Şimdi Ara

Deneyim enflasyonu

Bu Konudaki Kullanıcılar:
1 Misafir - 1 Masaüstü
5 sn
16
Cevap
0
Favori
425
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • öncelikle kaynak: https://talent.works/2018/03/28/the-science-of-the-job-search-part-iii-61-of-entry-level-jobs-require-3-years-of-experience/


    Görüldüğü üzere;


    Ne oluyor? "deneyim enflasyonu"

    yaşlı işçilere karşı ayrımcılığın yanı sıra, işverenler de özellikle genç işçiler için tehlikeli olan “deneyim enflasyonu” yaratmaktadır. giriş seviyesi işler için, bir iş bulmak için gereken iş deneyimi miktarı, yılda% 2,8 oranında istikrarlı bir şekilde artmaktadır.


    anekdot olarak, hepimiz bunun doğru olduğunu biliyoruz: 30 yıl önce, ebeveynlerimiz sadece bir üniversite diplomasıyla harika bir iş bulabilirdi. bu günlerde, bir üniversite derecesinin buna değip değmeyeceğini bile bilmiyoruz ve tek başına bir üniversite derecesi size çok şey kazandırmıyor .


    önümüzdeki 5-10 yıl içinde, yeni mezunlar sadece ilk işlerini almak için ~ 4 yıllık iş deneyimine ihtiyaç duymaya başlayacaklar. (evet, bunun mantıklı olmadığını biliyorum. bekle.)


    önümüzdeki haftanın gönderisinde enflasyonu ayrıntılı olarak deneyimleyeceğiz, ancak şimdilik sahip olduğunuz seçeneklere odaklanalım. bunların hepsi çok can sıkıcı ...


    Giriş seviyesi işler için istenen tecrübe miktarı ;




    Deneyim enflasyonu


    Tecrübe kazandıktan sonra iş bitmiyor;


    Deneyim enflasyonu



    Özetle iş verenlerin sizce amacı nedir? Ne yapmak nereye varmak istemekteler?




  • Asgari ücret 2800 tl oldu ama vasıflı elemanla , vasıfsız eleman arası makas daraldı.

    sonuç Olarak işveren 2800 tl'ye tecrübesiz , yetişmesi zaman alacak bir eleman yerine 4500 tl'ye vasıflı ve yaş itibari ile çalışma mecburiyeti daha fazla olan bir elemanı tercih ediyor.Bu normal.

  • İş verenlerin amacı çok kazanayım az ödeyeyimdir.


    Hani diyorlar ya iş arayanlara "Siz yatarak para kazanmak istiyorsunuz yeuuuv" işte bu aslında kendi yapmak istediklerini karşıdaki kişiyi suçlayarak vicdan rahatlaması yapmak istemelerindendir.


    Psikolojide bunun bir adı vardı hatırlayamadım bilen söyleyecektir.

  • Deneyim enflasyonu daha da artacak.


    40 yıl önce üniversite okumak büyük getiriydi ama artık teknoloji çağında üniversite okumak eskisinin ortaokulu bitirmek ile eşdeğer.


    Artık yüksek lisans ve ya doktora yapmak , dil bilmek vesaire bir yana bu teorik eğitimi , pratik eğitimle perçinlemek de gerekiyor.


    Çünkü örnek verecek olursak artık sadece temel mühendislik kimsenin işine yaramıyor.


    Daha da ileride makina mühendisi , elektrik - elektronik mühendisi , inşaat mühendisi , bilgisayar mühendisi iş pozisyonunda yevmiyeli işçi pozisyonuna denk gelecek.

  • quote:

    Orijinalden alıntı: İl teber

    Deneyim enflasyonu daha da artacak.


    40 yıl önce üniversite okumak büyük getiriydi ama artık teknoloji çağında üniversite okumak eskisinin ortaokulu bitirmek ile eşdeğer.


    Artık yüksek lisans ve ya doktora yapmak , dil bilmek vesaire bir yana bu teorik eğitimi , pratik eğitimle perçinlemek de gerekiyor.


    Çünkü örnek verecek olursak artık sadece temel mühendislik kimsenin işine yaramıyor.


    Daha da ileride makina mühendisi , elektrik - elektronik mühendisi , inşaat mühendisi , bilgisayar mühendisi iş pozisyonunda yevmiyeli işçi pozisyonuna denk gelecek.

    "Artık yüksek lisans ve ya doktora yapmak , dil bilmek vesaire bir yana bu teorik eğitimi , pratik eğitimle perçinlemek de gerekiyor"

    Yukarıda bahsettiklerini yapsan bile bir yerlerde "dayın", "amcan", "parti üyeliğin", "tarikat üyeliğin" yoksa şansın yok ne yazık ki!

