Şimdi Ara

Tanrı Gerekli mi ? (3. sayfa)

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
76
Cevap
0
Favori
1.585
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tokno


    quote:

    Orijinalden alıntı: HADO77

    dini kullanmam bile diyorum anlaşılamıyorum yahu.

    fazla yorgunluktan oluyor bunlar. biraz dinlenmek lazım.

    Hocam senin yazılarını takip ederken şüpheye düşmüyo değilim .
    Senin iki ayrı ruhun olmasın .


    evet cevap bekliyoruz tokno.

    onun yerine ben de denesek üstat.
  • Tokno kullanıcısına yanıt
    asıl ve suret denen iki ayrı hal mevcut. bazen suret asla düşer bazen asıl surete düşer.

    doğru olan aslın suretidir.

    ...............

    insan aslının ne olduğunu anlamaya çalışır. bu yüzden düşünür durur.
  • HADO77 kullanıcısına yanıt
    Hoca bana aklı başında iken gel . Kaçık ruhunla hiç muhatap etme .
    Yine havan kaçtı . Biri geliyo diğeri gidiyo .
    Tatlı adamsın ama . Zate yeterince kaçığımız var .
    Evde hatun falan varsa yazdıklarını ona oku .. O sansürden geçirsin .
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 112600


    quote:

    Orijinalden alıntı: Tokno


    quote:

    Orijinalden alıntı: HADO77

    dini kullanmam bile diyorum anlaşılamıyorum yahu.

    fazla yorgunluktan oluyor bunlar. biraz dinlenmek lazım.

    Hocam senin yazılarını takip ederken şüpheye düşmüyo değilim .
    Senin iki ayrı ruhun olmasın .


    evet cevap bekliyoruz tokno.

    onun yerine ben de denesek üstat.

    Sende sapma görmedim . 10 gün önceki çizgin hiç değişmedi . Daha öncesini bilmiyom
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Tokno


    quote:

    Orijinalden alıntı: 112600


    quote:

    Orijinalden alıntı: Tokno


    quote:

    Orijinalden alıntı: HADO77

    dini kullanmam bile diyorum anlaşılamıyorum yahu.

    fazla yorgunluktan oluyor bunlar. biraz dinlenmek lazım.

    Hocam senin yazılarını takip ederken şüpheye düşmüyo değilim .
    Senin iki ayrı ruhun olmasın .


    evet cevap bekliyoruz tokno.

    onun yerine ben de denesek üstat.

    Sende sapma görmedim . 10 gün önceki çizgin hiç değişmedi . Daha öncesini bilmiyom

  • quote:

    Orijinalden alıntı: HADO77

    Analitik duzlemde +1 kadar gittiğimizde -1 kadar gittiğinizi varsayarsanız bana göre cismin boyu kadar bir uzunluğun dairesel varsayılan yorungeye oturduğunu duşunuruz.



    1 birim uzunluğu bukerseniz ve cisme giydirmeye çalışırsanız ya ayak kısmı ya da baş kısmı açıkta kalır.



    Bizi tahayyullerimiz mi uçurur ayaklarımız mı?



    Şimdilik beynimizi kafamızın içindekine verirsek ayaklar yere sabitken cisim kendi kadar bir doğruya eğilmiş halde düşer deriz ve ayaklar sabitken kişi tahayyul denen bedeni ile uçar. Cisim bu şekilde yer değiştirir. Bu açıdan cismin esasen uçtuğu halde yer değiştirdiği ve momentum değeri elde ettiği düşünülebilir.



    Önemli olanın ayakların da bir nevi kanat olabileceği ancak tanım gereği beyin denen kısım uçurur dedik.



    Buna göre cisimlerde kendi golgesine duşme halinde kafa ya da ayak bolgesi bir nevi kanat vasfındadır.



    ......



    Bu şey varsayılan dairesel bir yorunge izler.





    Hocam müridin olayım

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 112600 1 kullanıcısına yanıt
    Bazanda yazdıklarımızı sorgusuz sualsiz sansürlüyolar . DH adminlerininde kafası karışıyo galiba . " Ayı Gibi" diye bi arkadaş vardı . birden tüm yazdıklarımız silindi .
    Coşuyom bazan kantarın topuzunu kaçırıyom .

