Şimdi Ara

Her soruya cevap verilir, soru sorulmaz / Soru-Cevap, Beyin Fırtınası Topiği (4. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
697
Cevap
10
Favori
31.420
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Woden


    quote:

    Orjinalden alıntı: Arukard

    Bugün arkadaşla tartışıyodukta suç oranının en düşük olduğu ülkeler hakkında. O bana Arap ülkeleri demişti. Bende konu hakkında kesin bilgilere sahip olmadığımdan olabilir demiştim. Dünyanın suç oranı en az olan ülkesini bilen ve bunla ilgili güvenilir bir kaynak bilen paylaşırsa sevinirim.




    arap ülkeleri?:)

    Dünyada suç oranının en düşük oldugu ülke norveçtir.hani nüfusunun yüzde sekesi sizin beğenmediğiniz ateistlerden oluşan ülke;)


    Norveç; İsviçre ile birlikte Avrupa'nın en gelişmiş ülkesidir. Birleşmiş Milletler kaynaklarına göre, yaşam standartlarının zirvede olduğu ülkedir. Diğer yandan, suç oranının en düşük olduğu ülkedir. Ülkede yılda bazen bir veya iki cinayet olduğu görülmektedir. Buna karşın ülke intihar oranlarında Avrupa oranlarının üstündedir. Öte yandan sosyal devlet anlayışının tavan yaptığı ülkedir, bireye değer verilir. Sosyal güvenlik sistemi çok gelişmiştir.

    wikipedia



    Bende inanmadım arap ülkeleri olduğunada, kesin bilgim olmadığından araştırım öle tartışayım dedim. Ben Küba sanıyodum en az suç oranı olan ülkeyi. Demek Norveçmiş. Hem ben ateistleri beğenmediğimi söylemedimki. Ateist olup dünyaya dinine inanandan daha yararlı olan adam çoktur.




  • arukard üzerine alınma buradaki bazı arkadaşalr için söyledim onu;)
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Arukard

    Bugün arkadaşla tartışıyodukta suç oranının en düşük olduğu ülkeler hakkında. O bana Arap ülkeleri demişti. Bende konu hakkında kesin bilgilere sahip olmadığımdan olabilir demiştim. Dünyanın suç oranı en az olan ülkesini bilen ve bunla ilgili güvenilir bir kaynak bilen paylaşırsa sevinirim.


    Dünyanın suç oranı en düşük ülkeleri;

    Isviçre
    Norveç
    İsveç
    Finlandiya

    Ama sıralama 1-2-3-4 şeklinde değil. Hangisi en iyidir, hangisi sonuncudur bilmem. Ilk 4 bu ülkelerden oluşuyor.
    Kaynak Strateji dergisi. Yanılmıyorsam Ocak 2. sayı.

    Bulabilirsem paylaşırım.

    Bu arada Arap ülkelerinde suç oranı oldukça yüksektir. Keza özgürlükleri ne kadar kısar ve bastırmaya çalışırsanız o kadar ters yönlü tepkiler ve patlamalar yaşanır! Arap ülkelerinde ÖZGÜRLÜK kelimesinden bahsetmek oldukça zordur, sonuçta birçoğunda TEOKRASİ sistemi mevcuttur!





  • quote:

    Orjinalden alıntı: bahtiyar0011


    quote:

    Orjinalden alıntı: fallen_angel17

    Soru I: Dunyanin agirliginin atmosferde toz haline gelen gok taslari yuzunden arttigi soyleniyor. Bunun milyonlarca yildir devam etmesi
    dunyanin hizini azaltmis olabilir mi?

    Soru II: Eger ayi yok etsek(havaya ucursak), Dunya daha mi hizli doner? Eger donerse felaketlere yol acar mi?

