Şimdi Ara

Galiba yeni müslüman oldum..Başka var mı? (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
40
Cevap
0
Favori
777
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
Giriş
Mesaj
  • up
  • Bunu müslümanlığa bağlamak hakikaten saçma olmuş arkadaşım kusra bakma da.. "Bence" diyelim de alınmaca kırılmaca olmasın
  • Seccadeden kumlardı...
    ....................................
    Devirlerden, diyarlardan
    Gelip göklerde buluşan
    Ezanların vardı!

    Mescit mü'min, minber mümin...
    Taşardı kubbelerden Tekbir,
    Dolardı kubbelere "amin!"

    Ve mübarek geceler, dualarımız,
    Geri gelmeyen dualardı...
    Geceler ki pırıl pırıl,
    Kandillerin yanardı!

    Kapına gelenler, ya Muhammed,
    Uzaktan, yakından-
    Mü'min döndüler kapından!

    Besmele, ekmeğimizin bereketiydi;
    İki dünyada aziz ümmet,
    Muhammed ümmetiydi.

    Konsun -yine- pervazlara
    Güvercinler;
    "hu hu" lara karışsın
    Aminler...
    Mübarek akşamdır;
    Gelin ey Fatiha'lar, Yasin'ler!

    Şimdi seni ananlar,
    Anıyor ağlar gibi...
    Ey yetimler yetimi,
    Ey garipler garibi;
    Düşkünlerin kanadıydın,
    Yoksulların sahibi...
    Nerde kaldın ey Resul,
    Nerde kaldın ey Nebi?

    Günler, ne günlerdi, ya Muhammed;
    Çağlar ne çağlardı;
    Daha dünyaya gelmeden
    Müminlerin vardı...
    Ve birgün, ki gaflet
    Çöller kadardı,
    Halime'nin kucağında
    Abdullah'ın yetimi,
    Amine'nin emaneti ağlardı!

    Hatice'nin koncası,
    Aişe'nin gülüydün.
    Ümmetinin gözbebeği,
    Göklerin resulüydün...
    Elçi geldin, elçiler gönderdin...
    Ruhunu Allah'a,
    Elini ümmetine verdin.
    Beşiğin, yurdun, yuvan
    Mekke'de bunalırsan
    Medine'ye göçerdin.

    Biz dünyadan nereye
    Göçelim ya Muhammed?
    Yeryüzünde riya, inkar, hıyanet
    Altın devrini yaşıyor...
    Diller, sayfalar, satırlar
    (Ebu Leheb öldü) diyorlar:
    Ebu Leheb ölmedi, ya Muhammed;
    Ebu Cehil, kıtalar dolaşıyor!

    Neler duydu şu dünyada
    Mevlid'ine hayran kulaklarımız:
    Ne adlar ezberledi, ey Nebi,
    Adına alışkın dudaklarımız!
    Artık, yolunu bilmiyor;
    Artık, yolunu unuttu
    Ayaklarımız!
    Kabe'ne siyahlar
    Yakışmamıştır, ya Muhammed,
    Bugünkü kadar!

    Haset, gururla savaşta;
    Gurur, Kafdağı’nda derebeyi...
    Onu da yaralarlar kanadından,
    Gelse bir şefkat meleği...
    İyiliğin türbesine
    Türbedar oldu iyi!

    Vicdanlar sakat
    Çıkmadan yarına.
    İyilikler getir, güzellikler getir
    Adem oğullarına!

    Şu gördüğün duvarlar ki
    Kimi Taif'tir, kimi Hayber'dir...
    Fethedemedik, ya Muhammed,
    Senelerdir!

    Ne doğruluk, ne doğru;
    Ne iyilik, ne iyi...
    Bahçende en güzel dal,
    Unuttu yemiş vermeyi...
    Günahın kursağında
    Haramların peteği!

    Bayram yaptı yabanlar:
    Semave'yi boşaltıp
    Save'yi dolduranlar...
    Atını hendeklerden -bir atlayışta-
    Aşırdı aşıranlar...
    Ağlasın Yesrib,
    Ağlasın Selman'lar!

