Şimdi Ara

Ateistliğin aslında var olamayacağı gerçeği (2. sayfa)

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
42
Cevap
0
Favori
417
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
1 oy
Öne Çıkar
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
Giriş
Mesaj
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mephalay


    quote:

    Orijinalden alıntı: Dark_Knife

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mephalay


    quote:

    Orijinalden alıntı: Dark_Knife


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mephalay

    "Ben maddenin kendi kendisine var olabilmesini algilayamiyorum, o halde kendi kendine var olamaz"

    Bizim algılayamadığımız boyutlar olduğu zaten biliniyor ki ben islama inanan biriyim ve bu bizim inancımızda var. Yazan her şey bir arada ve gerçek anlamıyla değerlendirildiğinde hem en mantıklı cevapları veren hem de bir toplum düzeni için en ileriye ulaşabilecek ve en ahlaklı seviyeye getirecek bilgileri içerdiği rahatlıkla görülebilir kör olunmadığı takdirde. Zaten islam dininin yayıldığı sıralarda arap toplulukları ile birlikte türkler de o dönemin bilim seviyesini ileri taşımıştır.

    Kısaca şunu demek istedim. Ben evrenin kendi kendine var olamayacağına inanıyorum. Her şey bir tesadüf eseri bile olsa herşeyin başlangıcını yaratan bir yaratıcı şart. Ve dünya üzerinde akla mantığa en yatkın din benim için islam. Bu nedenle islama inanıyorum.

    Aslında demek istediğim bu idi. Tabi anlayabileceğini pek sanmıyorum.

    Bizim algilayamadigimiz boyutlar oldugunu biliniyor cumlesi sacmalik. Algilayamadigimiz seyi bilemeyiz.

    - Bunlarin oldugu biliniyor
    - Boyle boyle oldugu kör değilsen görülecek bir gerçeklik

    şeklinde fazla iddialı ama içi boş argümanlarla hiç bir şey ifade etmiyorsun bana.

    Dogrusu ne ? Sen, algilayamadigin boyutlar olduguna inaniyorsun, mesele bu yalnizca.

    Istedigin kadar cirpin, bilmedigin seyi ispat edemezsin, yalnizca inanirsin. Ben de tersine inaniyorum. Olay bu.


    Islam, bilim konusuna girmiyorum, konu disi.
    Islam, ahlak konusuna da girmiyorum, konu disi.
    Bosuna "ne kadar mukemmel dinimiz var" edebiyati yapma. Senin gibi dusunen 4 bin kusur farkli dine mensup insan var : )

    Tek yaptığın söylediğim şeyler içinden 2-3 şey seçip onları birbirleriyle çakıştırmaya çalışmak. Dediğimin hepsini bir arada okursan ya da öyle düşünmeye çalışırsan (ki bu senin için çok zor biliyorum gerçekleri kaldırmak falan filan) zaten o söylediklerinin cevaplarının yazılı olduğunu fark edeceksin. Ya da başka bir deyişle şöyle söyleyeyim. Sadece okuma, anlamaya çalış.

    Dedigini bir butun halinde okumak imkansiz, cunku bos konusuyorsun. Bak cumlenin basi bile ofsayt basliyor.
    "Bizim algilayamadigimiz boyutlar oldugunu biliniyor"
    Hele bir goster bize, kim biliyor bunu ?
    Kaynak nedir ?
    1 tane algilayamadigimiz boyutlar oldugunun bilindigine dair bir sey goster : )
    Ayrica konu "ateizmin olamayacagi gercegi" , sen baska boyutlar var, islam ile bilim vs gibi yerlere cekmeye calisiyorsun konuyu.
    Neyi nasil ifade edecegini bilmiyorsan ve sacmaliyorsan okuyana kabahat bulma.
    Tutarli cumle kuramiyorsan, "2-3 sey secip onlari cakistirmaya calismak" demeyeceksin; kendinle celişmemeyi dene.


    Neden inandığımın nedeni zaten yazılı. Ancak ben bunu bir şeyi isbat etmek için kullanmadım yani benim söylemediğim şeyi bana söylemiş olarak göstererek aslında ne kadar yazılanı anlamaktan mahrum olduğun ortaya çıkıyor.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Homo Esteticus


    quote:

    Orijinalden alıntı: Dark_Knife

    Hiç kimsenin başka yanıt bulamadığı bir soru var. İlk ne idi? Biz maddesel bir evrende yaşıyoruz ya da en azından maddesel bir evrende yaşadığımızı görüyor duyuyor ve hissediyoruz. Peki bu maddesellik nasıl oluştu ve ya var oldu? Kendi kendine demek heralde verilebilecek en saçma cevap olur çünkü hiçliğin bir şey yaratması olanaksızdır. Her tarafından bakıldığında her türlü konu ele alındığında evrim ve daha niceleri için herşeyin başlangıcına bakıldığında ortaya tek bir sonuç çıkıyor. Yaratıcı olmak zorunda. Çünkü yaratıcı olmadan hiçlik hepliği oluşturamaz. Çünkü hiçlik hepliği oluşturabilecek hiçbir şeye sahip değildir. Neyse biraz da sizin fikirlerinizi alalım. Özellikle ateist arkadaşları konuya bekliyorum belki de benim hatalı olduğum bir durum vardır.