    Senin bahsettiğin şeyler, "Ülke vasıfsız üniversitelerle dolduruldu" diyememenin bahanesi oluyor



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Black Code -- 19 Nisan 2021; 11:41:10 >
    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • İl teber İ kullanıcısına yanıt

    Tam tersi. Aslında vasıfsız veya ara eleman yetişme sayısı inanılmaz oranda azaldığı ve mantar üniversiteler nedeniyle heryer okumuş (ama aldığı eğitim tamamen bomboş ve yetersiz) insanla dolduğundan dewneyim enflasyonu yaşanıyor.


    Aslında eğitimi uzatıp üniversitelerin daha fazla ırzına geçmek yerine. Tam tersi yükseköğretimi daraltıp üniveristelerin çoğunu kapatarak. İnsanları doğrudan meslek eğitimine yönlendirirseniz. Okumuş insan enflasyonu dolayısıyla deneyim enflasyonuda azalacaktır.


    Sizin öneriniz sorunu çözmek değil. Uyuşturucu bağımlısına daha yüksek dozda uyuşturucu vermek ve sorunu bozulmayı arttırmak pahasına ötelemekten öte birşey değil.


    Önerdiğiniz şey yüksek lisanı aynen lisans eğitimi gibi mahvedecek ve orayıda bilim eğitimi yerine meslek eğitimine çalışacak rant alanlarına dönüştürmekten öte birşey değil.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 19 Nisan 2021; 11:11:4 >
  • Benim önerim şu.


    Benim bu konuda bazı eleştirilerim var.


    Benim en büyük itirazım özünde üniversitelerin doğasına yönelik. Biz üniversiteleri o alanda bilimsel anlamda düşünme kapasitesi olan insanlar yetiştirebilecek şekilde kurguluyoruz. Fakat üniversiteye gelen insanların ezici bir bölümünün bilim umurlarında dahi değil. Oraya gelen insanlar mühendilikte çığır açmak için gelmiyor veya doktor olmak isteyen kişilerin ezici bir çoğunluğunun amacı yeni bir aşı geliştirme yöntemi elde etmek değil.


    İnsanlar üniversiteyi bilimi geliştirmek için, okudukları alanın bilimine bir katkı sağlamak için okumuyorlar. İnsanlar oraya meslek edinmek için geliyorlar. Yani adamın umrunda dahi değil hocam mühendisliğin geleceği veya geçmişi. Adam sadece ve sadece senden teknik bilgi bekliyor başka hiçbir şey beklemiyor. Bu adamları üniversiteye zorla doldurup ardından bu adamlara inanılmaz verimsiz bir bilimsel müfredat dayatmanın mantığı nedir ?


    "Sıvıların nasıl hareket ettiğinin teorisini bilmeden de harika bir muslukçu olabilirsiniz. Bilgisayar biliminin en derin prensiplerine hakim olmadan da iyi bir programcı olabilirsiniz. Bunu hatırlamakta fayda var."


    Kısacası üniversiteler bir çeşit amaç bunalımı içerisindeler. Üniversiteler bilim yuvası olmak için kurgulanıyor fakat üniversiteye gelenler bilim adamı olmak için gelmiyor. Bilim insanı olmak hiçkimsenin umrunda dahi değil.


    işte bu yüzden ben size diyorum ki. Bırakalım bu bilimsel tarafı. Üniversiteyi meslek edinmek için hedef olarak gören ve bunu mecbur bırakan algıyı bırakalım. Mühendislikten tutun, eczacılığa, öğretmenlikten tutun veterinerliğe pekçok alanı liseye indirelim. Bilimsel eğitim değil teknik eğitim verelim. Yani hayatı boyunca bir köyde sağlık ocağında çalışacak olan bir doktorun tıp felsefesi falan öğrenmesinin ne anlamı var ? Ne yararı var ?


    Meslek eğitimini yoğunlaştırıp, kısaltalım ve bu insanları bir an önce iş hayatına sokup pratik bilgiyle pratik sorunlarla uğraşmalarını sağlayalım.


    Bütün bu üniversitelerde okunan alanlarda meslek yeyerliliğini üniversiteden alıp lise seviyesine indirip yoğun bir eğitimle bu insanlara bu nitelikleri kazandırdıktan sonra. İşin pratik tarafını değil bilimsel tarafını önemseyen. Gerçekten o alanı ekmek parası için değil sevdiği ve merak ettiği için yapan insanların gittiği yerler olsun üniversiteler. Kısacası bu mesleki yeterliliği elde ettikten sonra hala kişi kendini mesleki olarak değil bu alanın bilimsel ilerlemesi için adamak istiyorsa. Bu süzgeçten geçen ve gönüllülük esasına göre çalışıp kazanacağı parayı yakmak pahasına, az sayıda olan ve tamamen işin bilimsel ve teorik tarafına yönelen , az sayıda okul, az sayıda öğretim görevlkisi dolayısıyla çok nitelikli ve bilimsel bir ortama sahip yeni ekosistemde tam olarak bu ortama uygun öğrenciler okusun.


