Şimdi Ara

Avrupa Birliği ve Atatürk (8. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
174
Cevap
0
Favori
11.744
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • karma eğitim yapan okullar ile yapmayan okullardaki öğrencilerin başarılarındaki farktan haberiniz varmı?
    ayrıca hiç kimse bana kız bulunan bir sınıfta bir erkek öğrencinin derse dikkatini toplayabilmesiyle ,olmayandakinin bir olduğunu iddia etmesin.
    ayrıca benim kadınların yönetime girmesine karşı çıkmam kadar doğal bir şey olamaz.islam bunu emrediyor.hem biz biiyoruzki kadınlar yumuşak bir mizaca sahiptir ,sert kararlar alamazlar ve ülkeyi bölünmeden işgale kadar götürebilirler.
    ayrıca ben beni geçecek kadın yokturda demiyorum , ama dünyada hiç bir kadınında dünyanın en iyi erkeklerine üstünlük sağlayabileceğini hiç ama hiç sanmıyorum .şunuda unutmayınki biz karma eğitimle hiç bir zamanda osmanlıdaki eğitim kalitesine erişemedik.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: ilhami
    ayrıca benim kadınların yönetime girmesine karşı çıkmam kadar doğal bir şey olamaz.islam bunu emrediyor.hem biz biiyoruzki kadınlar yumuşak bir mizaca sahiptir ,sert kararlar alamazlar ve ülkeyi bölünmeden işgale kadar götürebilirler.


    nerde emrediyor ilhami merak ettim valla ilhami ? yapma be ilhami ne güzelde gidiyordu sohetimizi ilhami ?!


    Türk Kadını -Alttaki her yeri okuyun ama özellikle kalın yazıları kesinlikle okuyunuz-

    Kadın hakları ve kadınların erkeklerle eşitliği konusunda geçen asırdan itibaren batı ülkelerinde ve toplumlarında yoğun mücadelelerin verildiği ve özellikle Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere' nin bu mücadelelerin en şiddetlilerini yaşadığı bilinmektedir. Ülkemizde, gerek Osmanlı İmparatorluğu ve gerek Cumhuriyet döneminde kadınlarımızın kendi hakları konusunda, batı ülkelerindekine benzer şekilde mücadele ettiklerini söylemek mümkün değildir. Ama biz kadınlara birçok batı ülkesinden daha evvel bu hak Atatürk tarafından verilmiş ve hatta adeta sunulmuştur.

    Atatürk' ün Kadın Hakları Konusundaki Görüşleri ve Gerçekleştirdikleri, bugün dünya aydınlarının ve Birleşmiş Milletler Teşkilatı 'nın yaymaya çalıştığı kadın hakları ile ilgili görüşler, Atatürk tarafından çok önceleri dile getirilmiş ve çoğunlukla da uygulama alanına sokulmuştur. Atatürk, Cumhuriyet' in ilanından dokuz ay önce Şubat 1923 'de şöyle demiştir:

    "Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diğer bir organı işlemezse, o sosyal toplum felçlidir."

    Atatürk, çağdaş bir düşüncenin ürünü olan bu sözleriyle kadının toplumdaki yerini belirlemiştir. Atatürk' ün Türk kadınına beslediği sevgi ve saygı, Kurtuluş Savaşı' ndaki gözlemleri ile iyice perçinleşmiştir. 1923 yılında Konya' da yaptığı bir konuşmada, bu hissiyatını büyük bir içtenlikle dile getirir.

    "Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim, diyemez. Erkeklerden kurduğumuz ordumuzun hayat kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir. Çift süren, tarlayı eken, kağnısı ve kucağındaki yavrusu ile yağmur demeyip, kış demeyip cephenin ihtiyaçlarını taşıyan hep onlar, hep o yüce, o fedakar, o ilahi Anadolu kadını olmuştur. Bundan ötürü hepimiz bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı, şükranla ve minnetle sonsuza kadar aziz ve kutsal bilelim."