    Ahaa HADO77 bi mürit bulmuş .
    Senin "evliyaların sultani seyh umran ceylan el Muradi (@SeyhGey)" yi yakında katlarsa şaşırmam .



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Tokno -- 19 Mart 2018; 18:59:1 >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: HADO77

    dnasal sarmaldan önce oluşmuş bir kısım yapıların varlığı düşünülmeli. bu yapıların metamorfoz denen süreçlere tabi canlıların ilk örnekleri olduğu düşünülebilir. buna göre insan 0 anında görünen alemde +1 kadar bir eşitlik oluşturmuşsa -1 e denk düşen kısım metamorfoza tabi bir kısım dna öncesi canlıları işaret edebilir.

    arılar kelebekler bu şekilde yaratılışlar olabilir. ayrıca denizdeki ilk deniz anası familyasının da bu şekilde oluştuğunu düşünüyorum. buradaki dnasızlık ilkesi xx denen gene göredir. yani xy denen türleşmeye neden olan öğenin olmadığı bir dnasal yapıdır denebilecektir.

    ......................

    süreçle x yapısının bir nedene tabi olarak y denen şekle evrilmesi beklenebilir. ancak önemli olan şey yaratılışın ilk başındaki bireylerin dişil özellik gösterdiği hususu olmalıdır. bu açıdan bana göre karasal varlıklar da bir şekilde başlangıç evresini oluşturmuş olabilir. bu varlıkların denize indiği veya yaratılş gereği ilk yaratılışın karada başladığı düşünülebilir.

    .........................

    önemli olan uçma fiildir. bun bir ayakla da yapabilirsiniz kanatla da deniz dibine dokunmadan da.
    ...........................

    bu şekilde kainatla uyumlu yörünge hareketleri oluşacaktır diye düşünüyorum. bir anlatımla döne döne giden bir oluşumdan bahsedilebilir.

    ..........................


    bu hareketin dna sarmalına neden olacağını da düşünebiliriz.

    ancak dnasal kod denen şeyin özünün bir şekilde tuz terkibi olması çözeltideki miktara göre farklı şekillerde diziliminin söz konusu olması gerekir. bizim harflerle ifade ettiğimiz şey ısıl fark olarak dil denen yapımıza aksetmiş olmalıdır.

    ..........................

    teorik olarka canlılardaki farklılıkların dnanın elektirksel olarak uyarımı sonucu oluştuğu ve sodyum bileşiği ile girdiği ilişki türüne göre farklı dizilimlere sahip olduğu düşünülebilir.

    Sevgili hocam ayakla nasıl uçabiliriz ayrıntılı anlatın aydınlanmak istiyorum

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • üzerinde bulunduğumuz dünya madden boşlukta bu nedenle bizler esasen yüzeyle birlikte uçuyoruz-yörüngesel dönüyoruz vs. ancak fiziksel yer değiştimemiz de mevcut olduğundan bunu yüzeye tabi yaptığımızdan (yerçekimi) bu durumu yürüyüş gibi gözükse de asla tabi olduğumuz sürece uçuş gibidir. dünya yüzeyindeki her türlü hareket esasen uçma fiiliyle alakalıdır. buharlaşma da dahil bu döngü mevcut. ay yüzeyinde de yürüyorsunuz ancak yerçekiminin düşüklüğü nedeniyle uçuş gibi gözüküyor. ilk insan nasıl oluştu deniyor ise kainatın prensiplerinden ayrı bir şey yapamayız değil mi? suda iken mesela yürümüyoruz. yüzüyoruz. karda kayıyoruz vs. bu hareketlerin tamamı uçma denen halin yerçekimsel gösterileri.