    Hiçlik ne? Hiçlik gibi anlamsız bir kelimeyi neye dayanarak kullanabiliyorsun?



    Hiçliğin anlamsız bir kelime olduğunu asıl siz neye dayanarak ifade ediyorsunuz?




  • quote:

    Orijinalden alıntı: RealW

    Hocam bunlar Allah'a inanmaya gelince hani kanitin der. Yalniz olay evrime gelince gozleriyle bir hayvanin insana donustuklerini gormedikleri halde gozuyle gormus gibi inanirlar :)





    Ya hayır, madem bir şey tartışıyoruz. Adam gibi gel karşıma konuşalım. Herife diyorum şu şu şu şöyle ise gel bana bunun nedenini söyle şunu söyle. Herif geliyor cümlede yaptığım imla kuralını bana söylüyor geliyor orda söylediğimin anlatığım şeyle hiçbir alakası olmayan kısmını alıyor bana söylüyor diyorum onu boşver diğer dediklerime yanıt ver yanıt vermiyor yine başka bir şey söylüyor 50 yerden kıvırtmaya çalışıyor. Madem vericek cevabın yok kardeşim ne diye üstelemeye çalışıyorsun?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: ArapŞeyhi

    Evrenden önce hiçlik olduğunu nereden biliyoruz ?

    Bu düşünce ile yola bakıldığında yine evrenden önce olan şeyin de yaratılması gerekir, ya da onu da oluşturan şeyin onu oluşturan şeyinin. Bu böyle uzayıp gider ama en başa gittiğinizde yine bir yaratıcının varlığı gerekli olacaktır.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Mephalay


    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW

    Hocam bunlar Allah'a inanmaya gelince hani kanitin der. Yalniz olay evrime gelince gozleriyle bir hayvanin insana donustuklerini gormedikleri halde gozuyle gormus gibi inanirlar :)





    Sonsuz tane asal sayi oldugunu bilmen icin hepsini sayman mi gerekiyor ?
    Bilimsel metod, gozlem, tumden gelim, tume varim vs envai cesit gozlem, deney, ispat yontemi var.
    Evrim teorisi gibi "teori" olan hic bir seye inanilmaz. Inanilacak bir sey degil cunku onlar.

    Hadi diyelim suclamalarinda haklisin, sen kaburgadan insan olustugunu kac defa gordun ? Kac defa 6 gunde dunya yaratildigina sahit oldun ? Uçan beygire binen peygamber gördün ? Kanit olmadan inanmak konusunu elestirecek son kisilerin dindarlar olmasi gerekir.

    Ben zaten gormeden inaniyorum. Allah in kurallarina tartismasiz iman ediyorum. Elhamdulillah.

    Kanit isteyen sizsiniz. Onun icin boyle soyledim. Biz kanit falan istemiyoruzki! En son kisiler falan diyorsunda zaten bizim musluman olmamizin en buyuk sebeplerinden biri gayba iman. Biz gormeden inaniyoruz.

    Lafi baska bir yere getirme. Bizim nasil inandigimiz yukarida anlatildigi gibidir.

    Birak teoriyi falan gozunle gordun mu gormedin mi ?

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Dark_Knife

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mephalay


    quote:

    Orijinalden alıntı: Dark_Knife

    quote:

    Orijinalden alıntı: Mephalay


    quote:

    Orijinalden alıntı: Dark_Knife


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mephalay

    "Ben maddenin kendi kendisine var olabilmesini algilayamiyorum, o halde kendi kendine var olamaz"

    Bizim algılayamadığımız boyutlar olduğu zaten biliniyor ki ben islama inanan biriyim ve bu bizim inancımızda var. Yazan her şey bir arada ve gerçek anlamıyla değerlendirildiğinde hem en mantıklı cevapları veren hem de bir toplum düzeni için en ileriye ulaşabilecek ve en ahlaklı seviyeye getirecek bilgileri içerdiği rahatlıkla görülebilir kör olunmadığı takdirde. Zaten islam dininin yayıldığı sıralarda arap toplulukları ile birlikte türkler de o dönemin bilim seviyesini ileri taşımıştır.

    Kısaca şunu demek istedim. Ben evrenin kendi kendine var olamayacağına inanıyorum. Her şey bir tesadüf eseri bile olsa herşeyin başlangıcını yaratan bir yaratıcı şart. Ve dünya üzerinde akla mantığa en yatkın din benim için islam. Bu nedenle islama inanıyorum.

    Aslında demek istediğim bu idi. Tabi anlayabileceğini pek sanmıyorum.

    Bizim algilayamadigimiz boyutlar oldugunu biliniyor cumlesi sacmalik. Algilayamadigimiz seyi bilemeyiz.

    - Bunlarin oldugu biliniyor
    - Boyle boyle oldugu kör değilsen görülecek bir gerçeklik

    şeklinde fazla iddialı ama içi boş argümanlarla hiç bir şey ifade etmiyorsun bana.

    Dogrusu ne ? Sen, algilayamadigin boyutlar olduguna inaniyorsun, mesele bu yalnizca.