    Atatürk 30 Mart 1923' de Vakit Gazetesi' nde yayınlanan bir beyanatında;

    "İnsan topluluğu kadın ve erkek denilen iki cins insandan oluşur. Kabil midir bu kütlenin bir parçasını ilerletelim, ötekini ihmal edelim de kütlenin bütünü ilerleyebilsin? Mümkün müdür ki bir cismin yarısı toprağa bağlı kaldıkça, öteki yarısı göklere yükselebilsin? "

    Türkler tarih boyunca, babaerkil denilen aile yapısını gönüllerine yerleştirememişler ve benimseyememişlerdir. İşte Atatürk, milletin geçmişindeki ve özünde var olan fakat özlem haline getirilmiş bir hakkı, bir duyguyu devlet varlığına geçiren devrimci olmuştur.

    "Ey kahraman Türk kadını! Sen yerde sürünmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın"

    diyerek, yaptıklarının gerekçesini az, öz ve muhteşem bir ifade ile belirtmiştir. Kadınların giysileri de Atatürk' ün üzerinde çok önemle durduğu bir başka konu olmuştur. Bu konuda Atatürk, 1 Eylül 1925' de İkdam Gazetesi' nde yayınlanan bir beyanatında şöyle dedi:

    "Bazı yerlerde kadınlar görüyorum ki, başında bir bez, peştemal veya buna benzer birşeyler asararak yüzünü, gözünü gizler ve yanından geçen erkeklere karşı arkasını çevirir veya yere oturarak yumulur. Bu tavrın manası neye delalet eder? Medeni bir millet anası, bir millet kızı için bu garip şekiller, bu vahşi vaziyet nedir? Bu hal milleti çok gülünç gösterir ve derhal düzeltilmesi lazımdır".

    1925 yılında İnebolu gezisinde Atatürk, örtünen kadınlarla ilgili şunları söyledi:

    "Onlar yüzlerini cihana göstersinler ve gözleri ile cihanı dikkatle görebilsinler. Bunda korkulacak hiçbir şey yoktur. Önemli olarak şunu ihtar edeyim ki, bu halin muhafazasında inat ve taassup, hepimizi en az kurbanlık koyun olmak istidadından kurtaramaz.. "




  • Ya ben asla demedim ki kadınlar cahil kalsın ,ben karma eğitime karşıyım ve meclis gibi üst düzey yerlerde kadınlara görev verilmesin dedim.
    yani erkeklere ayrı okul kızlara ayrı okul verilirse eğitimin kalitesi artar.bakın gençliğin şu cahil haline.elbette bu tek başına eğitimimizi mahvetti denemez.nice eksik , gereksiz dersler verildi ,uygulamalar gerektiği şekilde yapılmayı bırakın neredeyse hiç yapılmadı ,üstüne karma eğitim olanlar belli.
    islam emrediyora gelince.
    Kanuni sultan süleyman dönemine kadar kadınlara yönetimde yer verilmemişti .çünkü islami kurallar bunu gerektiriyordu.
    ama kanuninin (yanlış hatırlamıyorsam)karısı yönetime müdahalelerde bulunmuştu ve osmanlı islama ve geleneklere karşı gelmesinin cezasını duraklama dönemi ile (hatta ileriki zamanlarda başka islami kurallara uymamaları sonucundada gerileme ve yıkılma dönemleriyle) ödemiştir.
    herkese sevgiler.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: ilhami
    Ya ben asla demedim ki kadınlar cahil kalsın ,ben karma eğitime karşıyım ve meclis gibi üst düzey yerlerde kadınlara görev verilmesin dedim.


    alla alla mecliste erkekler olabiliyorda kadınlarımız neden olamıyor açıkcası ben pek anlayamadım. ülkeyi yönetmek; beceri isteyen, akıl isteyen birşey... bunlar içinde sadece insanın nefes alması ve beyin fonksiyonlarının yerinde çalışması gerekiyor okadar. Cinsiyetle alakalı bir şey değil yani !

