Şimdi Ara

Hürriyet Gazetesinde skandal görüntü!!! (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
55
Cevap
0
Favori
1.593
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Hürriyet Oyun Kulübü müydü neydi o
  • özurdiledilerhttp://www.hurriyet.com.tr/gundem/8661973.asp?gid=229&sz=65150

    valla kalayi yediniz aslanim istedigin kadar özur dile...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: ozgurdeniz65

    hürriyet gazetesindekiler bununla sınırlı olsa keşke buyrun şu yazıya bakın ve tabiki JMKDD Yönetim Kurulu Hadi Uluengin'e hitaben bir açık mektup kaleme aldığını da göstereyim..

    Fidel'e destan cehalet bostan

    NE zaman ki megaloman Küba diktatörü Fidel Kasto'ya sahte destan, yalancı efsane ve cahil methiye düzülür, işte o zaman da benim cinlerim başıma toplanır. Nevrim dönüverir.

    En önce, burada biline ki Antil ülkesini kırk yılı aşkın bir süredir adım adım izliyorum.

    Küba merakım henüz "cinnet yıllarım"a yelken açarken başladı. Binbir zorlukla Havana'dan İstanbul'a getirttiğim "Granma" ve "Tricontinental" dergilerini okur oldum.

    Eh yaşım toy ve ahmaklığım diz boyu, Jean Paul Sartre'lerden Regis Debray'lere, "entelokrat" denilen ve züppelik üreten o "sol" aydınların "Kastromani"sine kapılmıştım.

    Dolayısıyla, Karaip adasının çağdaş tarihini bir papağan gibi ve ezbere anlatabilirim.

    * * *

    ARTI, aynı "cinnet yıllarım"ı noktaladıktan sonra da ilgim nihayete ermedi.

    Küba'yı bu defa da, Gümüşsuyu'ndan aşağı 6. Filo askeri kovalarken attığım "Ernesto'ya bin selám" sloganının romantizmine niçin kapıldığımı; dolayısıyla, nasıl bir naiflikten ötürü totalitarizm batağına saplandığımı kendi kendime açıklayabilmek için sorguladım.

    Castro'nın kızıl diktatoryasını bir "vicdani hesaplaşma" unsuru olarak inceledim.

    Ve, işkembe-i kübradan atmadığı vurgulamak için şunu da ekleyeyim ki, gittim de!

    * * *

    GİTTİM ki, ayıp tercümesini size bırakıyorum, gümrükten çıkıldığı an "kamon senyor, tüventi dolar, gud cob" diye üşüşen küçük kızcağızlardan kendimi kurtardığımda, "sosyalist cennet" ne kelime, "sosyalist kerhane"ye geldiğim kafama tamamen dank etti.

    Sonra, turistik yerler hariç tek ampul yanmayan semtlerden geçerek otele vardığımda, ertesi sabah, korumalara rüşvet vererek çöp artığı karıştıran sonsuz yoksul insanları seyrettim.

    Yalanım varsa çocuklarımı görmek nasip olmasın, Çin ve Mısır hariç, gezdiğim tüm ülkeler arasında uçurumun ve eşitsizliğinin Küba kadar göz çıkarttığı başka yere rastlamadım.

    Dehşet ayrıcalıkla donanmış ve militarist oligarşiyle bütünleşmiş çok azınlık bir "kızıl burjuvazi"; onun denetlediği fahişelikle "turist tırtıklayan" ve "orta halli" olmaya çalışan gayet cüzi bir şehirli kesim; ve nihayet, sefalet içinde yaşan sonsuz geniş kitleler!

    İşte Fidel Castro'nun Küba'sı budur ve gerisi koca, koskoca bir yalan ve efsanedir!

    * * *

    EFSANE dedim de aklıma geldi. Georges Dumezil'in "Efsane ve Destan" başyapıtı bir; Roland Barthes'in "Modern Mitologyalar" denemesi de iki, bunları iyicene özümsemiş insan Castro'nun sahte efsanesini öylesine rahatlıkla yerle bir eder ki! Soyup soğana çevirir.