    Istedigin kadar cirpin, bilmedigin seyi ispat edemezsin, yalnizca inanirsin. Ben de tersine inaniyorum. Olay bu.


    Islam, bilim konusuna girmiyorum, konu disi.
    Islam, ahlak konusuna da girmiyorum, konu disi.
    Bosuna "ne kadar mukemmel dinimiz var" edebiyati yapma. Senin gibi dusunen 4 bin kusur farkli dine mensup insan var : )

    Tek yaptığın söylediğim şeyler içinden 2-3 şey seçip onları birbirleriyle çakıştırmaya çalışmak. Dediğimin hepsini bir arada okursan ya da öyle düşünmeye çalışırsan (ki bu senin için çok zor biliyorum gerçekleri kaldırmak falan filan) zaten o söylediklerinin cevaplarının yazılı olduğunu fark edeceksin. Ya da başka bir deyişle şöyle söyleyeyim. Sadece okuma, anlamaya çalış.

    Dedigini bir butun halinde okumak imkansiz, cunku bos konusuyorsun. Bak cumlenin basi bile ofsayt basliyor.
    "Bizim algilayamadigimiz boyutlar oldugunu biliniyor"
    Hele bir goster bize, kim biliyor bunu ?
    Kaynak nedir ?
    1 tane algilayamadigimiz boyutlar oldugunun bilindigine dair bir sey goster : )
    Ayrica konu "ateizmin olamayacagi gercegi" , sen baska boyutlar var, islam ile bilim vs gibi yerlere cekmeye calisiyorsun konuyu.
    Neyi nasil ifade edecegini bilmiyorsan ve sacmaliyorsan okuyana kabahat bulma.
    Tutarli cumle kuramiyorsan, "2-3 sey secip onlari cakistirmaya calismak" demeyeceksin; kendinle celişmemeyi dene.


    Neden inandığımın nedeni zaten yazılı. Ancak ben bunu bir şeyi isbat etmek için kullanmadım yani benim söylemediğim şeyi bana söylemiş olarak göstererek aslında ne kadar yazılanı anlamaktan mahrum olduğun ortaya çıkıyor.

    Neden yazdiginin nedeni varmis da "isbat" icin kullanmamissin da bu da benim ne kadar okudugumu anlamaktam mahrum oldugumu gosteriyormus haha, peki bakalim hayirlisi olsun.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Orijinalden alıntı: RealW


    quote:

    Orijinalden alıntı: Mephalay


    quote:

    Orijinalden alıntı: RealW

    Hocam bunlar Allah'a inanmaya gelince hani kanitin der. Yalniz olay evrime gelince gozleriyle bir hayvanin insana donustuklerini gormedikleri halde gozuyle gormus gibi inanirlar :)





    Sonsuz tane asal sayi oldugunu bilmen icin hepsini sayman mi gerekiyor ?
    Bilimsel metod, gozlem, tumden gelim, tume varim vs envai cesit gozlem, deney, ispat yontemi var.
    Evrim teorisi gibi "teori" olan hic bir seye inanilmaz. Inanilacak bir sey degil cunku onlar.

    Hadi diyelim suclamalarinda haklisin, sen kaburgadan insan olustugunu kac defa gordun ? Kac defa 6 gunde dunya yaratildigina sahit oldun ? Uçan beygire binen peygamber gördün ? Kanit olmadan inanmak konusunu elestirecek son kisilerin dindarlar olmasi gerekir.

    Ben zaten gormeden inaniyorum. Allah in kurallarina tartismasiz iman ediyorum. Elhamdulillah.

    Kanit isteyen sizsiniz. Onun icin boyle soyledim. Biz kanit falan istemiyoruzki! En son kisiler falan diyorsunda zaten bizim musluman olmamizin en buyuk sebeplerinden biri gayba iman. Biz gormeden inaniyoruz.

    Lafi baska bir yere getirme. Bizim nasil inandigimiz yukarida anlatildigi gibidir.

    Birak teoriyi falan gozunle gordun mu gormedin mi ?

    Olayi evrime cekmek istemesen de bunu yazicam, evrimi her insan gozlemleyebiliyor. Ama senin kastettigin A turunun kol bacak cikarip bambaska ture donusmesini insan yasam suresi boyunca goren yok. Peki nereye baglayacaksin bu durumu ?

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Mephalay M kullanıcısına yanıt
    Nereye bagladigim belli zaten. Onu anlatiyorum bende. Neyse bir soru sorayim boyle daha iyi anlasilir.

    Simdi sen Allah'in var olduguna inanmak icin nasil bir delil istiyorsun ?

    < Bu ileti tablet sürüm kullanılarak atıldı >
  • Kendi kendine oluşması çok saçma; sakallı bir amcanın göklerde oturup evreni ve içindekileri yaratması, melekler cinler, ayın denizlerin ikiye yarılması, balina tarafından yutulan bir adamın sağsalim kurtulması çok mantıklı ve gerçekçi.

