Şimdi Ara

Mısırı ele geçiren müslüman devletler piramitleri neden yıkmadı?

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
24
Cevap
1
Favori
1.131
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • Mısır 3 bin yıl hüküm sürdükten sonra tamamen hanedanlık devri sona erdi. ( İlginç bir bilgi vereyim: keops piramidin yapımı ile vii Kleopatra dönemindeki zaman aralığı, bizim yaşadığımız 2021 yılı ile vii Kleopatranın yaşadığı m.ö 69 arasında zaman farkından daha fazla. Günümüzden 500 yıl geçtiğinde iki zaman aralığı da esitlenecek.)


    Mısırlıların ( tabii ki özünü kaybeden mısırlıların ) bir daha mısırı ele geçirmesi, antik mısırın çöküşünden 2 bin yıl sonrasında olacaktı.


    Firavunlar kendilerini tanrı olarak görüyorlardı. Binlerce yıldır firavunlara lanetli, günahkar, zalim, Allah'la güreşen ve Allah'ı yendiğini söyleyen kişiler olarak kötü anlamlar yüklüyoruz.


    Buna dayanarak neden 2 bin yıl içerisinde mısırı ele geçiren farklı müslüman devletler piramitleri yıkmadı? Çünkü piramitler, firavunların sonsuz yaşamı için yapılmış bir sığınak olarak görülüyordu. Müslüman devletler o zamanki zihniyetiyle neden " bu bir safsata. Bu Allah'a şirk koşmak demek bu yapıları yıkalım " dememiştir?


    2021 yılında bile en küçük bir farklılığa tahammül göstermeyen insanlar, özellikle Ortadoğuda bu tür olayların had safhada yaşandığı bir dönemde nasıl bu olaylar yaşanmadı? Yoksa Orta doğunun en cahil olduğu zamana mi denk geldik


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >







  • Neden olaya din gözünden bakıyorsunuz? Devasa yapılar bunlar, insan gücü ile, makinenin olmadığı bir zaman diliminde sökmesi epey büyük sorun olur. Nasıl yapıldıkları konusunda hala daha hayretler uyandıran yapılar bunlar. İşi gücü yok bunları sökmekle mi uğraşacaklar? O kadar taşı ne yapacaklar? Antik Yunan tapınakları değil ki bunlar yıkmak kolay olsun.


    Ayrıca ihtiyaç durumu olduğunda piramitlerden taş kesimi yapılmıştır. Eğer aşırı taş ihtiyacı olsaydı o coğrafyada daha da çok keserlerdi.


    Yani dini olarak bakmamışlardır Araplar ve Osmanlı bu yapılara. Eğer mümkün olsaydı; piramitleri de bir çeşit camiye çevirirlerdi o kadar Mısırı ele geçiren müslüman devletler piramitleri neden yıkmadı? 

  • Cevabı basit, Müslümanlar için Mısır tıpkı Yunanlar ve Romalılar için olduğu gibi gizemler ve zenginlikle dolu bir bilgelik ve uygarlık merkeziydi. Müslümanlar ayrıca Ortaçağın Avrupalılarının aksine hiyerogliflerin ses değerleri ihtiva ettiğini yani harfler olduklarını, hatta hiyerogliflerle yazılan dilin Koptçanın eski bir versiyonu olduğunu anlasalar dahi eski Mısır alfabesi ve dilini hiçbir zaman tamamıyla çözemediler ve haliyle Antik Mısır'ın görkemli hatırasıyla beraber Mısır hakkındaki gizem ve kutsallık unsuru Arap - İslam dünyasında iyiden iyiye sürdü. Yani dediğinizin tam aksine Sarazenler Antik Mısır'ı refah içerisinde olan ve erdemli krallarca yönetilen bir ülke olarak görüyorlardı! (Kısmi haklılık payları vardır; eski Mısır'ın pek çok kabiliyetli kralı ve refah dolu dönemleri olmuştur; Mısır zengin bir yerdir) Kutsal kitaplardaki kötü kral veya firavun ise Müslümanlara göre bir istisnaydı. Müslümanlar Mısır'ı bu şekilde idealize ettiler ve huşu içerisinde incelediler. Mısır hakkında Greko Romenlerin idealizasyonundan ve Grek bilimi temeli İskenderiye Kütüphanesi'nin bir zamanlar orada varlık göstermesinden hareketle Müslümanlar Mısır hakkında kendi efsanelerini ürettiler ve Yunan ve Romalıların fantastik olağanüstü Mısır anlayışını sürdürdüler. Bir yandan Rosetta taşı modern Avrupalılarca çözülene kadar zaten Mısır'ın literal (yazılı) dünyasına giriş yapılamadı. Yazılı kaynakların da yetersizliğinden ve zamansal-mekansal uzaklığından ötürü Mısır'a dair gizem unsuru ve Mısır efsanesi günümüzde dahi sürüyor.