    ...............

    gerçi benim anlattığım şey başkaydı ancak bu olsun.
  • Tanrı denilen içi boş kavram insanların hayal ürünlerinden ibarettir.Her toplum kendince bir dini inanışa göre tanrı kavramlarına inanır ve öldükten sonra güzel şeyler yaşayacaklarını düşünürler.Dinlere en çok en alt tabakalar sarılır.Dünyada maddi olarak imkanları olmadıkları için umutla sözde diğer tarafta herşeye sahip olacaklarına inanırlar.Tanrı insanın zihninde vardır ve onu yok etmek kişinin kararıdır.
  • Günümüz fizik yasaları hiçbir şeyin yoktan var olamayacağını hiçbir şeyin de vardan yok olamayacağını söyler. Yani yaşadığımız gerçeklikte olan budur. O zaman bu sınırlamalara tabi olmayacak bir yaratıcı gereklidir ki yok olarak düşündüğümüz şeyden varlığı oluşturabilsin. Ancak bu konular tabi biraz karmaşık. Sonuçta yokluk nasıl var olabilir ya da yoktan nasıl bir şeyler var olabilir filan. Bu nedenle her şeye gücü yeten bir yaratıcı olmalıdır. Zaten kendi kendimize var olduysak yaşamamızın hiçbir anlamı yok. Şu dünya anlamsız. Her şey anlamsız. Mantıksal açıdan bana en mantıklı gelen bir yaratıcının zorunluluğu. Zaten yaratıcı kavramına da maddenin kendi kendine var olamaması nedeniyle ihtiyaç duyulur. Bazıları yaşadığımız gerçekliğin gerçek olmadığını filan söylüyor ancak yine de bunun olabilmesi için de bir şeylerin var olması gerekiyor. Bir şeylerin var olabilmesi için de var edebilen bir yaratıcının olması gerekiyor gibi gibi. Kısaca fikrim bu.
  • Var eden yaratıcı demiyelim buna. Var eden fizik kuralları diyelim istersen.
  • Hocam belki bilimsel konuşamayacağım(onu da herkes gibi az çok yapabilecek kabiliyetim var)belki saf bu ya diye düşünecek hyper ultra üstün zekalı ateist vatandaşlarımız olacak ama ben şunu düşünüyorum.Şimdi benim ağzım var dilim var damağım var tat alma duyum var yani.Bir de muz var çilek var karpuz var ananas var portakal var domates var su var kavun var nar var kivi var ..... daha onlarca meyve sebze var.Bunlar kuru topraktan çıkıyor.Bunlara bu farklı tat lezzet koku ve aromayı ufacık tohumlarına kodlayan kim.Yani biri benim ağzımı dilimi damak tadımı ihtiyacımı biliyor olmalı ki bu bilgileri bu meyvelere kodlasın.Neden mesela inek benim süt yoğurt vs ihtiyacımı karşılıyor.Neden?Sonucta akılsız bir hayvan.Mesela arı olmadan neden dünya yok olma tehlikesi yaşar.Arı nedem bana bal yapıyor.Neden benim için?Bu ufacık beyinsiz hayvan benim ihtiyacımı karşılama içgüdüsünü leplezzetli Bal ile nasıl biliyor.Hani konuşsalar anlaşsak bize bal yapın biz de size şunu verelim diye anlarım da beyinsiz hayvan ya la.Daha başka konularda bunun gibi yüzlerce örnek verilebilir.Bilimsel izah açıklama yapabilir ama nedenini söyleyemez.Düşünmek parayla değil beyin bedava O yüzden tanrı gerekli mi bilmem ama Allah gerçektir.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi smartboy38 -- 20 Mart 2018; 0:14:31 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • smartboy38 S kullanıcısına yanıt
    Yüzlerce açıklama yapan insan, Yüzlercede neden sıralayabilir.

    Tanrı ile Allahın aynı hayal ürünü olduğunu hatta birinin Türkçe diğerinin Arapça olduğunu algılayamıyorsan . Tabiiki sana yüzlerce nedeni sıraladıkları zaman beynin dümüra uğrar.
  • ölümü düşünelim. bu durum yoktan var olan bir şey olabilir mi?

    ölüm bir yokluktur ve sebebi de yoktur denebilir mi?

    yok olan bir şeye sebeb var olan bir şey olabilir mi?