    Lutfen saglik biriymisim gibi ciddiye alip cevaplayin

    cevap1.
    evet doğru ve dünyamız yavaşlıyor ama çok az miktarda

    cevap2.
    hayır daha yavaş döner çünkü bir kütle sistemi tpolam kütlesi arttığında daha hızlı döner kütlesi azaldığında daha yavaş döner
    mesela galaksilerin kütlesi tahmini hesaplanırken galaksinin dönüş hızına bakılır



    ben tam tersını bılıyorum. kutlesı ne kadar artarsa donme ve kavusma hızı da o kadar yavaslar.

    ornek:

    merküri
    Dolanma süresi 87,97 gün
    0,241 yıl
    Kavuşum süresi 115,9 gün

    jupiter
    Dolanma süresi 4.335,3 gün
    11,87 yıl
    Kavuşum süresi 398,86 gün

    bır de ay dunyanın daha yavas donmesını saglamıyor muydu. cekım daha mı hızlı yapıytordu donusu mu. bunu cok ıyı hatırlayamıyorum. aslında hatırladıgımı sanıyordum ama sız boyle kesın ve kararlı yazınca bu bıraz dusundurdu benı. gecmısde bır belgeselde ızlemıstım hatırladıklartım eger yanlıs degılse. ayuın ve dunyanın bırbırlerını cekme kuvvetınden kaynaklanan bır yavaslama duydum gıbı hatırlıyorum sankı.

    bunu tam tersı de olabılır cekım hzlandırabılır de donusumu. sımdı kafam karıstı. sız bunu yazarken bır yerden okuyup da mı yazdınız. bu konuda bana kaynak gosterebılır mısınız. gercekten merak ettım sımdı. yanlıs bılmıs olmak ıstemem.

    bır de 1. soruda Dunyanin agirliginin atmosferde toz haline gelen gok taslari yuzunden arttigi soyleniyor. Bunun milyonlarca yildir devam etmesi
    dunyanin hizini azaltmis olabilir mi?
    sızın cevabınız evet doğru ve dünyamız yavaşlıyor ama çok az miktarda olmus. demek kı agırlık arttıkca hız yavaslıyor.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi felsefika -- 22 Nisan 2008; 15:25:22 >




  • Evet o suç seviyesinin en düşük olduğu ülkelerin birde nüfüsuna bakalım, nede olsa nüfüsü daha düşük olan topluluğu yönetmek çoğunluğu yönetmekten daha kolaydır

    Norveç Nüfüs: 4.641.500 Milyon

    İsviçre Nüfüs: 7,507,000 Milyon

    Görünen oki bu kadar topluluğu yönetmek o kadarda zor olmasa gerek
  • quote:

    Orjinalden alıntı: SurlarÖnünde

    Evet o suç seviyesinin en düşük olduğu ülkelerin birde nüfüsuna bakalım, nede olsa nüfüsü daha düşük olan topluluğu yönetmek çoğunluğu yönetmekten daha kolaydır

    Norveç Nüfüs: 4.641.500 Milyon

    İsviçre Nüfüs: 7,507,000 Milyon

    Görünen oki bu kadar topluluğu yönetmek o kadarda zor olmasa gerek



    Nüfusu 1'de olsa sonuç belli. Suç oranı en az olan ülke. Üstüne konuşmaya pek gerek yok.




  • @was
    2 gündür ne demek istediğinizi anlamaya çalışıyordum şimdi bu yazıyı yazarken anladım

    evet



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi El-Cezeri -- 22 Nisan 2008; 16:04:14 >
  • quote:

    Orjinalden alıntı: SurlarÖnünde

    Evet o suç seviyesinin en düşük olduğu ülkelerin birde nüfüsuna bakalım, nede olsa nüfüsü daha düşük olan topluluğu yönetmek çoğunluğu yönetmekten daha kolaydır

    Norveç Nüfüs: 4.641.500 Milyon

    İsviçre Nüfüs: 7,507,000 Milyon

    Görünen oki bu kadar topluluğu yönetmek o kadarda zor olmasa gerek


    bunun etkısı mutlaka vardır ama dusundugunuz kadar degıl.yıne 5-6 mılyon nufuslu bır arap ulkesı varsa adım gıbı emınım suc oranı cok cok daha fazladır




  • Rüyamda konsantre olup yerden 15-20 metre havalanarak 400-500 metre uçuyorum daha sonra yerçekimine yeniliyorum. terar konsatre olup 400-500 metre ucuyorum sonra yavaş yavaş iniyorum.