    Konu hakkında daha fazla bilgi için bir link ve bazı alıntılar paylaşıyorum:

    quote:

    Like their Classical predecessors, Arab writers believed that Egypt was the land of science and wisdom originating with Hermes the Egyptian, to whom they attributed the invention of writing as well as the sciences of alchemy and medicine, among others disciplines. This created a corpus of writings in which accounts of Egyptian scientific mirabilia became very popular, and these should not be dismissed out of hand by modern scholars on the grounds that they appear fantastic.  In fact, evidence is still buried in the land of Egypt, and also in our museums, awaiting serious investigation, and it is quite possible that evidence for some of the scientific inventions described will be uncovered.


    quote:

    Many Arab writers believed that the Egyptian kings had been greatly concerned with the wellbeing of their subjects and had utilized all available sources, including magic, to achieve this.  They knew that the Pharaoh of Moses, as portrayed in the traditions, was a single monarch who was not a typical representative of Egyptian kingship. They depict Egyptian rulers as very learned and often pious figures, as well as efficient administrators who were mainly concerned with the well-being of their nation.  Medieval Arab sources also describe institutions which appear to have survived without interruption from pharaonic Egypt and which continued to function, offering potential to augment the evidence of the ancient Egyptian records. The example shown here, that of the “Children of the Room” could serve as a model for further research.


    https://muslimheritage.com/egyptology-the-missing-millennium/

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • İslamın ortaya çıkışı ve yayılmasındaki en önemli faktör kuran ayetlerindeki söylemler. 

    Kurana göre inananlar (müslüman) ya da inanmayanlar (kafirler/müşrikler) şeklinde tanımlama yapılıyor. Kafirlerle, ölünceye kadar ya da diz çöküp cizye vermeyi kabul edinceye kadar savaşılmasını emrediyor.Savaş sonucunda esir/cariye/ganimet elde etme beklentisi, ölünmesi halinde "şehit" olarak sonsuz nimetlerin olduğu cennet vaadi ile savaşlar yapıldı, fetihlere gidildi.


    Firavunlarla yönetilen antik Mısır, Roma hegomonyasından sonra islamın ortaya çıkışı ve bi üst satırda yazdığım cihat anlayışı ile müslüman ülkelerin yönetimine geçti. Abbasiler, Fatimiler, Eyyubiler, Memlukler, Osmanlı...

    İslam ile yönetilen ülkelerdeki genel yönetim, karşı konulmaması halinde toplumların yaşamlarının devam etmelerine izin verilmesi yönünde. İslam şeriatındaki zımmi hukukuna tabi olmaları ve cizye/haraç ödemeleri, müslümanlığa geçenlerden de zekat ve öşürün alınması anlayışına göre şekillendiğinden, yapılarla ilgili herhangi bir yıkım tahribat yapılmamış olduğunu düşünüyorum.


    Osmanlı'nın büyüme devrelerindeki tüm fetihlere bakıldığında da bunun böyle olduğu görülüyor. Önceden kilise/sinagog olarak kullanılan yerlerin camilere dönüştürülmesi bunun en iyi göstergesi.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi kadobay -- 12 Şubat 2021; 11:21:3 >




  • Kısaca cevap verecek olursam o dönem müslümanlar şimdiki kadar radikal ve geri kafalı değildi

    Mesela sfenks heykelini parçalamaya çalışan bir tarikat şeyhinin halk tarafından linç edildiği biliniyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Neden olaya din gözünden bakıyorsunuz? Devasa yapılar bunlar, insan gücü ile, makinenin olmadığı bir zaman diliminde sökmesi epey büyük sorun olur. Nasıl yapıldıkları konusunda hala daha hayretler uyandıran yapılar bunlar. İşi gücü yok bunları sökmekle mi uğraşacaklar? O kadar taşı ne yapacaklar? Antik Yunan tapınakları değil ki bunlar yıkmak kolay olsun.


