Şimdi Ara

Mavi Marmara Krizinin Perde Arkası

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
4
Cevap
0
Favori
262
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Deniz Kuvvetleri'nden istifa eden Amiral Nusret Güner yaşananları anlattı.

    Mavi Marmara baskınında saatler önce 30 Mayıs 2010'da, PKK İskenderun'daki Deniz İkmal Komutanlığı'na roketatarlı saldırı düzenledi. Bu saldırıda 6 asker şehit oldu. O gün Başbakan Tayyip Erdoğan, Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Uğur Yiğit resmi ziyaret için yurtdışındaydı. Saldırının yaşandığı gecenin sabahı da sıcak oldu. Sabah 07.30'da Başbakanlık'ta değerlendirme toplantısı başladı. Başbakan Vekili Bülent Arınç, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala, Genelkurmay Hareket Başkanı Korgeneral Mehmet Eröz ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Nusret Güner toplantıya katıldı.

    'İSRAİL İLE ÇATIŞMA AN MESELESİDİR'

    Habertürk'ten Zülfikar Ali Aydın'a konuşan Güner o günü şöyle anlattı: "Toplantıda Mavi Marmara gemisine refakat ve koruma gündeme geldi. Hükümet yetkilileri Deniz Kuvvetleri'nin buna hazır olup olmadığını sordu. Mavi Marmara'ya refakat ve koruma için kuvvetin hazır olduğunu belirtip ve "Refakat ve koruma için hazırız. Ancak bu durumda İsrail ile aramızda çatışma an meselesi. Angajman kurallarını uygulama yetkisi Deniz Kuvvetleri'ne verilmeli" dedim. Hükümet üyeleri "Mavi Marmara'ya koruma ve refakat için savaş gemileri göndermeyelim ama basına 'Savaş gemilerimizi gönderdik' diye bilgi verelim görüşünü bildirdi."

    '8 SAAT İÇİNDE DENİZ KUVVETİ'NİN YÜZDE 90'I HAREKETE GEÇER'

    Güner, hükümetin teklifi üzerine yaşananları şöyle dile getirdi: "Teklifi duyunca şiddetle karşı çıktım. Söyledikleri şey çok riskliydi. Gemilerimizi gönderip basına göndermediğimizi söylersek daha az risk alırdık. Bunu ifade ettim. Bir kez daha söz istedim: Türk Deniz Kuvvetleri olarak operasyona hazırdık. Genel harp için bize 48 saat yeterdi. 6-8 saat içinde Deniz Kuvvetleri'nin yüzde 90'ı harekete geçebilir. Fakat karşı karşıya kaldığımız durumda iki ülke arasında harbe gidebileceğini bildiğimden, karar vericilerin neye karar vereceklerinin bilincinde olmaları gerektiğini düşünüyordum. Bir-iki gün sonra yine Başbakanlık'a çağrıldık. Bu sefer toplantı, ülkeye dönen Başbakan tarafından yürütüldü."

    'GÖLCÜK'TEKİ 5 NO'LU HARD DİSK ARAŞTIRILMADI'

    Güner kitabında Balyoz davasında sanıkların topluca tutuklanmasına neden olan Gölcük Donanma Komutanlığı'ndaki hard diskle ilgili şüphelerini de anlattı. Güner'in şüpheleri şöyle: "Harddisklerin seri numarası donanma envanterinde yok. Dışarıdan getirilmesi yüksek ihtimal. Harddisk üzerinde 550 parmak izi vardı. Askeri savcılık sivil mahkemeye sonucunu sormadı. 5 Nolu harddiskin marka ve seri numarası, imaj alma tutanağında ve iki nolu torbadan çıkan malzeme listesinde farklı çıktı. Bu farklılık araştırılmadı. Gölcük'teki harddisklerin bulunmasına neden olan ihbar elektronik postayla gelmişti. İhbarı yapanın IP numarası sivil savcılıktan istendi ama sadece ihbar formu gönderildi. Askeri savcılık araştırma yapmadan dosyayı kapattı.

    'İSTİFAMI UZATMAYIN KOMPLO KURARLAR'

    Deniz Kuvvetleri Komutano olması beklenen ancak Balyoz'ya askerlere ceza verildiği gün istifa kararı alan Güner, 30 Eylül 2012'de Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'le görüşmesini de anlattı: "Necdet Özel bana 'Balyoz, Ergenekon vb. davalar benim zamanımda açılmadı. Benim zamanımda askeri casusluk soruşturması başlatıldı. O davada neler yapacağımı göreceksin' dedi. Deniz Kuvvetleri Komutanı Murat Bilgel'e, 'Hükümetle asker arasında gerginlik var izlenimi oluşsun' istemiyorsunuz. İstifam gecikirse duyulma ihtimali artar ve bana komplo kurarlar dedim."







  • Mavi marmara gemisi israil karasularına bile girmeden durduruldu ve malesef insanlarımız öldürüldü. İsrail, gemiyi limana sokmayacağını daha önceden zaten defalarca söylemişti. dediğini yaptı da.

    Olay olduktan sonra tsk üst subaylarımız (ki çoğu sonra çeşitli nedenlere tutuklandı) israil'le savaş planlarını başbakanlığa sundu. Ülke gaza geldi. uçakları israil uçaklarını dost tanımladığından ateş edemeyen ordumuzun içindeki bir grubun ne yapmak istediği su üstüne çıkmıştı. nato'ya bağlı ordumuzun abd desteği alacağını iddia eden komutanlarımız bile vardı. başbakana ve arınç'a sorun size ayrıntılı bilgi versinler bu konuda. o zaman planları tutsaydı, başbakana "one minute" denecekti..

    o olaya dek filistin'de kimse yok mu derneği vardı. Yiyecek, giyecek gibi temel ihtiyaç yardımı yapıyordu. Kimsenin girmeye cesaret edemediği yerlerde onlar vardı. israil, mavi marmara olayından sonra malesef 1 tane bile yardım kuruluşu bırakmadı oralarda..

    mavi marmara'da oyun için de oyun vardı. öldürülen insanların günahı israil'in üzerinde, allah rahmet eylesin. bile bile ölüme gönderenleri de tartışabiliriz bi ara. Uluslararası destek alabileceği sanıldı, ama alınamayacağı belliydi, israil abd için olmazsa olmazdır. zamanlamamız hatalıydı. gücümüz yetersizdi (ki hala öyle).



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi aykutx -- 7 Mayıs 2014; 13:36:27 >




  • Bu ülkede AKP-CEMAAT-İSRAİL-ABD dörtgeninde çok karşık ve pis olaylar dönüyor.Hepsinin de hedefinde TSK var gibi...
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.