    Gözleri perdeliyen toprak,
    Yüzlere serptiğin topraktı...
    Yere dökülmeyecekti, ey Nebi
    Yabanların gözünde kalacaktı!

    Konsun -yine- pervazlara
    Güvercinler;
    "hu hu"lara karışsın
    Aminler...
    Mübarek akşamdır;
    Gelin ey Fatiha'lar, Yasin'ler!

    Ne oldu, ey bulut,
    Gölgelediğin başlar?
    Hatırında mı, ey yol,
    Bir aziz yolcuyla
    Aşarak dağlar taşlar,
    Kafile kafile, kervan kervan
    Şimale giden yoldaşlar?

    Uçsuz bucaksız çöllerde,
    Yine, izler gelenlerin,
    Yollar gideceklerindir.

    Şu Tekbir getiren mağara,
    Örümceklerin değil;
    Peygamberlerindir, meleklerindir...
    Örümcek ne havada,
    Ne suda, ne yerdeydi...
    Hakkı göremiyen
    Gözlerdeydi!

    Şu kutu, cinlerin mi;
    Perilerin yurdu mu?
    Şu yuva-ki bilinmez,
    Kuşları hüdhüd müdür, güvercin mi, kumru mu?-
    Kuşlarını, bir sabah,
    Medine'ye uçurdu mu?

    Ey Abva'da yatan ölü
    Bahçende açtı dünyanın
    En güzel gülü;
    Hatıran, uyusun çöllerin
    Ilık kumlarıyla örtülü!

    Dinleyene hala,
    Çöller ses verir:
    "Yaleyl!" susar,
    Uğultular gelir.
    Mersiye okur Uhud,
    Kaside söyler Bedir.
    Sen de, bir hac günü,
    Başta Muhammed, yanında Ebubekir;
    Gidenlerin yüzbin olup dönüşünü
    Destan yap, ey şehir!

    Ebubekir'de nur, Osman'da nurlar...
    Kureyş uluları karşılarında
    Meydan okuyan bir Ömer bulurlar;
    Ali'nin önünde kapılar açılır,
    Ali'nin önünde eğilir surlar.
    Bedir'de, Uhud'da, Hayber'de
    Hak'kın yiğitleri, şehid olurlar...
    Bir mutlu günde, ki ölüm tatlıydı;
    Yerde kalmazdı ruh... kanadlıydı.

    Konsun -yine- pervazlara
    Güvercinler;
    "hu hu"lara karışsın
    Aminler...
    Mübarek akşamdır;
    Gelin ey Fatiha'lar, Yasin'ler!

    Vicdanlar, sakat çıkmadan,
    Ya Muhammed, yarına;
    İyiliklerle gel, güzelliklerle gel
    Adem oğullarına!

    Yüreklerden taşsın
    Yine imanlar!
    Itri, bestelesin Tekbir'ini;
    Evliya, okusun Kur'an'lar!
    Ve Kur'an'ı göznuruyla çoğaltsın
    Kayışzade Osmanlar!

    Na'tini Gaalip yazsın,Mevlid'ini Süleyman'lar!
    Sütunları, kemerleri, kubbeleriyle
    Geri gelsin Sinan'lar!
    Çarpılsın, hakikat niyetine
    Cenaze namazı kıldıranlar!

    Gel, ey Muhammed, bahardır...
    Dudaklar ardında saklı
    Aminlerimiz vardır!..
    Hacdan döner gibi gel;
    Mi'raç'tan iner gibi gel;
    Bekliyoruz yıllardır!

    Bulutlar kanad, rüzgar kanad;
    Hızır kanad, Cibril kanad;
    Nisan kanad, bahar kanad;
    Ayetlerini ezber bilen
    Yapraklar kanad...
    Açılsın göklerin kapıları,
    Açılsın perdeler, kat kat!
    Çöllere dökülsün yıldızlar;
    Dizilsin yollarına
    Yetimler, günahsızlar!
    Çöl gecelerinden, yanık
    Türküler yapan kızlar
    Sancağını saçlarıyla dokusun;
    Bilal-i Habeşi sustuysa
    Ezanlarını Davud okusun!