    Ayrıca ihtiyaç durumu olduğunda piramitlerden taş kesimi yapılmıştır. Eğer aşırı taş ihtiyacı olsaydı o coğrafyada daha da çok keserlerdi.


    Yani dini olarak bakmamışlardır Araplar ve Osmanlı bu yapılara. Eğer mümkün olsaydı; piramitleri de bir çeşit camiye çevirirlerdi o kadar Mısırı ele geçiren müslüman devletler piramitleri neden yıkmadı? 

  • quote:

    Orijinalden alıntı: Totalwarcıgenc

    Kısaca cevap verecek olursam o dönem müslümanlar şimdiki kadar radikal ve geri kafalı değildi

    Mesela sfenks heykelini parçalamaya çalışan bir tarikat şeyhinin halk tarafından linç edildiği biliniyor.

    Sfenksin yüzündeki hasarın kaynağı, Memlûk devleti top atışlarında hedef gösterildiğinden kaynaklandı diye biliyordum


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • laylaylaylom L kullanıcısına yanıt

    Hocam öyle bir iddia var evet ben romalıların kırdığına dair de iddialar duydum


    Fakat bu heykele zarar verdiğini kesin olarak söyleyebileceğimiz tek kişi Müslüman din adamı Saim el-Dahr'di. El-Dahr, kamu malına zarar vermekten 1378'de linç edildi.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • laylaylaylom L kullanıcısına yanıt
    O Sfenks top yeseydi şuanki halinde olmazdı. TotalWarcının dediği doğru. Yalnız o burnun neden komple düştüğüne dair farklı iddialar var.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi MANGUTAY -- 16 Şubat 2021; 0:52:56 >
  • O dönemki Müslüman devletler, Akşitler gibi devletler farklılıkları -muhtemelen- muhafaza ediyor. Bir değer olarak görüyordu.

  • Uhrevi bir değer ve inceleme nesnesi olarak görüyorlardı; aralarında Mısır'ı bu şekilde görmeyen Müslümanlar ise kısaca umursamıyordu. Yani genel olarak kullanılmayan ya da ne amaçla yapıldığı tam bilinmeyen görkemli harabelerle ne yapılabilir? Daha Herodot'un zamanında bile piramitler ve pek çok Mısır tapınağı antik yapılardı. Daha o zamanlarda bile çok eskiydiler.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • mü'min suresi:


    Yeryüzünü gezip dolaşmazlar mı ki onlardan önce gelip geçenlerin ne olmuş sonları, bir bakıp görsünler? Onlar, kuvvet bakımından da üstündü bunlardan, yeryüzünde yaptıkları şeyler bakımından da; derken kâfir oldular da Allah, onları helâk ediverdi ve onları, Allah'a karşı koruyacak hiçbir kimse çıkmadı.



    piramitlerin müslümanlar tarafından hedef alınması ve yıkılması için özel bir sebep olsaydı, yıkılırdı. ama eski çağlardan kalan bir yapının yıkılmayıp, yeni nesiller için de bir ibret görevi göreceği kuran ayeti ile belirtilmiş. ayrıca zamanımızda, bu piramitlerin yapılış amacı ile birlikte, bir teknolojiye de işaret ettiği yönünde yorumlar var. yine okuduklarımdan yola çıkarak, piramitler yıkılmadı ama yakın zamanda ya birini veya bir kaçını neyse artık, mısır kendisi yıkacak ya da bir çarpma vesilesiyle yıkılacak. bunun neticesinde de eski tarihsel döneme ait, delil teşkil eden önemli şeyler ortaya çıkarılacak diye biliyorum.





  • MANGUTAY kullanıcısına yanıt

    https://arkeofili.com/antik-misir-heykellerinin-burunlari-neden-kirik/#:~:text=Hat%C5%9Fepsut'un%20kraliyet%20me%C5%9Fruiyetinin%20sembol%C3%BC,almas%C4%B1n%C4%B1%20%C3%B6nlemek%20i%C3%A7in%20burnu%20k%C4%B1r%C4%B1ld%C4%B1.