    "Bizim sosyal toplumumuzun başarısızlığının sebebi, kadınlarımıza karşı gösterdiğimiz ilgisizlikten ileri gelmektedir. Yaşamak demek faaliyet demektir. Bundan dolayı bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diğer bir organı işlemezse, o sosyal toplum felçlidir. "

    yukarıda ki cümle size birşey anlatıyor mu ?

    quote:

    Orjinalden alıntı: ilhami
    yani erkeklere ayrı okul kızlara ayrı okul verilirse eğitimin kalitesi artar.

    artmaz. bir erkek ve kadını birbirinden bu kadar soyutlamak hayatın gerçeklerine evrenin kanuna ayrıkı. Evren zıt kutuplar üzerine kurulu. Sen atomdaki artı eksi kutupları birbirinden ayır bakalım neler oluyor ????
    Toplumuda bir atoma benzetirsek kesinlikle artı eski kutupları bu derece birbirinden ayırmak toplumu mahveder. Aynı Atatürk'ünde dediği gibi bir sosyal toplumun, bir organı faaliyette bulunurken, diğer bir organı işlemezse, o sosyal toplum felçlidir.

    Ayrıca bunun psikolojik yanıda var ... Kadınların varlığını yok sayamayız. Kadın erkek birlikte yaşadıkça hayatı yaşamayı öğrenir. Aşkı yaşar biribirini anlar, kadın erkekten birşeyler öğrenir hayat adına keza erkekte kadından birşeyler öğrenir hayat adına... Sen bu ayrımı yaptıkça gençlere bu eğitimi sağlıklık bir şekilde nasıl vereceksin ... 22 yaşına kadar bir birinden iki ayrı toplum gibi yaşayan kadın erkek daha sonra nasıl birlikte yaşayacak. Nasıl birbirini tanıyacak ??? Böyle bir yaşıntıda oluşabilecek evlilik facialarını düşünebiliyor musunuz? Bizim toplumumuz halen bu birlikteliğin anlayamını kavrayamamışken tekrar bir ayrım bu toplumu felakate sürükler. Bilmiyorum anlatabiliyor muyum ?

    quote:

    Orjinalden alıntı: ilhami
    Kanuni sultan süleyman dönemine kadar kadınlara yönetimde yer verilmemişti .çünkü islami kurallar bunu gerektiriyordu


    Nerde yazıyor o islami emirler merak ediyorum bana bir yer gösterebilir misiniz ?




  • o dediğin kadın hürrem sultan. ama suçu kadın olmasında değil...
    kötülükte ne ilktir ne sondur ve de asıl önemli olanı aynı türde türk ve müslüman düşmanlığı amaçlı tarihi suçlardada erkekler
    çok daha fazla suç işlemiştir.
    onun gerçek adı roxolan rus papazının kızı... bir yerlerde askerler haydutlar bu gibi kız-erkek ve ibneleri toplar
    esircilere satar onlarda osmanlıya satar... yetmezse devşirme yöntemiyle başka soysuzlar toplanır...
    bunların en yetenekli olanları sarayda enderun denen türk ve müslüman dümanı yetiştirme fakültesine diğerleride osmanlı ordusu çekirdek kadrosunda türk kasaplığı okuluna verilir iyi bir eğitimden geçtikten sonra "icraat" larına başlar
    türklerin malını-ırzını-canını gasbederek ömürlerini pis asalaklar olarak tamamlarlardı...
    bu ayrı bir konudur tafsilatı uzundur.
    benim bu konularda bilgim çok yaz yaz bitmez....

    sana gelince .... güçsüz insalarda görülen evrensel bir hastalık olan:
    tanrıya sığınma ve onun sevgili kulu olduğuna kendini inandırma hastalığı sende çok fazla ilerlemiş...
    önceki mesajımda yanılmışım belliki artık senin tedavi zamanın çoktaaan geçmiş...

    onun için bundan sonra sana düşen şey çok sıkı bir karantina.
    bu zayıflığı kabul edip mücadeleden çalışmaktan ve savaşmaktan kaçıpda çalışma yerine ibadet savaş yerine küfür ederek
    hep işin kolayına kaçarak kendini (ve mümkünse başkalarını) kandırmak hastalığı güçsüzlük psikolojisi içindeki
    insanlarda bulaşıcı özelliğe sahip...
    onun için seninde çalışmaktan ve savaşmaktan
    kaçarak tembellik ve korkaklık ederek ömür tüketmek hastalığını başkalarınada bulaştırmaman için öbür insanlardan uzak durman gerekiyor...

    bırak biz bildiğimiz gibi yaşayalım ...
    sende bir an önce öl de cennete git... orası tam sana göre işte.




