Dün eve bir zarf geldi. Tamamen unutmuştum. 'Gönderen Pınar Çamlıbel' yazıyor. Tabii ya, doğum klibini çekmişti. Ardından ben gidip seslendirme yapmıştım. Çocukların büyümüş hallerinin görüntülerini de yollamıştım. Hatta beraber müzik bile seçmiştik. Nasıl sabrettim bilinmez, seyretmek için kocamı bekledim. İkizleri yedirip uyuttuktan sonra birer kadeh şarap koyduk, kıvrıldık koltuğa doğum klibini izlemeye başladık. Pınar, doğum esnasında elindeki kamerayla bizlerleydi. Öyle anlar yakalamış ki hatırlamıyorum bile. Anneme nasıl sarılmışım, kocamın elini nasıl korkuyla sıkmışım, bebekler doğduktan sonra ilk banyolarında nasıl içim acımış... Ah, bir de o ilk kavuşma anı. Kucağıma verildikleri saniye. Sanki başkasının filmini seyrediyor gibi oldum. İkizlerin ilk doğum anı. İlk ağlayış, ilk nefes alış, ilk anneye dokunuş... Harikalar yaratmış Pınar. Biz fotoğraflara takılıp kalıyoruz ama inanın, bu ondan da sahici.