    Konsun -yine- pervazlara
    Güvercinler;
    "hu hu"lara karışsın
    Aminler...
    Mübarek akşamdır;
    Gelin ey Fatiha'lar, Yasin'ler!
    Şair : Arif Nihat Asya




  • buna benzer olay osmanlı zamanındada yaşanmış o zamanlarda zekat larını istanbul da tam hatırlamıyorum bi caminin önünde çukurlar varmış o çukurlara bırakırlarmış ihtiyacı olan ordan gelir alırmış bir zaman olmuş oraya konulan altınlar alınmaz olmuş böyle rahat bir dönem yaşanmış bir ara
  • islamla bunun ilgisi yok.
    islamdan öncede arabistanda hırsızlığın yoğun olduğuna dair bir bilgi yok.
    ayrıca o hikayede sözü edilen şeyler dükkanlarda altın-gümüş falan olamaz en fazlasından meyve sebze ve bakır eşya falan olur.

    altın ve gümüş o devirde çok azdı ve eşya yapımı için değil yalnızca para için kullanılırdı

    insan ihtiyaçlarının az olduğu o dönemde hırsızlıkda az görülüyordu.
    hala öyle köylerde azdır bu suç. çok küçük yerlerde ekonomik ihtiyaçların az olduğu yerlerde hemen hemen hiç rastlanmaz.

    bu suç şehirlerde farlı ekonomik seviyelerden gelen insanların arasında ve insan ihtiyaçlarının yalnızca yiyecekle
    sınıranmış olduğu köylerden çok farklı olan şehirlerde her toplumda yüksek oluyor.

    nihayet küçük yerlerde herkes birbirini tanırdı kimde fazladan birşey varsa nasıl olsa kokusu çıkar hırsız belli olur
    üstelik toplumdan aforoz edilir...

    yavaş yavaş düzen yerine oturdukça güvenlik arttıkça insanlar hırsızlık olmadığını gördükçe malları korumasız bırakabilirler...

    ama bunun dinle ilgisi yok eski mısırda refahın yüksek olduğu dönemlerde bu tür şeyler çok normaldi.
    çinle ilgilide aynı durumlarla ilgili kayıtlar görmüştüm.

    çok ilkel toplumlarda özelmülkiyet denen şey hiç yoktur.
    karayip kızılderilileri-avustralya yerlileri falan...
    kabile sabahtan yiyecek toplamaya başlar akşam bunlar bir araya getirilir herkes oturur yer.
    kimsenin şahsi malı yoktur..
    mesela birisi bir olta yapar balık tutar olta onun değildir açıkta bir yere bırakır başkası alır yine kullanır açıkta bir
    yere bırakır. balıklarda öyle akşam herkes bunlardan yiyebilir...

    yoksulluk - sınıf farkları - ihtiyaçların artması gibi durumlarda kavga çıkar...
    yiyecek bir lokma için insanlar birbirini öldürür...
    neden öldürmesinler aç kalıpta ölecekse başka çaresimi var...

    kültürle değil çevresel koşullarla ilgili bu davranışlar.




  • Gel, ey Muhammed, bahardır...
    Dudaklar ardında saklı
    Aminlerimiz vardır!..
    Hacdan döner gibi gel;
    Mi'raç'tan iner gibi gel;
    Bekliyoruz yıllardır!