    Zira, her efsane gibi "Sakallı"nın bütün yalanları da "sembolizm" üzerine kuruludur.

    Örneğin, Fidel Efendi en baştan beri, kendinden önceki diktatör Fulgencio Batista iktidarında sosyal eşitsizliğin hüküm sürdüğünü "simgesel propaganda"ya dönüştürmüştür.

    Peki de, tam "Devrim" arifesindeki 1958 yılında Küba'nın en zengin ve en okur-yazar ikinci Latin ülke olduğunu; televizyonda ilk sırayı aldığını; aynı yıl 40 milyonluk Türkiye'de 100 bin otomobil varsa, bunun 7 milyonluk Antil devletinde 220 bin olduğunu kaç kişi bilir?

    Kim yukarıdaki "mitolojik" propagandanın cilásını kazımak zahmetine katlanmıştır?

    Kim "kızıl semboller efsanesi"nin rengini zımparalayıp, yarım asırlık "komünist eşitsizlik"le, ondan önceki "sermayedar eşitsizlik" arasında ciddi bir kıyaslama yapmıştır?

    Kim "kapitalist kerhane" dönemindeki hayat düzeyinin ve gelir dağılımının şimdiki "sosyalist kerhane" işletmesinden fersah fersah ileride ve "eşitçi" olduğunu incelemiştir?

    Yani, kim o Batista yıllarında kişi başına GSMH'nin Portekiz'i aştığını öğrenmiştir?

    * * *

    HİÇ şüphesiz ki, Büyük Kemal Atatürk'le totaliter başıbozuk Che Guevara'nın resmini yanyana koymak gafletiyle avunan o hazin ve o cahil "ulusalcı" taife değil!

    Dolayısıyla, Allah bizi "Fidel efsanesi" yutturan "cehalet destanları"ndan korusun.


    Hadi Uluengin'e açık mektup
    2 Nisan 2008, Çarşamba

    JMKDD Yönetim Kurulu Hadi Uluengin'e hitaben bir açık mektup kaleme aldı.
    resim

    Hadi Uluengin'e Açık Mektup

    2 Nisan 2008

    Hadi Uluengin,

    Bu metin, 1 Nisan 2008 tarihinde Hürriyet gazetesindeki "Fidel'e Destan Cehalet Bostan" başlıklı köşe yazınıza binaen kaleme alınmıştır. José Marti Küba Dostluk Derneği olarak söz konusu yazınızdaki tek isabetli unsurun cehalete dair vurgunuz olduğunu düşünüyoruz. Ancak ortada bir cehalet varsa, bu cehalet sizinkinden başkası değildir.

    Açıkçası kendi geçmişinize küfretmeniz, kendinizi inkâr etmeniz, hayatınızın bir dönemini cinnet ya da nöbet olarak adlandırarak cinnete/psikiyatrik nöbetlere olan meylinizi sık sık ifşa etmeniz bizi ilgilendirmiyor. Bu yöntem, ülkemizde sizin tarafınızdan ve bir dizi arkadaşınızca etkili biçimde kullanılan bir geçim kapısıdır. Ancak, Türkiye halkının büyük bölümünün oldukça anlaşılır ve sandığınızdan çok daha siyasal gerekçelerle Küba'ya hissettiği dostane duygulara karşı gösterdiğiniz tahammülsüzlük ve dünyanın bir diğer köşesinde eşitlik ve özgürlük temelinde kendi ayakları üzerinde durabilen bir ülkenin inşasına uğraşan, tüm Latin Amerika halklarına ilham kaynağı olan milyonlarca insana karşı girişmiş olduğunuz terbiye yoksunu saldırı José Marti Küba Dostluk Derneği olarak bizi yakından ilgilendirmektedir.

    Uluengin,

    Türkiye halkı, Küba'ya baktığında ulusal egemenlik mekanizmalarını kendi eline almış, iç ve dış politikada bağımsız bir ülke görmekte, daha yakından bakanlar Küba'nın bu egemenlik mekanizmalarını tüm nüfusa yaydığını fark etmektedir.