  • Cenneti sadecek kendim için istersem yahudilerden farkım kalmaz ve aslada gidemem.
    diğer söylenenleri ise düşünecem.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: ilhami
    diğer söylenenleri ise düşünecem.


    bencede düşün ilhami anla beni ilhami ok yoksa mythief ile ilhami anlaşır dimi ilahami bekliyorum bakalım ..

    aslında varya şu konuyu umarım 2 3 kişi takip etmiyordur. umarım yazmasalarda okuyan vardır. hayat keşke sadece geyik olsa ama değil işte .... şakasızda olmuyor ama bunlarsızda olmuyor !
  • Bunları biliyor muydunuz ?

    quote:

    Orjinalden alıntı: mythief

    Türk Kadınına Seçme ve Seçilme Haklarının Verilmesi

    Medeni Kanun ile erkeklerle eşit haklara sahip olan Türk kadınına, 3. TBMM tarafından 3 Nisan 1930'da kabul edilen bir yasa ile Belediye seçimlerine katılma hakkı tanınmıştır. 1931 yılında da Türk kadını ilk kez tıp dünyasında varlığını göstermiş ve ilk kadın cerrahımız çalışmaya başlamıştır.

    4 Mayıs 1931'de ilk toplantısını yapan IV. TBMM tarafından 26 EKim 1932'de kabul edilen bir yasa ile Türk kadınına muhtar, köy ihtiyar kurulu üyeliğine seçilme ve seçme hakkı tanınmış; ertesi yıl da, 8 Ekim 1934'de kabul edilen ve 5 Aralık 1934'de yürürlüğe giren bir başka yasa ile de kadın-erkek eşitliği alanında bütün haklar, "Kadınlara Milletvekili Seçme ve Seçilme Hakkı" nın tanınmasıyla verilmiş oluyordu.
    Türk kadınının seçme ve seçilme hakkını elde etmesi, o dönemde dünya ülkeleri ile karşılaştırıldığında kadın hakları açısından oldukça ileri kazanımlardır.

    Bu haklar Fransa'da 1944, İtalya'da 1945, Yunanistan'da 1952, Belçika'da 1960 ve İsviçre'de ise 1971 yılında kadınlara verilmiştir. Dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde 1934 yılından önce kadınların milletvekili seçme ve seçilme hakkına kavuştuğu ülke sayısı 28, fiilen milletvekili seçildiği ülke sayısı ise sadece 17 dir.

    Kadınlara seçme seçilme hakkının verildiği ilk seçim olan 1935 yılı ara seçimlerinde kadınlar 18 milletvekili ile Türkiye Büyük Millet Meclisine girebilmişlerdir. Bu sayı 70 yıllık süreç içerisinde ulaşılan en yüksek rakam olmuştur. Bu gün kadınlar parlamentoda sadece 24 kadın milletvekili ile temsil edilmektedir. Tabi ki o günkü şartlarda 18 kadın milletvekili meclisin tüm üye sayısının yanında oldukça yüksek bir orandı. Bugun dahi bu oranı yakalamış değiliz.

    İşte herkesin özendiği avrupanın nam-ı diğer "batının" kadına verdiği değer budur. İsviçre gibi bir ülke bile bu hakları daha 34 yıl önce vermiştir.

    TRT 2'de Atilla İlhanı dinyenleriniz mi var mı bilmiyorum .. Sizlere ilgiç birşey anlatacağım.

