendi şerit çizginizden sağa ya da sola biraz fazla giderseniz %100 kaza olur.Buna alıştıktan sonra İstanbul'da zorlanmaya başladım maalesef kimse çizgiyi sallamıyor.

    2)Almanya'da konvoy halinde rahatlıkla gidebilirsiniz çünkü aranıza biri aniden bir makasa yaparak girmez tabi buradan giden vatandaşlarımız Türkiye'de de aynı mantığı korumaya çalışıyor.

    5 . maddede anlattığın konu Almanya'da da geçerli.Burada da izmarit ve çöpleri "polis görmez ise" yere atıyorlar.

    Çalışma koşulları gerçekten ağır örneğin firmaların %80'inde çalışma saatleri içinde cep telefonu kullanmak yasak.

    Eleştirilerinizde haklı olduğunuz ama koşulları bilmeden değerlendirdiğiniz yönlerde çok fakat en olumsuz olanı kendi vatandaşlarımızdan " BUNLAR" diye bahsedilmesidir.

    Burayla ilgili sorularını olur ise cevaplayabilirim




  • 
Sayfa: önceki 45678
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.