    Türkiye halkı, Küba'ya baktığında eşit ve parasız eğitim ve sağlık rüyasını gerçek kılmış bir ülke görmektedir. Biraz daha dikkatli bakılınca kıt kaynaklara sahip olan, üstüne üstlük ABD ablukasına direnen bir ülkenin dünyanın dört bir yanında on binlerce doktoruyla yoksul insanlara ücretsiz sağlık hizmeti sağladığı da görülebilmektedir.

    Türkiye halkı, Küba'ya bakınca tahayyül edemeyeceğimiz kadar ucuz ve sağlıklı konutlarda yaşamanın merkezi önemde bir sorun olarak ele alındığı, tüm yurttaşlarının bu hakka kavuşmasını öncelikli hedef olarak önüne koyan bir ülke görmektedir.

    Okyanusların ötesinde bulunan, bugün bağımsızlığını kaybetmekle yüz yüze gelmiş bir halkın evlatları tarafından tüm bunların çıplak gözle bakıldığında görülebilmesi, yukarıdaki saptamaların, sizin gibi köşe sahiplerinin kara çalmaları ile üzerleri örtülemeyecek birer vakıa olduğunu göstermektedir. Bu durum Küba Devrimi'nin bütün insanlığı ileriye götürme, daha güzel, onurlu bir gelecek inşa etme uğraşında bugüne değin önemli başarılar elde ettiğinin bir göstergesidir.

    Hadi Bey,

    Argümanlarımızın sizinkiler gibi "cehalet bostanı"nda yetişmediğini gösterebilmek adına birkaç veri vermek ve kimi bilgileri buraya aktarmak faydalı olacaktır. Ancak burada bilgi eksikliğinizi gidermek gibi bir amacımız olmadığını söylememiz gerekiyor. Tüm dünyada insanlığın soluk borularının emperyalist merkezler ve tekellerce tıkandığı, özgürlükten yalnızca sermayenin önündeki engelerin kaldırılmasının anlaşıldığı, insanlığın asırlardan bu yana biriktirmiş olduğu değerlerin ortadan kaldırılmaya çalışıldığı ve nihayet tüm insanlığın korku, açlık, işsizlik gibi şantaj mekanizmaları ile onursuzluğa mahkûm edildiği böylesi bir dönemde tüm bunlara karşı ayakta duran ve insanlığın onurunu kurtaran küçücük bir adaya ağız dolusu küfürler etmek bilgi eksikliği ile değil ancak derin bir ahlaki yoksunluk ile açıklanabilir.

    Küba hakkında netliğe kavuşturulması gereken noktalardan ilki özgürlük ve demokrasi ile ilişkili...

    Küba'da özgürlükler, sosyal haklar ve ulusal egemenlik, 2002'de mevcut halini almış olan anayasa tarafından güvence altındadır. Küba Anayasası'nın 6. ve 7. bölümleri "eşitlik" ilkesinin hayata geçiş mekanizmalarının somutlanışı ile "temel hak ve hürriyetler"e ayrılmıştır. Kübalıların gelişmiş kapitalist ülke insanlarının dahi sahip olmadığı pek çok hakka sahip olduğunu ilk-gençlik yıllarınızda okumuş olduklarınızın üzerine bir şeyler koymak ihtiyacı hissettiğinizde hemen göreceksiniz. Bunun yanı sıra, demokrasi ve seçimler kapitalist dünyada çok kötü sergilenen bir temsil halini almışken ve söz konusu "demokratik" mekanizmalar uluslararası tekellerin çıkarlarının tasdikinden başka bir anlama gelmez durumdayken, Küba sosyalist demokrasinin en gelişkin biçimini hayata geçirme ve bunu mükemmelleştirme uğraşı içindedir. Küba demokrasisi, ülkemizin verili durumu içinde hayal dahi edemeyeceğimiz pek çok "yabancı" unsur taşımaktadır. Küba Büyükelçisi Ernesto Gomez Abascal, 20 Ekim 2007 tarihinde soL gazetesindeki yazısında (http://www.sol.org.tr/index.php?yazino=15317) Küba'daki demokratik katılım mekanizmalarını oldukça net bir biçimde anlatmaktadır. Özetleyecek olursak:

    - Küba'da belediyeler düzeyinde doğrudan demokrasi benzeri bir sistem vardır. Belediye meclisi üyeleri mahalle toplantıları ile seçilmektedir.