    Kısacası üniversiteleri parçalayalım. Aslında üniversite olmayan sadece uzun ve lakayt meslek eğitimi veren kurumları lağvedelim. Mesleki eğitimi kısaltıp yoğunlaştıralım. Kalan kurumları ise mesleğe değil bilime yönlendirip. Çok daha az, çok daha nitelikli, çok daha bilime hyönelik ve herşeyden önce oraya ekmek parası için değilde gerçeketen o alanda birşeyler başarmak isteyen yetenekli öğrencilerin okuduğu elit kurumlara sahip olalım demek istiyorum.


    Bugün Öğretmenlik mesleği için yüksek lisans zorunluluğu konuşuluyor. Bu üniversiteyi katletmek demektir. Yüksek lisans kesinlikle bir meslek eğitim alanı değildir. Yüksek lisans okumuş birini gidip sınıf öğretmeni yapmaya kalkarsanız orayı bir meslek alanı haline getirirseniz. Öğretmenliğin seviyesini değil tam tersine o disiplinin bilimsel kalitesinin içine edersiniz.


    Bence eğitimi yeniden yorumlamamız gerekiyor diye düşünüyorum.

  • quote:

    Orijinalden alıntı: Black Code

    "Artık yüksek lisans ve ya doktora yapmak , dil bilmek vesaire bir yana bu teorik eğitimi , pratik eğitimle perçinlemek de gerekiyor"

    Yukarıda bahsettiklerini yapsan bile bir yerlerde "dayın", "amcan", "parti üyeliğin", "tarikat üyeliğin" yoksa şansın yok ne yazık ki!

    Senin bahsettiğin şeyler, "Ülke vasıfsız üniversitelerle dolduruldu" diyememenin bahanesi oluyor

    Alıntıları Göster

    "Artık yüksek lisans ve ya doktora yapmak , dil bilmek vesaire bir yana bu teorik eğitimi , pratik eğitimle perçinlemek de gerekiyor"


    Bu şartları sağlayıp iş bulamıyorsan sen zaten... Neyse.

  • Periah kullanıcısına yanıt
    Evet, dediklerin mantıklı.

    Bu şartlarda kimse kimseyi kandırmasın (kendinizi geliştirmeniz lazım diyenlere söylüyorum).

    Akp sayesinde bir yerlere gelmiş insanlara bakalım, hangisi kendini geliştirerek bir yerlere gelmiş vaziyette? (bu dediğim diğer partiler için de geçerli)

    İnsanlar başkalarına akıl vereeceğine, dönüp de bir çevresine bakmalı!

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • İl teber İ kullanıcısına yanıt
    Benim işim gücüm yerinde dostum. Yaş +35 oldu...

    Buradan gençlere ahkam kesiyorsun da, çevrendeki hangi insan kendini geliştirerek bir yerlere geldi? Anca boş boş akıl verirsiniz

    < Bu ileti mini sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ne iş yapıyorsun ?


    @Old Spice

  • İl teber İ kullanıcısına yanıt

    Boş ver ne iş yaptığımı... Dediğin şeyler Avrupa ülkelerinde ilerlemeni sağlar, biz de ne yazık ki karşılığı yok (keşke olsa)




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Black Code -- 19 Nisan 2021; 12:0:15 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Black Code

    Evet, dediklerin mantıklı.

    Bu şartlarda kimse kimseyi kandırmasın (kendinizi geliştirmeniz lazım diyenlere söylüyorum).

    Akp sayesinde bir yerlere gelmiş insanlara bakalım, hangisi kendini geliştirerek bir yerlere gelmiş vaziyette? (bu dediğim diğer partiler için de geçerli)

    İnsanlar başkalarına akıl vereeceğine, dönüp de bir çevresine bakmalı!

    https://www.sozcu.com.tr/2021/gundem/devletin-protokolu-seyhin-huzurubda-6382134/



    Alıntı

    metni:
    Devletin protokolü şeyhin huzurundaSakarya protokolü, kendisini “21 tarikatın lideri” olarak tanıtan şeyhe el pençe divan durdu. Sakarya’da Milli Eğitim Müdürü, Gençlik Spor Müdürü, Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektörü ve Müftü, Irak kökenli Şeyh Muhammed Hüseyni’yi ağırladı. Yetmedi, heyet olarak şeyhi İstanbul’daki tekkesinde ziyaret ettiler.




    Deneyim enflasyonu



    Kendimizi geliştirirsek , neden olmasın ?

  • mgora kullanıcısına yanıt

    Bahsettiğim tam da bu zaten. Yoksa insanlar tabii ki kendilerini geliştirmeli


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.