    Antik Mısır'da heykellerin burnunun kırıldığında dair böyle bir kanıta ulaşılmış hatşepsut heykelleri örnek mesela belki sfenks heykeli de o yüzden kırıktır.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • islamdan önce mısırda tek tanrı inancı vardı zaten yalnış bilmiyorsam mısırda tek tanrı inancını yayan yusuf peygamberdir amon ra gibi mısır putlarını islamdan önce Hz.yusuf(İmhotep) tarafından yıkılmıştı zaten bazı kaynaklara göre ise yusuf peygamber imhotep olarak gösterilir imhotepin rüya tabiricisi olduğu kralın veziri olduğu hekim ve filozof olduğu Mısır Belgelerin de yazılıdır diyeceğim o ki zaten Mısır milleti tek tanrı inancına geçmiş piramitler de ise gizemler olduğu için yıkacak bir sebeb yok bence




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Koks34 -- 17 Şubat 2021; 18:6:23 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Koks34

    islamdan önce mısırda tek tanrı inancı vardı zaten yalnış bilmiyorsam mısırda tek tanrı inancını yayan yusuf peygamberdir amon ra gibi mısır putlarını islamdan önce Hz.yusuf(İmhotep) tarafından yıkılmıştı zaten bazı kaynaklara göre ise yusuf peygamber imhotep olarak gösterilir imhotepin rüya tabiricisi olduğu kralın veziri olduğu hekim ve filozof olduğu Mısır Belgelerin de yazılıdır diyeceğim o ki zaten Mısır milleti tek tanrı inancına geçmiş piramitler de ise gizemler olduğu için yıkacak bir sebeb yok bence

    Dünya üzerinde ilk defa tek tanrılı inancı fikrini veren kişi firavun akhenatondur. Güneşi merkez alan aten dinini kabul ettirmeye çalışmıştır.




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi laylaylaylom -- 17 Şubat 2021; 21:52:54 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Koks34

    islamdan önce mısırda tek tanrı inancı vardı zaten yalnış bilmiyorsam mısırda tek tanrı inancını yayan yusuf peygamberdir amon ra gibi mısır putlarını islamdan önce Hz.yusuf(İmhotep) tarafından yıkılmıştı zaten bazı kaynaklara göre ise yusuf peygamber imhotep olarak gösterilir imhotepin rüya tabiricisi olduğu kralın veziri olduğu hekim ve filozof olduğu Mısır Belgelerin de yazılıdır diyeceğim o ki zaten Mısır milleti tek tanrı inancına geçmiş piramitler de ise gizemler olduğu için yıkacak bir sebeb yok bence

    Mısır'da esas olarak monoteizm Hıristiyanlık sayesinde yerleşti yoksa Mısır Hıristiyanlıktan önce politeistti. Imhotep Kral Yoser'in veziri, yani Mısır'ın Eski Krallık dönemine ait inanılmaz eski bir karakter. Yoser ve Imhotep'in zamanında Amon-Ra diye bildiğimiz; tanrı Amon ve tanrı Ra'nın sentezi olan Teb tanrısı henüz ortada yoktu. Ortada yoktu derken tam anlamıyla yoktu; yani esamesi dahi yoktu. Imhotep M.Ö. 27.yüzyıl; Amon-Ra M.Ö. 16.yüzyıl; aralarında yüzyıllar var ve Eski Krallık ile Yeni Krallık birbirinden pek çok açıdan farklı. Dahası Amon-Ra Yeni Krallık zamanı Mısır panteonundaki büyük yaratıcı tanrıdır ve tasvir edilen kudreti dolayısıyla politeist bir din kapsamından çıkmadan Mısır'da monoteizme doğru belirli kaymayı veya monoteistik eğilimleri işaret ediyor. Ama başta söylediğim gibi Mısır'da monoteist bir dinin egemenliği Roma zamanında Hıristiyanlığın yayılmasıyla tesis ediliyor yani millattan sonrası, İmhotep'ten binlerce yıl sonra.


    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    Mısır'da esas olarak monoteizm Hıristiyanlık sayesinde yerleşti yoksa Mısır Hıristiyanlıktan önce politeistti. Imhotep Kral Yoser'in veziri, yani Mısır'ın Eski Krallık dönemine ait inanılmaz eski bir karakter. Yoser ve Imhotep'in zamanında Amon-Ra diye bildiğimiz; tanrı Amon ve tanrı Ra'nın sentezi olan Teb tanrısı henüz ortada yoktu. Ortada yoktu derken tam anlamıyla yoktu; yani esamesi dahi yoktu. Imhotep M.Ö. 27.yüzyıl; Amon-Ra M.Ö. 16.yüzyıl; aralarında yüzyıllar var ve Eski Krallık ile Yeni Krallık birbirinden pek çok açıdan farklı. Dahası Amon-Ra Yeni Krallık zamanı Mısır panteonundaki büyük yaratıcı tanrıdır ve tasvir edilen kudreti dolayısıyla politeist bir din kapsamından çıkmadan Mısır'da monoteizme doğru belirli kaymayı veya monoteistik eğilimleri işaret ediyor. Ama başta söylediğim gibi Mısır'da monoteist bir dinin egemenliği Roma zamanında Hıristiyanlığın yayılmasıyla tesis ediliyor yani millattan sonrası, İmhotep'ten binlerce yıl sonra.