  • bazıları ıslam la alakası yok demıs
    ama bence onların ıslam la alakası yok

    yada var ama cok asırı derecede objektıf yaklasmaya calısmıslar
  • ya abi ne o değerli eşyayı açıkta bırak bişey olmasın güldürmeyin beni allah aşkına.dini din gibi görüp doğru yaşamak lazım.size mantıklı mı geldi bu olay.hiç bir yerde %100 insanları değiştiremezsin onları mükemmel dürüst insanlar yapamazsın.biraz mantık




  • İslamiyeti tam olarak yaşayan insan yani Allah sevgisini içinde taşıyan ve bu dünyada yaptıklarının karşılığını ahirette göreceğini bilen insan;
    zekat verir, komşusu açken uyumaz ----- açlık ortadan kalkar
    günde beş kez abdest alır------------------ mikroptan dolayı hasta olma ihtimali azalır (temizlik imandan gelir)
    Namaz kılarken başı secdeye değdiğinde vücuttaki bütün elektrik yüklemesi alından boşaldığı için bütün elektrik gider.
    hırsızlık eğer açlık için yapılıyorsa aç olan zaten kalmaz hırsızlık ortadan kalkar.
    eğer gözleri doymadığı için yapılıyorsa bu dünyadan götüreceğinin sadece 2 metre basma olduğunu bilir ve elindekilerle yetinmeyi şükretmeyi bilir. yine hırsızlık yapmaz.
    kul hakkından korkar. hiç kimseyi kırmaz, üzmez, hakkını yemez.
    ve çok güzel bir dünyada yaşarız.

    islamiyetle çok alakası var çok...




  • dışarıdan bakarsanız bu tip hoşgörü ve ahlaki olaylar insanın kişiliğiyle alakalıymış gibi gelir ki doğrudurda. ama unutulmaması gereken nokta din insanların bilinçaltına yerleşir we oradan yönetir. yani kişiliğin gelişmesinde önemli rol oynar. ve o asrı saadet döneminde de müslümanlıın cok büyük etkisi wardır. ha derseniz müsülan olamayan toplumlarda öyle dönemler yaşanmazmı.. evet yaşanabilir tabiki. ama onların itici gücü daha farklı olur.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi elysion -- 16 Eylül 2005, 11:44:19 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: elysion

    dışarıdan bakarsanız bu tip hoşgörü ve ahlaki olaylar insanın kişiliğiyle alakalıymış gibi gelir ki doğrudurda. ama unutulmaması gereken nokta din insanların bilinçaltına yerleşir we oradan yönetir. yani kişiliğin gelişmesinde önemli rol oynar. ve o asrı saadet döneminde de müslümanlıın cok büyük etkisi wardır. ha derseniz müsülan olamayan toplumlarda öyle dönemler yaşanmazmı.. evet yaşanabilir tabiki. ama onların itici gücü daha farklı olur.


    dediğin doğru...10 gün kadar önce tayland a gittim..5 gün orada kaldım...İnançları Budizm...Ama yaşantılarını görseniz öle müthişki...Hırsızlık neredeyse yok...Kalp kırma yok...daima güleryüz...İbadetlerini bir an olsun eksik etmezler...Daime selam verirler...Türkiye ye döndüğümde kendimi garip hissettim...Asık suratlar..bağrışmalar...Yani işte böyle....

    İş kişinin inancının sağlamlığında bitiyor...

    Ama illede İslam illede İslam.....




  • quote:

    Orjinalden alıntı: fundaozlem

    İslamiyeti tam olarak yaşayan insan yani Allah sevgisini içinde taşıyan ve bu dünyada yaptıklarının karşılığını ahirette göreceğini bilen insan;
    zekat verir, komşusu açken uyumaz ----- açlık ortadan kalkar
    günde beş kez abdest alır------------------ mikroptan dolayı hasta olma ihtimali azalır (temizlik imandan gelir)
    Namaz kılarken başı secdeye değdiğinde vücuttaki bütün elektrik yüklemesi alından boşaldığı için bütün elektrik gider.
    hırsızlık eğer açlık için yapılıyorsa aç olan zaten kalmaz hırsızlık ortadan kalkar.
    eğer gözleri doymadığı için yapılıyorsa bu dünyadan götüreceğinin sadece 2 metre basma olduğunu bilir ve elindekilerle yetinmeyi şükretmeyi bilir. yine hırsızlık yapmaz.
    kul hakkından korkar. hiç kimseyi kırmaz, üzmez, hakkını yemez.
    ve çok güzel bir dünyada yaşarız.

    islamiyetle çok alakası var çok...