    - Küba Komünist Partisi, bir seçim partisi değildir, halkın öncülüğünde oluşturulmuş bir siyasi güç olarak, toplumun rehberi ve yönlendiricisidir. Ne aday önermelerine ne de seçimlere müdahale etmektedir, tüm bunları doğrudan halk yapmaktadır.

    - Gizli ve doğrudan oy kullanılmakta ve oy kullanma işlemi zorunlu tutulmamaktadır.

    - 16 yaşın üzerinde her vatandaş seçme ve seçilme hakkına sahiptir.

    - Temsilciler genelde halkın çıkarlarına cevap vermeyen bir sınıfı temsil eden, elit siyasi sınıf arasından ya da bunu amaçlayan herhangi bir parti tarafından seçilmezler.

    - Küba'nın demokratik sistemi, seçilmiş bir adayın, görevlerini yerine getirmediği takdirde yine aynı seçmenler tarafından görevinden alınabilmesini sağlamaktadır. Ayrıca, seçilmiş temsilciler, yaptıklarının hesabını seçmenlerin önünde periyodik olarak vermek zorundadır.

    - Bir kişinin seçilmesi için parasının olması gerekmemektedir.

    - Milletvekilleri hiç bir imtiyaza sahip değildir. Seçilmeden önceki maaşlarını milletvekillikleri esnasında almaya devam etmektedirler.

    Küba'da son seçimler 2007'nin Ekim ayından başlayarak 2008 Ocak'ına dek sürmüştür. Bu seçimlerin son etabı olan genel seçimlerde katılım %96,89 oranında gerçekleşmiş, Fidel Castro %98,27 ve Raul Castro %99,37 gibi oldukça büyük halk desteği ile yeniden milletvekilliğine seçilmişlerdir. Bu seçimlerin ardından da Fidel, artık Devlet Başkanı görevini üstlenmeyeceğini açıklamıştır. Dolayısıyla Fidel Castro'ya dönük diktatör suçlamanızın hiçbir nesnel temeli yoktur. Eminiz ki; bu yazınızda değinmeseniz dahi bir sonrakinde mutlaka atlamayacağınız mesele Raul Castro'nun devlet başkanlığına seçilmesi olacaktır. Ona ilişkin söylenecek ise şudur: Fidel, hastalığı esnasında görevi kardeşine değil; anayasaya uygun biçimde Devlet Başkan Yardımcısı'na devretmiştir. Raul, bu görevi üstlendiği için Devlet Başkanlığı'na vekâlet etmiştir. Fidel'in Devlet Başkanlığı'na aday olmayacağını belirtmesinin ardından ise Devlet Başkanı milletvekilleri tarafından seçilmiştir. Raul, Fidel'in kardeşi olduğu için değil, Küba Devrimi'nin bir önderi ve Küba halkının sevgilisi olduğu için, sosyalist Küba'nın kazanımlarına sahip çıkacağına olan inançla devlet başkanlığına seçilmiştir.

    Raul'ün ardındaki halk desteğinin boyutları ise yukarıda aktardığımız oy oranlarından anlaşılmaktadır. Son dönem başka bir bağlamda ve ülkemiz özelinde yazılarınıza yansıyan "çoğunluk" merakınızla yapmış olduğunuz diktatör suçlaması çelişmemekte midir, Uluengin?