    İnsanlar varolduklarından beridir bilmedikleri ve anlayamadıkları şeylere tanrısal imajlar yüklemişlerdir. Geçmişte ateşe de tapılıyordu yıldırım çakıp volkan patlayınca tanrı kızdı oluyordu. Hiçlikten maddenin nasıl oluşabileceğini bilemeyebiliriz veya şuan anlamayabiliriz, bu bir tanrının varolduğu sonucuna çıkarmaz. Zaman ilerleyip insanoğlu kendini geliştirdikçe doğaüstü olarak atfedilen şeylere bir bir bilimsel bir açıklama bulmakta.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Dark_Knife

    quote:

    Orijinalden alıntı: Homo Esteticus


    quote:

    Orijinalden alıntı: Dark_Knife

    Hiç kimsenin başka yanıt bulamadığı bir soru var. İlk ne idi? Biz maddesel bir evrende yaşıyoruz ya da en azından maddesel bir evrende yaşadığımızı görüyor duyuyor ve hissediyoruz. Peki bu maddesellik nasıl oluştu ve ya var oldu? Kendi kendine demek heralde verilebilecek en saçma cevap olur çünkü hiçliğin bir şey yaratması olanaksızdır. Her tarafından bakıldığında her türlü konu ele alındığında evrim ve daha niceleri için herşeyin başlangıcına bakıldığında ortaya tek bir sonuç çıkıyor. Yaratıcı olmak zorunda. Çünkü yaratıcı olmadan hiçlik hepliği oluşturamaz. Çünkü hiçlik hepliği oluşturabilecek hiçbir şeye sahip değildir. Neyse biraz da sizin fikirlerinizi alalım. Özellikle ateist arkadaşları konuya bekliyorum belki de benim hatalı olduğum bir durum vardır.

    Hiçlik ne? Hiçlik gibi anlamsız bir kelimeyi neye dayanarak kullanabiliyorsun?



    Hiçliğin anlamsız bir kelime olduğunu asıl siz neye dayanarak ifade ediyorsunuz?

    1- "Hiçlik" kelimesine karşılık gelen bir olgu yok.

    2- Aslına bakarsan "hiçlik" kelimesini düşünemezsin ve tanımlayamazsında.

    3- "Hiçlik" zannettiğin şey aslında "yokluk"tur. Hiçlik tasavvur edilemez ancak yokluk edilebilir.

    Evrende varolan bazı şeyler zıtlarıyla varolurlar ve zıtlarıyla düşünülebilirler. Varoluşta böyle bir kavram olarak zıttı "varolmayış"tır. "Varolmayış" hiçlik değildir ancak sürekli hiçlik zannedilir.

    Hiçlik gibi anlamsız, hiçbir şeye işaret etmeyen bir kelime üzerinden akıl yürütülemez. Ha, yokluk yani "varolmayış"tan varoluş nasıl çıktı dersen bilim insanları zaten bu konuyu açıklayacak kuramlar ortaya koymuşlardır. Bana laf söylemek düşmez.

    Edit: ortaya koyduğun sorunu tekrar gözden geçirdim. Sorduğun sorunun ateizmle alakası yok. Ateizm "teoloji" ile ilintili bir tavırdır. Senin sorun ise "ontoloji" ile ilintili. Yani elmalarla armutları karıştırmışsın. Doğrudan doğruya tanrının varolduğuna işaret eden bir şey ateizme zarar verir. Birşeyin bilinmiyor oluşu onun bilinmediğine delalet eder, tanrının varolduğuna değil.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Homo Esteticus -- 27 Temmuz 2016; 19:41:46 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Benim inançla aram yok malesef. Bu soruyu cevaplayamiyorum, cevap vermiyorum degil yanlis anlama, cidden cok zor bir soru benim icin :)
    Yani soyle, bilsem gorsem test etsem olur ama o zaman da "bilmis" olurum, inanma fikri beni rahatsiz ediyor, boslukta hissediyorum.
    Bak bu kapinin arkasinda kaplan var deseler, surekli kükreme sesi gelse bile açip bakardim meraktan.
    Bu örnekte bile "sesini duyuyorum" en azindan, ama yasadigimiz hayati gozlemleyince tanri fikri bana masal geliyor.
    Boyle diyince inancli insanlar kiziyor, peki daglar tepeler irmaklar canlilar evren nasil oldu vs gibi ornekler vermeye calisiyorlar ama esas noktayi kaciriyorlar, bunlar "ispat" değil, onlarin duyduğu "sesler" yalnizca. Bu kadar cevaplayabiliyorum.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Ateist oldugumdan degilde sonsuz dongu gibi biselerde cikabilir...

