Şimdi Ara

Toraman ve Ceza - Alen MARKARYAN

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
9
Cevap
0
Favori
330
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • Bir futbolcunun takım arkadaşıyla ettiği kavganın cezası kime kesilmelidir?
    Bağlı olduğu camiaya mı?
    Kendisine mi?
    Profesyonel futbolcu dediğin;
    Forma savaşının içinde boğuşan…
    Kendini ispatlama gayretinde olan…
    Çeşmeden su akıyorken kovayı doldurmaya çalışan…
    Lüks hayata motive…
    Başka hayatlara detone…
    Adam gibi adamı da olan…
    Karakteri sekteye uğramışı da olan…
    Her an sağlıklı ve hazır olmaya mecbur…
    Emekçiler topluluğudur.
    İki-üç yıllık mukaveleler yaparak da aidiyetlerini garantilerler.
    Hâl böyleyken;
    Bunların içinden kavga edenleri ayırıp kadro dışı bırakırsanız, onlardan yararlanamazsınız.
    Hâlbuki profesyonel zihniyet emekçinin işgücünden ve bilgisinden yararlanmayı bilmelidir.
    Bu Quaresma için de geçerlidir…
    Toraman için de Sezer için de.
    Kural hep aynı ve tek olmalıdır.
    “Önce Beşiktaş’ın menfaatleri.”
    Bu zihniyetten hareketle ille de ceza verecekseniz;
    Büyük para cezaları verin.
    Okey!
    Maç başı para alacağına maç başı para ödesin.
    Ona da okey!
    Tesislerden dışarıya çıkmak 15 gün süreyle yasaktır deyin.
    Buna da okey.
    Ama takımdan kesmeyin.
    Beşiktaş’a lazımsa çıksın oynasınlar.
    Oynatmayarak ceza Beşiktaş’a kesilmektedir.
    İki aydır gazetelere pelesenk olmuş bu konu bir an önce kapatılmalı.
    Çocuklar yıpratılmamalıdırlar.
    Yanlıştan bir an önce dönmek ümidiyle.
    Yeni yıl
    Einstein;
    “Sıcak bir fırında elinizi bir dakika tutun, bir saat gibi gelir.
    Güzel bir kadının yanında bir saat durun, bir dakika gibi gelir” der.
    Bu göreceli kavramların en güzelidir.
    Ve izafiyet teorisidir.
    Buradan yola çıkarak;
    2014’ün bu ilk günü itibarıyla yaşlandık mı;
    Gençleştik mi, bilemem.
    Matematiksel hesap “Yaşlandık” diyor.
    Bir de bu işin bakkal hesabı var.
    Onu da bilemem.
    Bildiğim tek şey:
    Dünyanın kirlenerek ve çamurlarını sıçratarak dönmeye devam etmesidir.
    Yeni yılda temennim ise ihanet ve iftiradan uzak olmak. Sağlık ve huzurla yaşamaktır.
    Rastgele.
    Fernandes’in çizmeleri
    Biz, Pascal Nouma’yı rengi kara diye değil;
    Gözü kara diye sevmiştik.
    Beyninin arkasındaki tümörden…
    Sahanın ortasında attığı yumruğa kadar da arkasında olmuştuk.
    Diskoya gitmesi için de dolambaçlı yollara girmesine gerek yoktu.
    Emir direkt büyük yerden gelirdi:
    “Pascal bizi diskoya götür.”
    Birileri Fernandes’e bunları anlatmalı.
    Bizim oralarda;
    İşini yapan adamın ne diskosuna karışırlar…
    Ne de giydiği yılan derisi çizmelere.
    Lakin:
    Giydiğin formaya…
    Taşıdığın armaya ihanet ediyor… Bilerek oynamıyor…
    Ve üzülmen gereken gecelerde eğleniyorsan…
    İstiyorsan çizme diye “İtalya”yı giy! Nafile…







  • Güzel...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Alen'den güzel bir şiir

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Güzel yazmış alen kardeş.

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Alen Delone

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Demirörenin yılmaz savaşçısı olmuş romantik serseri.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Negatiwe

    Demirörenin yılmaz savaşçısı olmuş romantik serseri.

    baktığın zaman türkiye de taraftar gruplarında doğru düzgün , elle tutulur biri yok .

    biri yüksek makamdakilerin yalakası , mafya tarzı

    biri ajan gibi , mafya tarzı

    diğeri adam bıçaklar



    bu ne yahu koskoca taraftar gruplarını yönetenlere bak
  • İbrahim'in ilk olayı değil bu,Beşiktaş takımınında böyle adamlara ihtiyacı yok..
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.