    Üstüne üstlük yazınızın son kısmında talihsizlik ya da kalem sürçmesi ile açıklanamayacak büyük bir skandala imza atmış durumda olduğunuzun farkında mısınız acaba? Devrim öncesi Küba topraklarını devrimcilerin ve yurtseverlerin kanları ile sulayan Batista, yalnızca Küba'da değil tüm insanlık nezdinde meşruiyetini kaybetmiş bir diktatör konumundaydı. Bunu ABD yanlıları da dâhil olmak üzere dönemin dünya basınının Küba Devrimi'ne ilişkin değerlendirmelerinde görmeniz gayet olasıdır. Batista'nın kanlı diktatörlüğünü sizin "ah nerede o eski güzel günler" olarak anmanıza neden olan ise Kübalı ve ABD'li emekçilerden çalınan paralarla inşa edilen kumarhane, fuhuş ve Küba'nın zenginliklerini sömüren tekellerin egemenliğine dayalı bir ekonomidir. Bunun güzellemesinin yapılması olsa olsa sizin üslubunuzla mümkün olabilirdi. Kaldı ki tablonun sosyal adalet, gelir dağılımı gibi başlıklarda sizin anlattığınız denli parlak olmadığına ilişkin verileri de talep ettiğiniz takdirde size iletebiliriz. Böylesi karanlık bir döneme ilişkin yürütülecek tartışmayı gündemimize almamızın bile "çukurlaştırıcı" bir etkisi olacağına inandığımız için bu verileri burada aktarmayı gereksiz buluyoruz.

    Hadi Bey,

    Sağlık ve eğitim konularında ise Küba'nın olağanüstü başarısı kapitalist merkezler ve uluslararası organizasyonlar tarafından dahi kabul edilmektedir. Bu başarılar esasen kimi rakamlara hapsedilemeyecek kadar büyük başarılardır. Küba'da sağlık sisteminin organizasyonu ve etkin işleyişi bilinmektedir. Bu organizasyonel başarının çıktıları ise sağlık istatistiklerine yansımaktadır. Dünya Sağlık Örgütü'nün 2006 durum raporlarına göre Küba'da bebek ölüm oranı binde 7 iken ABD'de binde 8 Türkiye'de ise -ne yazık ki- binde 32'dir. Burada dikkatinizi çekmek istediğimiz nokta ise Küba'nın kişi başına gayri safi yurtiçi hâsılasının yalnızca 4 bin 500 $ olmasıdır. ABD'nin milli geliri bu meblağın 10 katından fazla iken, Türkiye de bu meblağı ikiye katlamaktadır. Bunun yanı sıra, dünyada tekellerin sosyal sorumluluk projeleri olarak parlatıp hayata geçirdikleri kimi göstermelik adımların kat be kat fazlasını Küba kendi başına yapmaktadır. Dünya üzerinde 73 azgelişmiş ülkede toplam 36 bin 578 Kübalı doktor çalışmaktadır. Bu yılsonuna kadar yardım edilen ülke sayının 81'e çıkması beklenmektedir.

    Eğitim konusunda söyleyeceklerimiz de bunlardan farklı değil. Küba'da herkese üniversiteye kadar eğitim imkânı sunulmakta. Ülkemizde 1 milyon çocuğun temel eğitimden dahi yoksun kaldığı düşünüldüğünde başarının boyutları ortaya çıkmaktadır. Sizin ezbere bilgileriniz arasında yer alıyor mu bilemiyoruz ancak Küba'nın eğitime ilişkin en özgün katkılarından bir tanesini "Evet Başarabilirim" isimli program oluşturuyor. Bu program kapsamında okuma yazma bilmeyen yetişkinlere onların sayılara olan aşinalıkları kullanılarak okuma yazma öğretiliyor. UNESCO, bu yöntemi tam beş kez ödüllendirmiş durumda. Küba'da bu yöntem okuma yazma bilmeyenlerin olmaması nedeniyle uygulanamıyor, ancak Latin Amerika ülkelerinde yaygın biçimde kullanılıyor. Bu da Küba'nın eğitimi yalnız binalar yapmaktan ibaret algılamadığını ve devrimci bir pedagojinin insanlığa çok şey vaat ettiğini gösteriyor. İşsizliğin yalnızca %2 olduğu ve sıfırlanmasının hedeflendiği Küba'da okulların işsizliği gizlemek için kullanılan bir paravan olmadığını bilmiyoruz söylemeye gerek var mı?