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Evren dediğimiz nitelikçe, doğum, ölüm nitelikçe, yapıca...

    zaman dediğin ortada olanın nitelik, biçim, yapı şu ya da bu değişkenliğinden soyutlanır hepsi bu, yani sandığın gibi bir tren rayı filan yok, her şey maddenin üzerinde gerçekleşiyor, ü.z.e.r.i.n.d.e böylece üzerindeki değişimlere bakıp siz doğum, ölüm diyorsunuz, ölende, doğan da aslında üzerinde gerçekleşen değişimler namına

    Sonuç: Ortada yaratılmış, başlangıcı tayin edilmiş bir şey yok ki, daha doğrusu özde ne bir başlangıç ne de bir bitiş söz konusu, çünkü zaman mefhumu hareket-değişimledir, maddenin üzerinde, ortamında, ilişkilerinde değişim olur, aha zaman peydah olur, başlangıç bitiş vb, ne adına sadece ortada değişip duran varlığın, açığa çıkarttığı farklılıklar namına... yani doğan, ölen özünde nitelik, yapı, formdur, başlangıcı ve bitişi söz konusu olmayan, yani aslen zaman mefhumu-kavramıyla ele alınamaz olan mayadır-hamurdur, ortadadır sadece ve tek bir zamanı vardır, ona da ŞİMDİ diyoruz, yani sözle ifadesi zor olduğu için bu kavramları kullanıyorum, madde ne öncede ne sonrada ne geçmiş, ne gelecekte, ne milyar yıllar önce ne de milyar yıllar sonra, şimdi'de... değişim bünyevi, yani şimdinin üzerinde.... Bu ifadelerimi mevcut dil bilgimiz, kavramlarımızla ifade etmem çok zor, biraz düşünün, düşünmeniz şart, yoksa kavrayamazsınız. Ortada devinen bir hamuru düşünün, şekil değiştirdikçe siz şekile bakıp A, B, C diyorsunuz, böylece önce, sonra, zaman gibi kavramlara sahip oluyorsunuz, oysa hamur açısından önce, sonra yoktur, o öncelik sonralık niteliğe, biçime dairdir, yani aldığı şekile, hamur daima şimdi'dedir, önce sonra diye tanımaldığınız ise o şimdilikte gerçekleşen hareket-değişimlere dairdir...

    ne bileyim bir deniz kenarı yapın, dalgaları izleyin, bir an için denizi maddenin bütünü olarak alın ve dalgalarıda değişken biçimler olarak, bakın hepsi farklı, önce, sonrası var, önce olan sonra olanı var(durduğunuz, baktığınız konuma göre), işte zaman da öyle açığa çıkar, peki ya denizin kendisinin öncesi, sonrası, bu saçma olurdu, öncelik, sonralık dediğiniz dalgalara göredir, bu bir metafor kavranmasını kolaylaştırmak için, o dalgalardan birisine biz evren demiş olalım, elbette kalıcı olmayacaktı ve elbette durduğumuz, baktığımız konum gereği, bir özne olarak öteki dalga, beriki dalga vb kıyasları yapıp, ilgili dalgaya bir başlangıç tayin edecektik, ama o dalgayı sağlayan ne? denizin-muhtevanın- kendisi, ortadalığı, zamandan azadeliği...

    Tamam başka bir örnekle gidelim;
    Elmayı orta yere koyun ve 1 ay gözlemleyin... Çürüyen ne? Elma, böylece yok olan ne? Madde yok oldu mu? peki değişim nerede gerçekleşiyor? Elmanın ü.z.e.r.i.n.d.e... yani elma dün, önceki gün, önceki günde değişmiyor aslında şimdide, mevcut verili koşulda, anda, bünyevi değişiyor, değişim geçmişte filan olmuyor, üzerinde oluyor, elma orta yerde zaman olarak sıfırda ama yapısı, niteliği şu ya da busu hareketli, değişken. yani elmanın muhtevası ne dün de, ne yarında, daima şimdi'de ve hareketli-değişiyor... Kısaca gözünüzü dikip baktığınız uçsuz bucaksız fiziğin bir zamanı, öncesi, sonrası yok, görmekte olduğunuz biçimler, nitelikler, bileşik, ayrışıklar vb'nin, yani biçimce, formca değişkenliğin öznece kıyasıyla elde edilen şeylerden birisidir zaman. Zaman aslında etken değildir, zaman öncül değildir, bu değişimlerden soyutladığımız sonuçtur denebilir. Elma çürümeden önce, çürüdükten sonra->zaman, iyi ama çürüme nedir?(çeşitli ilişkisel ve fiziki temellerde maddi değişim)

    Allah dediğine bir yaratan aramıyorsun da, gelip, geçici nitelik-formlar için neden bir yaratıcı arıyorsun?

    kendi mantığınla gidersek, ama yan çizmeden, Allah dediğin yaratılmadıysa nasıl var oldu? Oysa Evren yaratılmadıysa nasıl var oldu diyordun, bir şey yaratılmadıkça var olamıyorsa, tanrı nasıl varolsun.

    Cevabın ise gerçekten mantıksız, çünkü alakasız, zira diyorsun ki, Tanrı yaratılsaydı, tanrılık vasfı mı kalırdı? iy ama o vasıflara sahip olabilmesi için de yaratılması gerekmiyor mu(mantığına göre)

    daha doğrusu yüklediğin vasıf, sözde tanrının varlığından önce midir?

    Neden hareket, değişim, ilişkiler ağında gözlerinin önünde her gün binlerce kez ceryan eden hareket, değişimler böylece sıfatladığın niteliklerin doğallığını görmüyorsun da, yerine illa daha da karmaşık bir tanrı koymayı yeğliyorsun.

    her şey yaratılmıştır -> Bu bir önyargı, ön-kabul, bu kabulden sonra neden zihnini meşgul ediyorsun ki, zaten baştan şartlanmışsın, artık on kabulüne dayalı bir dolu şey üretmeye çalışmanın anlamı yok, çünkü mantıksal önermeler böyle olmaz, ön-kabule dayanıp sonuçta yine o kabule çıkmak çabası israftır.