    Alıntıları Göster

    yanlış bilgi hocam yusuf peygamber dönemin de veya imhotep dönemin de hristiyanlık yahudilik dahi yoktu ortada yusuf ile isa peygamber ve musa peygamber ile aralarında neredeyse binlerce yıl var ki tek tanrı inancı Zoser dönemin de başlıyor akhenaton dönemi ise yine zoser ile binlerce yıl var arasında imhotep MÖ 2660’da yaşamış mısır kayıtlarına göre kral zoserin dönemi ki zoser piramidinin baş mimarı imhotep olarak kabul ediliyor arkeologlar tarafından. antik mısır belgelerin de ayrıca imhotepin kuraklık olayına önlem almak adına yaptığı siloları da kanıtlıyor halada mevcut o silolar


    Mısır tarihinde İmhotep; kraliyet ailesinden değildir. Ancak en üst seviyede yöneticilik yapmıştır. Papirüslerdeki bilge sözleri, vizyonu, isabetli analizleri ve kararları ile şaşırtıcı şekilde Yusuf peygambere benzemektedir. Yedi senelik bolluğun ardından yedi sene sürecek kıtlığı önceden görüp tahıl ambarı olarak Basamaklı Piramidi zamanında bitirmesi de dikkat çekicidir. Sehel Adası Kitabesinde 7 yıllık kıtlığın İmhotep tarafından kurtarıldığı anlatılır.


    ayırca İmhotep'in Üçüncü Hanedan'ın dört kralına da hizmet ettiği konusunda akademisyenler fikir birliğine varmışlardır. Kral Djoser ve Üçüncü Hanedan'ın ardıl üç kralına vezirlik yaptığı bildirilmiştir. Djoser, Sekhemkhet, Khaba ve Huni 


    amon ra dememin nedeni örnek olarak göstermemdi başka putlar vardı tabiki veya taptıkları şeyler




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Koks34 -- 18 Şubat 2021; 3:17:3 >




  • quote:

    Mısır tarihinde İmhotep; kraliyet ailesinden değildir. Ancak en üst seviyede yöneticilik yapmıştır. Papirüslerdeki bilge sözleri, vizyonu, isabetli analizleri ve kararları ile şaşırtıcı şekilde Yusuf peygambere benzemektedir. Yedi senelik bolluğun ardından yedi sene sürecek kıtlığı önceden görüp tahıl ambarı olarak Basamaklı Piramidi zamanında bitirmesi de dikkat çekicidir. Sehel Adası Kitabesinde 7 yıllık kıtlığın İmhotep tarafından kurtarıldığı anlatılır.


    quote:

    ayırca İmhotep'in Üçüncü Hanedan'ın dört kralına da hizmet ettiği konusunda akademisyenler fikir birliğine varmışlardır. Kral Djoser ve Üçüncü Hanedan'ın ardıl üç kralına vezirlik yaptığı bildirilmiştir. Djoser, Sekhemkhet, Khaba ve Huni 


    Kaynak? Daha üçüncü hanedanın tüm bir kronolojisi sorunlu ve tartışmalıyken ve İmhotep historyagrafik anlamda Djoser'in veziri olarak atfediliyorken böylesi bir fikir birliği nereden gelebilir? Bir yandan zaten M.Ö. 27.yüzyılda yaşamış bir insanın hangi sözünü güvenilir şekilde ona ait olduğunu düşünerek analiz edebilirsiniz? Politeist bir dine sahip Mısır ülkesinin kralı Djoser'in vezirinin, muhtemelen Basamaklı Piramit'in (piramit Mısır geleneğinde açıkça tanrı addedilen kralın ölümden sonra bedeninin ikamet edeceği yer) yapımında rol almış birisinin herhangi bir peygamber olması mümkün değil; söz konusu peygamber karakterinin ve anlatılarının yaratılmasına ilham vermiş olabilir sadece. O da belki.