    Bütün dünyada sosyal devletin tasfiyesine gidilirken eğitim, sağlık, konut gibi pek çok başlıkta Sosyalist Küba Cumhuriyeti'nin ulaştığı başarılarla ilgili daha detaylı bilgiyi, Soğuk Savaş'tan kalan gözlüklerinizi çıkardığınız durumda siz bile kolaylıkla bulabilirsiniz.

    Hadi Bey,

    Küba halkına ve bu halkın tarihsel kazanımlarına dönük saldırılarınız o denli düzeysiz ki yazınız derin ve irinli bir çukurdan yazılmış izlenimi uyandırıyor. O çukura inmeden size sesimizi duyurma gayretimizin arkasında, kaynakları arasında Küba sosyalizminin ve halkının kazanımları da olan terbiyemiz yatmaktadır. Küba'ya ilişkin her yazınızda, yazarlığınızın sınırlarını gösterir biçimde aynı sözcüklerle ifade ettiğiniz ve bir pedofili eğilimi intibası uyandıran Kübalı "küçücük kızlara" ilişkin gözlemlerinize layığıyla yapılacak bir değinmenin bahsettiğimiz terbiyemizin sınırlarını zorlama ihtiyacı doğuracağını biliyoruz. Bu nedenle yazınızın en irinli bölümlerine ilişkin değerlendirmemiz olarak söz konusu ifadeleri kişiliğinizin ve yazarlığınızın bir göstergesi kabul ettiğimizi söylemekle yetiniyoruz.

    Küba sosyalizminin elbette kimi sıkıntıları ve sorunları var. Küba'nın gücü bu sorunların insanlığın evrensel birikimi lehine çözme inadındadır. Elbette bu sorunları burada sizinle paylaşacak değiliz. Küba sosyalizminin size verilecek hesabı olmadığı kanaatindeyiz. Ama yine de tarihin mantığıyla barışık, devrimi daha ileri taşımak konusunda inançlı Küba'nın tüm insanlığa vermiş olduğu dersten sizin de nasibinize bir şeylerin düşeceğinden kuşkumuz yok.

    José Marti Küba Dostluk Derneği Yönetim Kurulu



    Bunu yazan kişi maden Küba'yı bu kadar kötülüyor ve ordaki kişilerin mutsuz olduğunu söylüyor, neden Küba'nın ortalama yaş sınırı 100'ü geçiyor.Mutsuz bir ülkede böyle bir şeyden söz edilemez dimi? Ayrıca Amerikalı bir belgeselcinin çektiği belgeseli izlemiştim bi kanalda, Küba'da Fidel'in diktatörlüğünü eleştiriyodu ve halkın belkide onu istemediğini savunuyodu. Ancak dışarıda halka sorunca hayatlarından çok memnun olduklarını ve Castro'dan hiç şikayetçi olmadıklarını öğrenmişti. Şimdi bu adam nası bi cahildirde böyle bir şey yazıyomuş ki. Artık böyle görüntüleri ve yazıları gördükten sonra bu gazetenin adını duymak istemiyorum.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: Necessa®i

    böyle şeyleri hiç gündeme bile getirmeye gerek yok , ülkemizin o duruma gelmeyeceğini , Hz.Muhammed (s.a.v) 1550 yıl önceden biliyor.


    Kardeş anlayamadım tam olarak. Hz. Peygamberin sözü nedir?
  •  Hürriyet Gazetesinde skandal görüntü!!!


    Vahim bir hata ve özür

    9 Nisan 2008


    Hürriyet Spor ilavesinin 8 Nisan 2008 tarihli sayısında, Hürriyet’e hiç yakışmayan bir hata yapıldı ve bazı bölgelere giden baskılarda Türkiye’nin bir bölümünü göstermeyen Google’dan alınan haritaya yer verildi.

    Hata, baskıya girdikten bir süre sonra fark edilerek hemen düzeltildi. Bugüne kadar hatalı haritalar konusundaki hassasiyeti bilinen ve yaptığı yayınlarla haritaların düzeltilmesini sağlayan Hürriyet Gazetesi olarak okurlarımızdan özür dileriz. Bizi telefon, faks ve internet yoluyla uyaran okurlarımıza da gösterdikleri hassasiyetten dolayı teşekkür ederiz.