    üç yıl aynı rüyayı haftada en az iki defa gördüm ve dört yıldır bu rüyayı hiç görmedim yıllardır aynı rüyayı tekrar görmek için çabalıyorum ama başaramadım.

    Aynı rüyayı neden tekrar takrar görürüz? veya üç yılda yüzlerce defa gördüğüm rüyayı neden yıllardır hiç görmüyorumdur?
  • O, olay senin bilinçaltına fena halde kazınmıştır. Yani sen o yıllar aklını öyle şeylere takmışsın, sürekli öyle denemeler yapmış olabilrisin ya da uçmak falan istemişsindir.o olay sende bi etki bırakmıştır yani. Bu yüzden onu rüya olarak çok görüyosundur. Ama zamanla böyle bir şey aklından çıkmıştır, unutmuşsundur ve fazla ilgi duymamışsındır bunlara, o yüzdende bir daha aynı rüyayı görmemeye başlamışsındır. Veya görüyosundur ama hatırlamıyosundur.Veya bilinçaltına daha çok kazınmış olaylarla ilgili rüyalar gördüğün içinde o gerilere atılmıştır veya unutulmuştur.
    Şimdi kendini zorlarsanda göremessin, çünkü zannımca insan ben bugün şu rüyayı görcem diyerek rüya göremez. Dediğim gibi o olaya ilgini kaybetmişsin. Ama şimdi hergün onla uraşsan, kafanı sürekli o işe yorsan belki gene görürsün.




  • Mentollü bir şeyler yediğimizde, dişimizi fırçaladığımızda falan su içince neden boğazımız ağrır ve su ılıkta olsa çok soğukmuş gibi gelir.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Arukard

    Mentollü bir şeyler yediğimizde, dişimizi fırçaladığımızda falan su içince neden boğazımız ağrır ve su ılıkta olsa çok soğukmuş gibi gelir.

    Güzel, orjinal bir soru. Tebrik ederim

    Hala düşünüyorum, bir şey bulamadım.Soruyu uzmanına sorucam.
    Tabi forumda bilen biri illa vardır, herhalde...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: ßy Spécops.

    Benim fikrim böyle yararlı konuları üst konu yapmak.2 hafta sonarada sayfayı silip tekrar yeni bir tane oluşturmak.Ama sayfada emeğine sağlık,teşekkür ederim gibi mesajlar atmamak.Sadece sorulan sorulara cevap vermek.Tartışma yapmamak...

    Bilgililer geçici olarak kalmasa bile böyle paylaşım yapılınca konu daha düzenli olacaktır.İsteyen beğendiği bilgileri arşivine eklesin.


    Güzel bir fikir. Uygulamasında büyük fayda olur.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: Arukard

    Mentollü bir şeyler yediğimizde, dişimizi fırçaladığımızda falan su içince neden boğazımız ağrır ve su ılıkta olsa çok soğukmuş gibi gelir.


    Bende hep merak etmişimdir bunun cevabını....Soruyu bana yeniden hatırlattığın için sağol Arukard
  • @El-Cezeri, çok güzel bir topik olmuş kutlarım.

    quote:

    Orjinalden alıntı: metalok

    Bilimde etik konusu çok tartışılacak bir konudur.

    Ben hemen konuya başka bir soru ile devam etmek istiyorum.

    Jet motoruna sahip uçaklar, motora giren basınçlı havanın yakıt ile yanıp, daha yüksek basınç kazandırılarak, dışarı atılması suretiyle oluşan itme gücüyle hareket eder.
    Roketlerde kullanılan motorlar ise havayı dışardan almazlar. Hava roketin içinde depo edilmiştir, onu kullanırlar. Zaten bundan sonrasıda uçaklardaki motorun çalışma prensibiyle aynıdır.

    Benim aklıma takılan kısım ise; gerek roket motoru olsun gerekse uçak motoru olsun, dışarıya verdikleri yanmış egzoz gazının itim gücüyle hareket ederler. Şimdi yanmış gaz egzozdan çıkarken direkt havanın direnciye mi karşılaşıyor? İtim gücünün dayanağı dışarıdaki hava mıdır? Değilse nedir?
    Esas soru, uzaya gönderilen roketler için ise orada hava yokken itim gücünü nereden elde ediyorlar?