    Örnek vereyim;

    Senin cevabın aynen şuna benziyor;

    a.) Noel baba olmasaydı, çocuklara kim oyuncak dağıtırdı?

    Sonra devam ediyorsun;

    b.) Eğer çocukların oyuncakları varsa ve eğer ortada oyuncaklardan söz edebiliyorsak demek ki Noel baba sayesinde

    farkındamısınız, bu tür mantık-sızlık bozacı ve şıracıdan beter oluyor...




  • Zamanı nasıl nitelendirirsen nitelendir burada konumuz maddenin nasıl var olduğu aslında bir bakıma. Sen madde hep vardır diyorsun. Şekil değiştirerek ilerliyor diyorsun. Peki o zaman senin dediğine göre evren oluşuyor genişliyor yok oluyor sonra yeniden aynı patlama yeniden bir var oluş vs vs. Neden yaşıyorsun öyleyse zaten var olmanın bir anlamı yok. Nasıl olsa yok olucaksın bir şekilde. Tabi bu yok olma senin maddesel bir şekilde biçim değiştirerek artık yaşamaman olucak hatalı anlaşılmasın. Hatta tüm dünyada nükleerleri ateşleyek kendi kendimizi yok edek direk kurtulak bu saçmalıktan. Ha 100 yıl yaşamışsın ha yaşamamışsın sonuçta öldüğünde bir anlamı olmayacak çünkü sen artık sen olmayacaksın. Bunları hatırlamayacaksın sen aslında var olmamış olucaksın çünkü ne sen olucaksın bunu hatırlayacak ya da yaşayan herhangi bir kimse. Tabi bi ihtimal daha var evren bozulup tekrar oluşmuyorsur evrenin içinde biz bozulup bozulup tekrar oluşuyoruzdur ancak o zaman da yine maddeyi yaratana ihtiyaç duyucaz. Aşırı saçma bir döngü ve insan aklı algılamaya yetmiyor belli. Bana sorarsan maddenin varoluşu maddeyle açıklanamaz o yüzden.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • quote:

    Kendi kendine demek heralde verilebilecek en saçma cevap olur çünkü hiçliğin bir şey yaratması olanaksızdır.

    Hep vardı. Yokluktan varlık oluşmadı , çünkü varlık hep vardı desem ne cevap vereceksin?
    Yaratmak, yani yoktan var etmek, diye birşey olduğunu nerden biliyorsun?
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Perceptron

    quote:

    Kendi kendine demek heralde verilebilecek en saçma cevap olur çünkü hiçliğin bir şey yaratması olanaksızdır.

    Hep vardı. Yokluktan varlık oluşmadı , çünkü varlık hep vardı desem ne cevap vereceksin?
    Yaratmak, yani yoktan var etmek, diye birşey olduğunu nerden biliyorsun?

    Lütfen üstteki mesaja bakınız zaten bu soru soruldu ya da bu düşünce paylaşıldı ve görüşlerimi belirttim. Hemen üsttünüzdeki mesajda hemen 1 mesaj üstte.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Şimdi , seninle ateistler arası büyük bir iletişim sorunu var.

    Birincil kavram şu;

    Şeftaliyi düşün. Ağaç, su ve besinleri depolayarak şeftali oluşturur. Şeftali yokken var olur. Şeftaliyi yersin ve şeftali yok olur.

    Şeftali gibi, bir çok şeyde varlık/yokluk algımız, birşeyleri birleşmesi ile oluşmakta veya birşeylerinin ayrışması ile yok olmaktır.

    İkincil kavram ise;

    Burada kastettiğimiz varlık ve yokluk, birşeyin birleşim olmadan, varlık duruma geçmesidir.. Veya ayrışım olmadan yokluk durumuna geçmesidir.

    Birincil şekilde var olmayı ve yok olmayı, bütün insanlar gözlemiştir.

    Fakat ikincil şekilde var olmayı, şahsen ben ve hiç kimse gözlemlemedi.

    Birinci şekilde var olmak için sebep gerektiğini biliyoruz. Şeftali için sebep, ağaçtır.

    Fakat ikincil şekilde var olmanın, mümkünlüğünü bilmiyoruz. Mümkünse bile, bir sebep gerektirdiğini de bilmiyoruz.

    Sorun, birincil ve ikincil var oluş kavramlarının karıştırılması.

    İkincil varoluşu gözlemlemedik ve sebebini bilmiyoruz hatta algılayamıyoruz.

    Onun için sen, bilmediğimiz birşey üzerinden herhangi bir tanrının varlığını iddaa edemezsin.

    Buraya kadar anlaşıldığı üzere ikincil anlamada yokluğun/hiçliğin ne olduğunu bilmiyoruz. Şuan CERNde ve dünyanın bir çok yerinde fizikçiler "hiçlik/yokluk nedir?" araştırıyorlar, anlamaya çalışıyorlar.