    Hürriyet

    http://www.hurriyet.com.tr/gundem/8661973.asp?gid=229&sz=13478



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi rider30 -- 9 Nisan 2008; 23:25:35 >




  • quote:

    Orjinalden alıntı: kulu42

    özurdiledilerhttp://www.hurriyet.com.tr/gundem/8661973.asp?gid=229&sz=65150

    valla kalayi yediniz aslanim istedigin kadar özur dile...


    Katılıyorum. Bu gazete parçası yapacağını yaptı, istediği kadar özür dilesin.

    Bir de sıkıyorsa dilemesin! Vatansız satılmışlar.
  • quote:



    Bunu yazan kişi maden Küba'yı bu kadar kötülüyor ve ordaki kişilerin mutsuz olduğunu söylüyor, neden Küba'nın ortalama yaş sınırı 100'ü geçiyor.Mutsuz bir ülkede böyle bir şeyden söz edilemez dimi? Ayrıca Amerikalı bir belgeselcinin çektiği belgeseli izlemiştim bi kanalda, Küba'da Fidel'in diktatörlüğünü eleştiriyodu ve halkın belkide onu istemediğini savunuyodu. Ancak dışarıda halka sorunca hayatlarından çok memnun olduklarını ve Castro'dan hiç şikayetçi olmadıklarını öğrenmişti. Şimdi bu adam nası bi cahildirde böyle bir şey yazıyomuş ki. Artık böyle görüntüleri ve yazıları gördükten sonra bu gazetenin adını duymak istemiyorum.


    Ya kardes herhalde "memnunuz" diyecekler Fidel Aga'nin kendini elstirtecek kadar demokrat oldugunu sanmiyorum. Neyse konuyu dagitmayim...Yas siniri ortalamasi 100'u gecen bir ulke oldugunuda sanmiyorum, belki 100 yasina kadar yasayan insan sayisi coktur diyelim ona.




  • Benim anlamadığım bu sitenin moderatörleri işine gelen habere (bunun gibi) izin veriyor kurallara uygun olmasına rağmen işine gelmeyeni de kaldırıyor. Vatan gazetesinin AK-TRT haberi neden kaldırıldı bana izah etsinler edebiliyorlarsa tabi..

    Hürriyet baskıdaki hatayı düzeltmiş ve gazeteyi karalamaya yönelik bu vahim hataya neden olanlara gereken cezayı mutlaka vermiştir.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: msky77


    quote:

    Orjinalden alıntı: Necessa®i

    böyle şeyleri hiç gündeme bile getirmeye gerek yok , ülkemizin o duruma gelmeyeceğini , Hz.Muhammed (s.a.v) 1550 yıl önceden biliyor.


    Kardeş anlayamadım tam olarak. Hz. Peygamberin sözü nedir?


    Bak bunu ben de merak ettim!
  • TÜRK GENÇLİĞİ BİRGÜN BU VATANA İHANET EDEN HERKESİN SOYUNU KAZIYACAKTIR

    BU VATAN İÇİN CANIMIZI VERİRİZ
  • quote:

    Orjinalden alıntı: kulu42

    quote:



    Bunu yazan kişi maden Küba'yı bu kadar kötülüyor ve ordaki kişilerin mutsuz olduğunu söylüyor, neden Küba'nın ortalama yaş sınırı 100'ü geçiyor.Mutsuz bir ülkede böyle bir şeyden söz edilemez dimi? Ayrıca Amerikalı bir belgeselcinin çektiği belgeseli izlemiştim bi kanalda, Küba'da Fidel'in diktatörlüğünü eleştiriyodu ve halkın belkide onu istemediğini savunuyodu. Ancak dışarıda halka sorunca hayatlarından çok memnun olduklarını ve Castro'dan hiç şikayetçi olmadıklarını öğrenmişti. Şimdi bu adam nası bi cahildirde böyle bir şey yazıyomuş ki. Artık böyle görüntüleri ve yazıları gördükten sonra bu gazetenin adını duymak istemiyorum.