    Çok güzel açıklamışsın eline sağlık .




  • quote:

    Orjinalden alıntı: _black_

    şimdi öyle bir durum olsa almayana enayi derler..

    ama bunu sadece müslümanlığa bağlaman da yanlış.. eskiden çok daha az insan vardı ve insanlar birbirlerini tanıyorlardı.. üretim tüketimi karşılıyordu.. hayat daha kolaydı ve kendi ihtiyaçlarını zaten kısmen karşılayabiliyordun.. (ne telefon ne mp3 player nede başka birşey vardı) testi kıyafet domates biber falan... biri birini eker öbürü onu eker öyle takılırlardı... şimdi sen kendi tüm ihtiyaçlarını karşılayamadığın için bir dalda çalışıp kazanman lazım... sen çakmak üretir satarsın adamdan buzdolabı alırsın...

    eskiden ARZ edilen mal sayısı azdı..



    Ne alakası war alla halla... adamlar otokontrolu yakalamışlar.. Hırsızlığın çok büyük günah olduğunu benimsemişler. Yapan adam her türlü yapar walla.. İhtiyaçla hiçbir alakası yok bugün zengini de fakiri de hırsızlık yapıyor.. Bu imansızlıktan inanç eksikli2ğinden başka hiçbirşey değil




  • içinde Allah korkusu olan insandan korkmayacaksın...sonuçta o devirde yaşayan insanlarda böyleydi...
    zaten onlarda dünya faniliği çok fazla hissedildiği için de mallara tamah etmezlerdi...ve hırsızlık gibi bir durumda da tevekkül eder, Allah'ın adaletine sığınırlardı....
    böyle bir durumun kesinlikle islamla alakası var...müslümanlığın dejenere olmamış hali....
  • quote:

    Orjinalden alıntı: ak34

    Aşağıda kendi yazdığım yazıdan etkilendim. Peygamber devrinde insanlık o kadar yüksek bir yere çıkmış ki dükkanlar altın satıcılar açıkta ticaret yapıyor ve akşam olduğu gibi bırakıp gittikleri kıymetli eşyalara hiçbir şey olmuyor. Ne büyük güçtür ne büyük etkidir bu ki içlerinde çok büyük bir denetleme duygusu olmuş. Bunu sağlayan fikir ne ise kurban olurum. Madem bu müslümanlık ona kurban olurum. Mslümanlığı sadece namaz abdest sananlara duyurulur.


    sen bugüne kadar Müslüman olmak için kendi yazdığın bir yazıyı mı bekliyordun

    keşke daha önce yazsaymışsın. yalnız Müslümanlık sözde veya Kelime-i Şehadet getirmekle bitmiyor. dinimizin gereklerini yerine getirmek lazım. Kuran-ı Kerim'e ve sünnetlere uymak, en azından üstümüze düşen farzları yerine getirmemiz lazım. Bu nedenle neden namaza ve abdeste dil uzattın bilmiyorum. Onun kabul edilip edilmediğini sadece Allah(c.c.) bilebilir. Eğer ki o kişi namazı, üstüne farz olduğu için değil de başka bir sebeple(gösteriş vs.) zaten kabul olunmaz. Önemli olan bütün samimiyetimizle sadece Allah(c.c.) rızası için namaz kıldığımızı bilmek, namaza durduğumuzda karşımızda Yüce Rabbimizin olduğunu, ona karşı secde edip, ona dua ettiğimizi bilmektir. Allah(c.c.) ibadetlerimizi kabul etsin.




  • Şehadet getir

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: tarqy

    Şehadet getir

    Aradan geçen 9 yılda adam ateist olmuş. Geç kaldın

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • yukarıda "walla" gördükten sonra tarihe baktım.
  • 
Sayfa: önceki 12
Sayfaya Git
Git
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.