    ...................

    yok oluyoruz ve bunun sebebi aslında zaten bizatihi yokluğun ta kendisi diyebilir miyiz?
  • olmaz. önce pişmen lazım.
  • Sorunun birinci önemli kısmı şudur: Tanrının gereksiz olduğunu göstermeye çalışmak boşa bir çaba değildir ama öncelikle iddia sahibinin, Tanrının gerekli olduğunu kanıtlaması gerekir. Kanıt deyince aklınıza illa ki Tanrı argümanları gelmesin. Her durumda olduğu gibi önce iddia sahibi iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür. Bkz: ispat yükü kimdedir?
    İddia sahibi önce bunu göstermeli, biz de onun üzerinden konuşmalıyız. Eğer ortada böyle bir iddia yoksa sorun da yok. Şahsen benim böyle bir iddiam yok.

    Sorunun ikinci önemli kısmı Tanrı'dan kastın ne olduğudur. Burada sorun daha çok dallanıp budaklanmaktadır. Çünkü bahsettiğiniz Tanrıyı tanımladığınızda, bu sefer tanımıyla ilgili kuşkular ortaya çıkacaktır ki bunların hepsi de olağanüstü kanıt gerektiren olağanüstü iddialardır. Örnek vermek gerekirse "her şeyi gören Tanrı". Nereden biliyorsunuz belki de her şeyi görmeyen bir Tanrı var? gibi sorular ortaya çıkacaktır.

    Tahmin ediyorum inananların çoğu yukarıda yazdıklarımı okusa, anlamlı bulsa bile takmayacaktır çünkü "ben Tanrının olduğunu hissediyorum" tarzı düşünceleri olduğunu düşünüyorum. Bence bu da bir düşünce hatasıdır. Dayanak bulmadığınız bir düşünceyi savunduğunuzun göstergesidir.

    Her şeyi geçtim eğer bir Tanrı varsa ve kendine inanıp inanmamamızı önemsiyorsa, eldeki verilere göre bu çok saçmadır.

    İnanmayan bazı arkadaşların da konuyu kültüre, tarihe, psikolojiye bağlaması çok saçmadır. Çünkü insanların psikolojik ihtiyaçlar yüzünden Tanrıya inanması, ne Tanrının varlığına ne de yokluğuna işaret eder. Bence apayrı bir konudur.
  • insanın yaratılışı (karakteri-mizacı) denen bir kısım hususların açıklanmaya ihtiyacı vardır. ve bu izahat için insanın maddi varlığından sıyrılması ve meseleye bakarken çok farklı bir gözle gözlem yapması gerekiyor.

    bu gözlem noktasında insan yine insandır ancak insan bu bakışı kazandığında farklı olanın kendisi olmadığını farklı olanın kendisi dışındaki herkes olduğunu görecektir.

    .................

    bu farklılık şaşırtıcı şekilde yaratıcı kavramına denk düşmekte. yani anın, mekanın bir yerine sıkışıp kalmış bunca insan aslında birey sayısı kadar farklı mizaca karaktere sahip. bu durum insanın farkındalığı ile farklılık denen unsuru üst üste oturtunca daha farklı olanı arama güdüsünü de uyarmakta.

    .................

    bu arayışın adına ne dediğiniz önemli değil. sizi arayışa iten bir şeyin varlığı dahi heyecan verici bir şey.
  • o olmasaydı var olamayacağımız şeyler vardır. anne baba sevgili iş aş arkadaş vs gibi.

    bu şey illa ki maddesel boyutta olmaz. bir kızı sevdiniz diyelim. bu sevgi kızın değil sizin sevginiz.


    güzel bir eser ortaya çıktı ise güzel olan eser değil sizsiniz.

    ......................

    insanın bakışı bazen kendisine yöneldiğinde ve bu yönelimi esnasında kendisinin varlığı konusunda karar verici unsurların(kainat-su-oksijen-besin- su vs.) bu kararı vermese idi çok şey kaybedeceklerine inandığı an kişi kendi ve yaratıcısı denen aksulameli hisseder ve duruma görür kabul eder.

    yani önemli olan benim ve bu önemi ihitmal dışı bırakan bir şey var ve bu anne babam su oksijen vs değilmiş der.

    kendisine değer veren ve bu değeri eser denen şeyle gösteren kimse için yaratıcı kavramı çok özeldir.
  • Millet içmeden kafayı bulmuş.
  • 
Sayfa: önceki 1234
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.