    Dolayısıyla, Tanrıdan kastın. "Yoktan var eden"se. Sana "Yokluk" ne onu sorarız.Çünkü yokluğu sen dahil kimse bilmiyor. Onun için Tanrı var ve yok diyemeyiz.

    Arabanın ne olduğunu bilmeyen birine, "Ferrari bir arabadır" dersen. Sana Araba ne , bilmiyorum,anlamıyorum der.




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Dark_Knife

    Zamanı nasıl nitelendirirsen nitelendir burada konumuz maddenin nasıl var olduğu aslında bir bakıma. Sen madde hep vardır diyorsun. Şekil değiştirerek ilerliyor diyorsun. Peki o zaman senin dediğine göre evren oluşuyor genişliyor yok oluyor sonra yeniden aynı patlama yeniden bir var oluş vs vs. Neden yaşıyorsun öyleyse zaten var olmanın bir anlamı yok. Nasıl olsa yok olucaksın bir şekilde. Tabi bu yok olma senin maddesel bir şekilde biçim değiştirerek artık yaşamaman olucak hatalı anlaşılmasın. Hatta tüm dünyada nükleerleri ateşleyek kendi kendimizi yok edek direk kurtulak bu saçmalıktan. Ha 100 yıl yaşamışsın ha yaşamamışsın sonuçta öldüğünde bir anlamı olmayacak çünkü sen artık sen olmayacaksın. Bunları hatırlamayacaksın sen aslında var olmamış olucaksın çünkü ne sen olucaksın bunu hatırlayacak ya da yaşayan herhangi bir kimse. Tabi bi ihtimal daha var evren bozulup tekrar oluşmuyorsur evrenin içinde biz bozulup bozulup tekrar oluşuyoruzdur ancak o zaman da yine maddeyi yaratana ihtiyaç duyucaz. Aşırı saçma bir döngü ve insan aklı algılamaya yetmiyor belli. Bana sorarsan maddenin varoluşu maddeyle açıklanamaz o yüzden.

    madde var olmadı...

    Madde hep vardır, şekil değiştirerek ilerler demedim, demiyorum, hareket ve değişim bu da bünyede gerçekleşir o kadar, bir ilerleme, gerileme bahsinin benim ifade ettiğimiz eminde hiç bir önemi yok...

    neden yaşayıp, yaşamadığımı sormanla, atıyorum ısınan havanın genişlemesinin ne alakası var. Bu tür safsata sorular sormamalı ki hem kafa karışmasın hem de boşa emek sarfı olmasın... Ne alakası var? (arada bir kuru fasulye yemek, bazen yüzmek, su içmek, gezmek, eğlenmek, üzülmek, uyumak, merak, midemi hoş tutmak, bir sevgilimin olması, işemek ve hatta ölmek............................................. için yaşıyorum)

    yani benim neden yaşayıp, yaşamadığım mı belirleyecek?

    Madde var olmadı ki, varoluşu diye bir saçmalık olsun.

    OLUŞ-MAK -> Bu kavram, bir niteliğin-formun, bir halden, başka hale dönüşmesi için kullanılır o kadar...

    Süt -> peynir olur -> peynir oluşur.
    peynir hem bünyesindeki hemde ortamdaki diğer maddelerle, ortamla olan ilişkisi sonucu hızlı bir değişime uğrar, küf oluşur. Bizde küf olmadan önce, sonra diyerek zaman kavramına, önce-sonra, varolmak(!), başlamak, bitmek, yaşamak, ölmek gibi kavramlara sahip oluruz...

    kaya yağmur, rüzgar, sıcak, soğuk ufalanır -> toprak olur, toprak oluşur.

    Su donar -> buz oluşur, buz erir su oluşur...

    Katı erir -> erime oluşur, eriyik olan donar -> katı oluşur.

    Sizin tüm önce, sonra, oluşmak, olmak vb gibi kavramlarınız zaten yazımda belirttiğimden ibaret, yani öncesi, sonrası, başı, sonu şu ya da bunu gibi mefhumlar, maddeye dair değil maddenin biçimi, yapısı, niteliği, özelliği şu ya da busuna göredir, muhatap bellidir...

    Siz tanrıyı kendisiyle açıklarken bunu hiç sorun etmemiştiniz, oysa şimdi, maddeyi maddeyle açıklamak diye bir sorundan söz ediyorsun, en iyisi yazdıklarımı biraz düşünün, gerçekten önce anlamaya çalışın...