    quote:

    akhenaton dönemi ise yine zoser ile binlerce yıl var arasında


    Akhenaton ne alaka? Antik Mısır dini yerine bir çeşit yabancı Güneş (Aten) kültüne bağlı Akhenaton Musa ya da başka bir peygamber diyecekseniz hiç tartışmayalım. Akhenaton'un Güneş kültüne monoteist dersek bile hiçbir zaman Mısır halkı arasında popüler bir din olmuyor; [çok sonradan gelen] Hıristiyanlık gibi Mısır'da popülerleşmiyor. Yeni Krallık döneminde politeist bir dinin parçası veya uzantısı olarak gelişen putperest tarzdaki monoteistik (yine de özünde politeist bir din olan) Amon-Ra kültünü dışarıda bırakırsak Mısır'ı domine eden ilk monoteist inanç Roma döneminde Hıristiyanlık oluyor.
    < Bu mesaj bir yönetici tarafından değiştirilmiştir >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Nat Alianovna

    quote:

    Mısır tarihinde İmhotep; kraliyet ailesinden değildir. Ancak en üst seviyede yöneticilik yapmıştır. Papirüslerdeki bilge sözleri, vizyonu, isabetli analizleri ve kararları ile şaşırtıcı şekilde Yusuf peygambere benzemektedir. Yedi senelik bolluğun ardından yedi sene sürecek kıtlığı önceden görüp tahıl ambarı olarak Basamaklı Piramidi zamanında bitirmesi de dikkat çekicidir. Sehel Adası Kitabesinde 7 yıllık kıtlığın İmhotep tarafından kurtarıldığı anlatılır.


    quote:

    ayırca İmhotep'in Üçüncü Hanedan'ın dört kralına da hizmet ettiği konusunda akademisyenler fikir birliğine varmışlardır. Kral Djoser ve Üçüncü Hanedan'ın ardıl üç kralına vezirlik yaptığı bildirilmiştir. Djoser, Sekhemkhet, Khaba ve Huni 


    Kaynak? Daha üçüncü hanedanın tüm bir kronolojisi sorunlu ve tartışmalıyken ve İmhotep historyagrafik anlamda Djoser'in veziri olarak atfediliyorken böylesi bir fikir birliği nereden gelebilir? Bir yandan zaten M.Ö. 27.yüzyılda yaşamış bir insanın hangi sözünü güvenilir şekilde ona ait olduğunu düşünerek analiz edebilirsiniz? Politeist bir dine sahip Mısır ülkesinin kralı Djoser'in vezirinin, muhtemelen Basamaklı Piramit'in (piramit Mısır geleneğinde açıkça tanrı addedilen kralın ölümden sonra bedeninin ikamet edeceği yer) yapımında rol almış birisinin herhangi bir peygamber olması mümkün değil; söz konusu peygamber karakterinin ve anlatılarının yaratılmasına ilham vermiş olabilir sadece. O da belki.

    quote:

    akhenaton dönemi ise yine zoser ile binlerce yıl var arasında


    Akhenaton ne alaka? Antik Mısır dini yerine bir çeşit yabancı Güneş (Aten) kültüne bağlı Akhenaton Musa ya da başka bir peygamber diyecekseniz hiç tartışmayalım. Akhenaton'un Güneş kültüne monoteist dersek bile hiçbir zaman Mısır halkı arasında popüler bir din olmuyor; [çok sonradan gelen] Hıristiyanlık gibi Mısır'da popülerleşmiyor. Yeni Krallık döneminde politeist bir dinin parçası veya uzantısı olarak gelişen putperest tarzdaki monoteistik (yine de özünde politeist bir din olan) Amon-Ra kültünü dışarıda bırakırsak Mısır'ı domine eden ilk monoteist inanç Roma döneminde Hıristiyanlık oluyor.
    Mısırı ele geçiren müslüman devletler piramitleri neden yıkmadı?