    Bizlerin NATO'ya girene kadar uçak ürettiğimizi biliyor muydunuz ? Evet evet yanlış duymadınız NATO yıllarına kadar Türkiye uçak üreten bir ülke idi. Bunlar büyük yolcu uçakları değildi. Ufak yolcu uçakları idi ve küçük ülkeler başta olmak üzere avrupada bazı ülkere satıyorduk. Hatta o ülkelerden biri bugun Irak savaşı yüzünden doğuda kurduğumuz savunma hattımız için bizlere patriot füzelerini yollamıştır. Evet o ülke Hollandadır. Yani biz o ülkeye bile uçak satabiliyorduk. Düşünün o günler için küçük uçaklar yapan bir ülkesi 50 yıl sonra bu endüstride nerelere gelebilirdi. Ama NATO'ya girdikten sonra onların bize vaadlerine kanıp bu sektörü baltaladık. Nasılsa nam-ı diğer batı ülkeleri ve ABD bizlere uçak tank yollayacaktı. Uçakları yapan bu fabrikalar daha sonra ilgizlikten kapandı. Ve biliyorsunuz ki 1974 te Kıbrıs Barış Harekatı sırasında ABD ve NATO bize bu harekatı yapmamamız için çok bastırdı. Uçakları kullanamayacağımızı söyledi. Ellerinde koz vardı çünkü bunları bizlere onlar temin etmişlerdi. (Umarım hatam yoktur ama TRT 2 de o programı izleyeli çok oldu.) Buarada bu programın geçenlerde sessiz sedasız birden kaldırılmasıda enteresandır. Acaba neden ????

    Umarım bunlar sizlere birşeyler anlatmıştır.




  • .bulamadım.kadınların yönetime gelmeleriyle ilgili dini bir engelin varlığına dair kanıtı bırakın tartışma bile bulamadım.hurafe bile denemeyecek kadar olmayan bir yanılgı içerisindeymişim.
    Artık Atatürk ün çıkardığı bu kanuna şapka çıkarmaktan başka çarem kalmadı.
    karma eğitime gelince halen kaliteyi düşürdüğünü düşünüyorum.bunu anlamanın en iyi yoluda ,sadece kızlara ve erkeklere özel ve karma eğitim yapılan okullar yapılır.ve kimin daha başarılı olduğuna bakılır.
    aynı öğretmenler derslere girer.yapılacak bir sınavla bu okullardaki öğrencilerin arasında kalite farklılığı olmadan adaletli bir dağıtım yapılır.
    ve deneyin sonuçları incelenir.
    ayrıca kızların başörtü sorununada çözüm bulunmuş olur.yine başları açık gelirler ama ortalıkta erkek olmadığından sorun olmaz.
    ayrıca bu tür okullara kızların ilgiside gözlemlenir.acaba şimdiye kadar gerçekten dini emirlere uymak içinmi bağırıyorlardı?!görülür.
    bana sorunun var diyen arkadaşa gelince ,kendisi psikologmu acaba!?
    yoksa canı sıkkın olduğu bir anda açıp sırf kendi düşünce yapısına
    uymadığı için mi bu şekilde bir taarruzda bulunmuştur?!
    ayrıca yanlış bir bilgiyle yorum yapan herkes karantina altına alınıp toplumdan uzaklaştırılmalı mı!yani tedavi edilemeyeceklerini düşünüp onları bir kenara savurma çözümmüdür!
    ayrıca sen hasta olan birisine sen hastasın tedavinde yok demek ne kadar mantıklı bir harekettir!
    yani bu şuna benzer ;deli olan birisine " sen delisin ,tedavi edilemezsin " demek ne kadar anlamsızsa senin davranışında o kadar düşünülmeden yapılan ,bir kişiyi bir iki şeyle etüd ettiğini sanan bir yapıdır.
    senin durumun şu doktor tipinede benziyor ; başının ağrıdığını söyleyen bir hastanın sadece başının çevresinde bir tur atıp baktıktan sonra beynin filmini isteyen ve filme bakıp sende bir şey yok diyene benzer.yani hiç vücudunun diğer yerlerinden rahatsız olabileceğini düşünmeden yanlış muayene eden hekime.belkide adamın karaciğeri sorunlu.
    neyse çok uzattım kusura bakmayın.bu dediklerimi birazda sen düşün.
    herkese sevgiler.




  • ATATÜRK esas şimdi olmalıydı güzelim insan varya ülkeyi japonya yapardı şerefsizim....BÜYÜK İNSAN SELAM SANA....
  • quote:

    Orjinalden alıntı: ak34

    ATATÜRK esas şimdi olmalıydı güzelim insan varya ülkeyi japonya yapardı şerefsizim....BÜYÜK İNSAN SELAM SANA....