    Maddeyi maddeyle açıklamıyoruz, senin başlangıç, başlatan, yok var eden, yok var olan gibi zaman mefhumlu gerçekten ama gerçekten akıl-mantık dışı sorularının, neden geçersiz, yanlış sorular olduğunu kendimce ifade ediyorum, yani bu zemin maddenin hareket-değişiminden sonraki zemin, dönüp maddeye dayatılamaz.

    madde başlamadı, bitmedi, başlamayacak, bitmeyecek, var olmadı, dün diye bir şey yok(o senin hafızanda ard, arda dizdiğin sembollerden ibaret), yarın diye de bir şey yok, geçmiş yok, gelecek yok, sadece şimdi var ve gelecek dediğimiz şimdi verili koşulda mevcutun hareket, değişimlerle ortaya çıakrtacağı farklı nitelik, özelliklerden, böylece geçmiş de -> şimdide gerçekleşen hareket-değişimlerin, hafıza ettiğimizden farkı ile kıyasından başka bir şey olmayacak.

    canlı ya da cansız ne önemi var, dinazorlar geçmişte mi kaldı?

    o halde o yaktığınız petrol, doğal gaz neyin nesi, ya iskeletler?

    iyide geçen ne, değişen ne, form, yapı, nitelik o kadar... Sorun, madde ortada, ama form ve yapılar eş-zeminde değil çünkü değişiyor hepsi bu, bizim önce ve sonralarımız da ilgili form, yapılara göre, nazaran anlam kazanıyor, o nedenle 200 yıl önce yaşadı dediğimiz insanla biz yüzyüze gelemiyoruz, çünkü şimdi o insan kemikleri, tozu, toprağı şu ya da bu kısaca muhteva farklı yapı, form arzediyor, ama madde açısından bakarsak geçmişte kalan hiç bir şey yok, şimdimizde(kemikler şimdi bizimle, ha bir gün o yapı-formda bozulacak, farklı niteliğe, biçime dönüşecek ama değişmeyen-gelip, geçmeyen, öncesi, sonrası olmayan öncede ve sonrada kalmayacak olan muhtevadır(madde, materyal, şekli, yapısı değişir)...

    peki ben bir soru sorayım;

    madem diyorsun maddenin bir varoluşu ve vareden ve madem İLLA ZAMAN MEFHUMU, BİR BAŞLANGIÇ zaafiyeti-zamanın yanlış yorumu-

    O halde bir cevap bekliyorum

    Allah maddeyi ne zaman yarattı? ya da ne zaman maddeyi yaratmaya karar verdi.

    Unutmadan Allah'ın bir başlangıcı yok... Yani kabul maddeyi varoldurduysa, ve madem sende bir başlangıç tayin ediyorsun, o halde öncesi olmayan Tanrı, bu başlangıcı nasıl yaptı? (dipsiz kuyuya taş atarsan dibe düşer mi?)




  • quote:

    Orijinalden alıntı: Perceptron

    Şimdi , seninle ateistler arası büyük bir iletişim sorunu var.

    Birincil kavram şu;

    Şeftaliyi düşün. Ağaç, su ve besinleri depolayarak şeftali oluşturur. Şeftali yokken var olur. Şeftaliyi yersin ve şeftali yok olur.

    Şeftali gibi, bir çok şeyde varlık/yokluk algımız, birşeyleri birleşmesi ile oluşmakta veya birşeylerinin ayrışması ile yok olmaktır.

    İkincil kavram ise;

    Burada kastettiğimiz varlık ve yokluk, birşeyin birleşim olmadan, varlık duruma geçmesidir.. Veya ayrışım olmadan yokluk durumuna geçmesidir.

    Birincil şekilde var olmayı ve yok olmayı, bütün insanlar gözlemiştir.

    Fakat ikincil şekilde var olmayı, şahsen ben ve hiç kimse gözlemlemedi.

    Birinci şekilde var olmak için sebep gerektiğini biliyoruz. Şeftali için sebep, ağaçtır.

    Fakat ikincil şekilde var olmanın, mümkünlüğünü bilmiyoruz. Mümkünse bile, bir sebep gerektirdiğini de bilmiyoruz.

    Sorun, birincil ve ikincil var oluş kavramlarının karıştırılması.

    İkincil varoluşu gözlemlemedik ve sebebini bilmiyoruz hatta algılayamıyoruz.

    Onun için sen, bilmediğimiz birşey üzerinden herhangi bir tanrının varlığını iddaa edemezsin.

    Buraya kadar anlaşıldığı üzere ikincil anlamada yokluğun/hiçliğin ne olduğunu bilmiyoruz. Şuan CERNde ve dünyanın bir çok yerinde fizikçiler "hiçlik/yokluk nedir?" araştırıyorlar, anlamaya çalışıyorlar.

    Dolayısıyla, Tanrıdan kastın. "Yoktan var eden"se. Sana "Yokluk" ne onu sorarız.Çünkü yokluğu sen dahil kimse bilmiyor. Onun için Tanrı var ve yok diyemeyiz.

    Arabanın ne olduğunu bilmeyen birine, "Ferrari bir arabadır" dersen. Sana Araba ne , bilmiyorum,anlamıyorum der.

    Çok güzel açıklamışsınız, bravo. Sorun aslında burdaki karışıklıktan kaynaklanıyor ve insanı düşünürken yanıltıyor. Birincil şekildeki gibi gözlenen var oluştan örnek verilecek ikincil tipteki var oluş açıklanmaya çalışılıyor ve böylece bazı önemli ayrıntılar bu karışıklıkta atlanıyor.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >




  • Yokluk varlığı yaratamaz nasıl bir argüman? Bir şeylerin yaratildığı fikri nasıl içinize işlediyse artık.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • 
Sayfa: önceki 123
Sayfaya Git
Git
sonraki
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.