    Ya kardes herhalde "memnunuz" diyecekler Fidel Aga'nin kendini elstirtecek kadar demokrat oldugunu sanmiyorum. Neyse konuyu dagitmayim...Yas siniri ortalamasi 100'u gecen bir ulke oldugunuda sanmiyorum, belki 100 yasina kadar yasayan insan sayisi coktur diyelim ona.



    Ama sence ortalama sınırı 100 yası gecebılıyosa bu insanlar mutsuz olablir mi? Mutsuz ülkelerde yaş sınırı 50 60 yaşlardadır. Türkiye'de 70 yaş falandır ve Türkiye'de sıkıntı işsizlik ve mutsuzluk vardır. Ama Küba'da mutsuzluk işsizlik sıkıntı olsaydı ve bide üstüne üstlük dikta altında yönetiliyosa o zaman 70'i bırak 50'yi geçemezdi sınır.




  • hiç bir şey anlamadım?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: cCc KaBaDaYı cCc

    hiç bir şey anlamadım?

    boşver yorma o güzel kafanı
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Coder85


    quote:

    Orjinalden alıntı: cCc KaBaDaYı cCc

    hiç bir şey anlamadım?

    boşver yorma o güzel kafanı


    Ehaeueha koptum.
  • Yeter artık ya harbiden şu lanet doğan grubuna para kazandırmayın herifler göz göre göre ülkeyi bölüyor bölücülere yardım ve yataklık ediyor, çocuklara dağıtılan Hugo oyunundaki Türkiye haritasınıda unutmadık bu kaçıncı



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Çöl Gezer -- 10 Nisan 2008; 0:01:42 >




  • Peygamberimizin yanlis hatirlamiyorsam bir hadisi vardir: "Turklerle iyi gecininiz ve onlarla dost olunuz cunku onlar dunya durdukca yasayacaklar" gibi ya da "Onlarla iyi iliskiler kurunuz cunku onlar hep guclu uygarliklarin sahibi olacaklardir" gibi. Iyi bilen bir arkadas duzeltirse sevinirim.
  • Teşekkürler. Buna yakın sözleri okumuştum.

    Ama bu demek değildir ki, Türkiyenin sınırları tehlike altında değil. Selçuklular yıkıldı, osmanlı kuruldu, yıkıldı,.... Bu hadis o zaman da vardı ama.
  • ne bekliyorsunuzki kompredor uşağı hepsi
  • quote:

    Orjinalden alıntı: _HURMACI_

    Yeter artık ya harbiden şu lanet doğan grubuna para kazandırmayın herifler göz göre göre ülkeyi bölüyor bölücülere yardım ve yataklık ediyor, çocuklara dağıtılan Hugo oyunundaki Türkiyesi haritasınıda unutmadık bu kaçıncı



    El insaf ya hugo oyunundaki hatayıda doğan grubunda buldun ya hugo oyununu doğan grubu mu yapıyor? Açıp kontrol mü edecek tek tek sakat bir harita var mı diye!




  • quote:

    Orjinalden alıntı: rider30

    Benim anlamadığım bu sitenin moderatörleri işine gelen habere (bunun gibi) izin veriyor kurallara uygun olmasına rağmen işine gelmeyeni de kaldırıyor. Vatan gazetesinin AK-TRT haberi neden kaldırıldı bana izah etsinler edebiliyorlarsa tabi..

    Hürriyet baskıdaki hatayı düzeltmiş ve gazeteyi karalamaya yönelik bu vahim hataya neden olanlara gereken cezayı mutlaka vermiştir.



    2 gunden beri 1 MAYIS ile ilgili acilan butun konulari kapatan heriflerden ne beklersin.normal.
    ustelik kendilerindende 50 kere rica ettik.provoke eden olursa konuyu degil mesajini silin diye.
    1 MAYIS A bir gun kala yine acacam zaten.gerekirse ben yoldalsarimla pm ilede haberlesirim


    AYRICA forum yoneticisi denenlerin dogan grubundan ne farki var.

    DH>>>DOGAN HABER




  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.