    .mythief anlaşılan millet konuları okumuyor.bir biz takılıyoruz.
  • quote:

    Orjinalden alıntı: ilhami


    quote:

    Orjinalden alıntı: ak34

    ATATÜRK esas şimdi olmalıydı güzelim insan varya ülkeyi japonya yapardı şerefsizim....BÜYÜK İNSAN SELAM SANA....

    .mythief anlaşılan millet konuları okumuyor.bir biz takılıyoruz.


    valla öyle sanırım bir sen bir ben daha ne kadar gider bu konu yafs bu kadar önemli bir konu nasıl bu kadar ilgiliz kaldı ben onu anlayamadım bir türlü millete biraz ağır geldi sanırım.




  • quote:

    Orjinalden alıntı: ilhami

    .bulamadım.kadınların yönetime gelmeleriyle ilgili dini bir engelin varlığına dair kanıtı bırakın tartışma bile bulamadım.hurafe bile denemeyecek kadar olmayan bir yanılgı içerisindeymişim.
    Artık Atatürk ün çıkardığı bu kanuna şapka çıkarmaktan başka çarem kalmadı.
    karma eğitime gelince halen kaliteyi düşürdüğünü düşünüyorum.bunu anlamanın en iyi yoluda ,sadece kızlara ve erkeklere özel ve karma eğitim yapılan okullar yapılır.ve kimin daha başarılı olduğuna bakılır.
    aynı öğretmenler derslere girer.yapılacak bir sınavla bu okullardaki öğrencilerin arasında kalite farklılığı olmadan adaletli bir dağıtım yapılır.
    ve deneyin sonuçları incelenir.
    ayrıca kızların başörtü sorununada çözüm bulunmuş olur.yine başları açık gelirler ama ortalıkta erkek olmadığından sorun olmaz.
    ayrıca bu tür okullara kızların ilgiside gözlemlenir.acaba şimdiye kadar gerçekten dini emirlere uymak içinmi bağırıyorlardı?!görülür.
    bana sorunun var diyen arkadaşa gelince ,kendisi psikologmu acaba!?
    yoksa canı sıkkın olduğu bir anda açıp sırf kendi düşünce yapısına
    uymadığı için mi bu şekilde bir taarruzda bulunmuştur?!
    ayrıca yanlış bir bilgiyle yorum yapan herkes karantina altına alınıp toplumdan uzaklaştırılmalı mı!yani tedavi edilemeyeceklerini düşünüp onları bir kenara savurma çözümmüdür!
    ayrıca sen hasta olan birisine sen hastasın tedavinde yok demek ne kadar mantıklı bir harekettir!
    yani bu şuna benzer ;deli olan birisine " sen delisin ,tedavi edilemezsin " demek ne kadar anlamsızsa senin davranışında o kadar düşünülmeden yapılan ,bir kişiyi bir iki şeyle etüd ettiğini sanan bir yapıdır.
    senin durumun şu doktor tipinede benziyor ; başının ağrıdığını söyleyen bir hastanın sadece başının çevresinde bir tur atıp baktıktan sonra beynin filmini isteyen ve filme bakıp sende bir şey yok diyene benzer.yani hiç vücudunun diğer yerlerinden rahatsız olabileceğini düşünmeden yanlış muayene eden hekime.belkide adamın karaciğeri sorunlu.
    neyse çok uzattım kusura bakmayın.bu dediklerimi birazda sen düşün.
    herkese sevgiler.
    Yanılgılarının farkına varman çok güzel.
    Umarım sana hastasın diyen arkadaşta yanılgılarının farkında olur konuyu uzatmadan tatlıya bağlamanızı rica ediyorum her ikinizden de eğer tatlıya bağlıyamıyorsanız pm den tartışabilirsiniz. Yanlış anlamayın sadece gereksiz kavgalardan uzak durmamız gerektiğini düşünüyorum.