    @metalok
    Öncelikle Fizik bilgim iyi değildir yanlışım olusa maruz görün. Soruna gelince, egzozdan çıkan basınçlı gaz, hem havanın direnciyle hemde motora etki eden diğer kuvvetlerle karşılaşıyor ve bu etki tepki sonucunda motor hareket kazanıyor. Uzay boşluğunda ise bunun atmosferdekinden pek bir farkı yok. Nasıl atmosfer moneküllerden oluşuyor ve bu moneküller birbirlerini etkiliyor ve basınçlı gaza etki ediyorlar ise uzaydada gezegenleri vb gibi cisimleri birer monekül gigi düşünebiliriz. Mesela uzay boşluğunda herhangi bir noktada bulunduğumuzu varsayalım. Bu noktada bizi her yönden etkileyen farklı şiddette sayısız kuvvet var ve bu noktada biz bir dengedeyiz. Eğer kaynaktan bu dengeyi değiştirebilecek bir kuvvet uygularsak hareket kazanabiliriz.
    Bir soruda benden olsun; Uzay istasyonundan uzay yürüyüşü için ayrılan astronotun çok kısa bir süre sonra yakıtının bittiğini ve istasyona ulaşabilmek için acil durum uyarılarının hiç birini dikkate almadığını farzedelim, istasyona uzaklığı sadece bir kaç cm olan dikkatsiz bu astronot istasyona geri dönebilirmi?




  • quote:

    Orjinalden alıntı: harina
    ...
    istasyona uzaklığı sadece bir kaç cm olan dikkatsiz bu astronot istasyona geri dönebilirmi?


    Eğer hafif yellenirse kabin tarafının tersine, ulaşır herhalde.
    (Dilerim)
    (Merhaba ¨Harina.)
  • Bir sorum daha var, mineraller ve vitaminler nasıl olupta gitmeleri gereken yere gidiyorlar. Yani daha açık bir örnekle söyleyeyim. Kalsiyum minerali, neden kemiğin yapısına katılıyor. Kalsiyum mineralini aldığımızda direkt olarak kemiğin yapısına katılmıyor mu? Yani kemiklerimizi vs güçlendiriyor. Ama neye bağlı olarak gidipte başka bir yerin yapısına katılmıyorda kemiğin yapısına katılıyor. Merak ediyorum bunu cevap verirseniz sevinirim.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: was


    quote:

    Orjinalden alıntı: harina
    ...
    istasyona uzaklığı sadece bir kaç cm olan dikkatsiz bu astronot istasyona geri dönebilirmi?


    Eğer hafif yellenirse kabin tarafının tersine, ulaşır herhalde.
    (Dilerim)
    (Merhaba ¨Harina.)



    Olası gibi
    Merhaba Was
  • Yellenen astronot olduğu yerde sabit kalır çünkü yellenmeyi uzay giysisinin içine yapacaktır. Bu durumda dış ortama gaz püskürtüp :) bir itme kuvveti sağlamış olmaz.

    Kalsiyumun kemiğin yapısına katılmasının bayağı karmaşık bir mekanizması olduğuna eminim. Ancak kemiği seçen kalsiyum değil tam tersine kemik kalsiyumu seçiyor. Kemikteki kemiğin yenilenmesinden görevli hücreler kandaki kalsiyumu kandan alıp kullanıyorlar. Yani seçici olan mineraller veya vitaminler filan değil hücreler. Zaten yanlış hatırlamıyorsam hücre zarlarına "seçici geçirgen zar" deniyor.
  • Hemen bunun bilimle ilgisi falan yok diye kızmayın.Cevap bulamadığım için soruyorum.Sizede olurmu,Bazen biriyle konuşurken onun yada o ortamda başka birisinin ne söyliyeceğini,yada ne yapacağını,eyleme geçirmeden saniyeler önce tahmin etmek ve bu anı daha önce yaşadım diyebilmek.Bir anı daha önce yaşamak,sanki zamanda ileri gidip sonra tekrar geri gelmek gibi.Bu nasıl oluyor???? İnanın çok merak ediyorum.
  • 
Sayfa: önceki 23456
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.