    Elephantine adası, Stele Famine: Firavun’un günlüğünden bir parça.resimdeki taş kitabe (Stele Famine), yıllar önce Nil baskını sırasında Assuan’ın güneybatısında bulunan küçük adada bir keşfedildi.[1] Kitabe, Sahal’ın güneydoğu bölgesinde Yukarı Mısır’daki ilk Şelade’de yer alan Eski Syene’nin yani Assuan’ın modern şehrinin güneyine 2 ya da 3 mil olan Sahal (ing. Elephantine) Adası’nda bulunan geniş ve yuvarlak granitten bloklar üzerine hiyerogliflerle yazılıydı


    kitabede ise yazanlar


    Yedi yıl için tatmin edici Nil taşması olmadı. Bunun sonucu olarak her çeşit tahıl, çok kıt oldu. Bu korkunç sıkıntıda Kral Djoser, veziri İmhotep’i hatırladı. O ki bir kez benzer bir felaketten Mısır’ı kurtarmıştı


    Mısırı ele geçiren müslüman devletler piramitleri neden yıkmadı?

    Djoser heykelinin kaidesinde İmhotep’in adı ve ünvanı hiterogliflerle resmedilmiştir.. Basamaklı Piramit’te bulunan Djoser heykelinin kaidesinde İmhotep, bir tanrı değil bir insan olarak anılmıştır.


    Mısırı ele geçiren müslüman devletler piramitleri neden yıkmadı?

    Djoser heykelinin kaidesinde yer alan bu kabartmada İmhotep, “kraldan sonra ilk” olarak nitelendirilmiştir. Kabartmada İmhotep’ten şöyle bahsedilir:

    “Aşağı Mısır’ın Kralı’nın mührünü taşıyan, kralın başının yakınında olan (örneğin vezir), Büyük Köşk’ün yöneticisi, krallığın temsilcisi, Heliopolis’in başrahibi İmhotep, marangoz, heykeltıraş...


    Hz. Yusuf ile Imhotep arasındaki ilişki, Dr. Ben Carson’un 1998’de yaptığı; Yusuf Peygamber, buğday depolamak için piramitleri inşa etmiştir.” açıklamasıyla daha da alevlenmiştir Ayrıca imhotepin mezarı hiç bir zaman mısırda bulunamamıştır


    Tevrat’ta anlatılana göre Hz. Yusuf’un “benim kemiklerimi İsrail’e götürün” vasiyeti bulunmaktadır ve ilginçtir ki İmhotep’in naaşı hiçbir zaman Mısır’da bulunamamıştır. Arkeoloji uzmanlarına göre Hz. Yusuf’un mezarı bugün Filistin’de yer almaktadır ve bugün bir ibadet yeri olarak gezilebilmektedir.

    Hz.. Yusuf’un da İmhotep’in de 11 kardeşi vardır. İkisi de büyük bir mimar ve inşaatçıdır. İkisi de rüyaları tabir etmiştir. imhotepin Rüya tabircisi olduğu antik mısır kayıtlarında geçer




    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Koks34 -- 18 Şubat 2021; 15:34:20 >




  • Yapmayın hocam. Eski yazıtlarda yazanlarla ilgili olarak dedikleriniz doğru olabilir ama piramitlerin silo veya İmhotep'in Yusuf Peygamber olduğu iddiası için referans gösterdiğiniz kişi (Dr. Ben Carson) bir Mısırbilimci veya arkeolog dahi olmayan Amerikalı bir politikacı. Yani büyük olasılıkla Hıristiyan Amerikan halkına İncil'de geçen efsanevi bir karakteri bir eski Mısır figürüne uyarlayıp masal olarak pazarlıyor. Ben Carson bu konuda ciddiye alınabilecek bir kaynak ya da uzman değil. Esasında eski Mısır tarihiyle ilgili bu tarz şarlatanlıklar çok yapılıyor ve insanlar yanlış yönlendiriliyor. Üzgünüm.

    https://edition.cnn.com/2015/11/05/politics/ben-carson-pyramids-grain/index.html
    https://www.forbes.com/sites/timworstall/2015/11/06/ben-carsons-entirely-right-about-pyramids-being-grain-stores-just-entirely-wrong-about-how/amp/
    https://www.forbes.com/sites/kristinakillgrove/2015/11/05/archaeologists-to-ben-carson-ancient-egyptians-wrote-down-why-the-pyramids-were-built/?sh=57f5393768a4

    Piramitler arkeolojik anlamda esas olarak Mısır krallarına adanmış mezarlar; ölümlerinde onlara ev sahipliği yapacak kutsal yapılar. Silo fonksiyonu gösterseler dahi silo olmak için tasarlanmadılar. Zaten hiç kimse silo yapma amacıyla öylesine büyük ve zahmetli bir taş yapı inşa etmez. Birazcık mantık lütfen.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • 
Sayfa: 12
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.