    Kızların her konuda(!) oransal olarak bizden daha düşük olduklarını varsaysak bile bu onların seçilme haklarını engellememiz için geçerli bi neden olamaz çünkü elbet ortalamayı yükseltenlerin katıldıkları ortamında ortalamasını yükseltme şansları var.Sadece kabul ettiğin noktaya mantıksal bi geçerlilik eklemek istedim

    [bence]Eğitimi bölümlere ayırmaksa bilinçli yapılmadığı sürece sorun yaratıyor. Zaten yeterince bölünmüş olan eğitim sitemini birdaha ikiye bölmek işi çığrından çıkarır.[/bence] Siyasi ve toplumsal yönünü olaya katmıyorum bile.
    Not:Gitmedim,hala burdayım yeri geldiğinde araştırma yapıp bulgularımıda eklemeyi düşünüyorum ama şu aralar baya yoğun sayılırım belki bi katkıda bulunamayabilirim konuya




  • o arkadaşın "tedavi" gibi lafları ciddiyetsiz bir şekilde yazdığını zaten yeterince belli ederek yazmıştı....

    AB konusunu kadın haklarına çevirmek zaten konunun aslından sapmak oldu.


    herkes dediğini dedi...
    bundan sonra kim ne isterse ona karar versin....
    son kararlar her zaman bizi okuyacak olanların kararı...
    ama aslında gerçek "sonu" bizim tartışmalarımız değil yaşanan yıllar gösterecek....
  • quote:

    Orjinalden alıntı: barsgan
    .....
    ama aslında gerçek "sonu" bizim tartışmalarımız değil yaşanan yıllar gösterecek....
  • Türk Gençliği ne olur biraz okusak....
  • Atatürk'ün söyledikleri geçerliliğini tabii ki koruyacak. Siyaset veya politakada değişmeyen gerçekler vardır. Kendi zekanı kullanmak, başkasından beklememek, birlik olmak, çok çalışmak ... gibi. Ama bu gerçekler bugün sanki bize değişmiş gibi gösteriliyor. Adı da yeni dünya düzeni, yükselen değerler, büyük ortadoğu projesi, küreselleşme gibi. Artık uyanmak lazım. Kendimiz çalışıp birşeyler ortaya çıkarmadıkça kim bize verir ki?
  • quote:

    Orjinalden alıntı: ilhami

    sanki konu dönüp dolaşıp aynı yerlere geliyor gibi.yani artık pek konuşulacak bir şey kalmadı.bende dedim yeni bir şeyler ortaya atayımda canın sıkılmasın.
    Atatürk ün nadir beğenmediğim uygulamalarından biriside kadınlara verilen haklar konusudur.kadınlara gerçekten haklar verilmesi hele bunu önce bizim yapmamız çok güzeldi .fakat kadınlara verilmesi gerekenden fazla haklar verildi.şöyleki seçme hakkı mutlaka olmalı ama seçilme hakkına tamamen karşıyım.niye dersen kadınların yapıları gereği yönetimde yer almamları gerekir.
    ayırca günümüzde kadınlar gereğinden çok fazla sosyal hayata (daha doğrusu iş hayatına ) girmişlerdir.nice meslekler vardır ki kadın zorunlulukken bazılarıda lüzumsuzdur..hatta lüzumsuz olanların bazılarında kadınların çalışması iş kalitesinide ciddi şekilde düşürmektedir.bu dolaylı yada doğrudan olabilimektedir.
    yani kadınlar o işi iyi yapamıyor olabildiği gibi io işi yapmalarına rağmen erkekleri cinsel olarak (isteyerek yada istemiyerek) etkileyerek onların verimlerini düşürmektedirler.
    herhalde dediklerim anlaşıldı.
    kolay gelsin.

    resmen saçmalamışsın ....
    Ey yumurtaya can veren Rabbim ....




  • Gecmişin Avrupasıyla AB nin Alakası Yok!Avrupa Birliği nin 1920 Lerde ne işi var..Adamlar 1914 ve 1945 tarihlerinde Birbirini yediler...Birlik Falan Filan Yok Ödenemlerde...
  • quote:

    Orjinalden alıntı: naten

    Gecmişin Avrupasıyla AB nin Alakası Yok!Avrupa Birliği nin 1920 Lerde ne işi var..Adamlar 1914 ve 1945 tarihlerinde Birbirini yediler...Birlik Falan Filan Yok Ödenemlerde...
    Sen hepsini okudunmu??
  • 
Sayfa: önceki 56789
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.