Şimdi Ara

Neden İngilizce Öğrenemiyoruz?

Daha Fazla
Bu Konudaki Kullanıcılar: Daha Az
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
8
Cevap
1
Favori
586
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj

  • Yabancı dil öğrenmek için öncelikle anteni ayarlayacaksın. Alıcıları açacaksın. Wi-Fi kapalıyken bağlanamazsın. Sonra kıvranır durursun. Demek istediğim ön yargılardan öncelikle kafamızı arındırmamız gerekiyor. Burada ben öğrenemem tarzı öğrenilmiş çaresizliklerin tedavisinden daha çok yabancı dil öğrenmeye karşı olan diğer olumsuz tutumlardan söz ediyorum. Örneğin her sene İngilizce okuttuğum sınıflardan bir iki öğrenci çıkar (muhtemelen Sinanoğlu’nun bye bye Türkçesini okumuştur) ve der ki ”Hocam onlar Türkçe öğreniyor mu? Biz neden onların dilini öğreniyoruz?” vb… Evladım o elinde tuttuğun akıllı telefonun, bindiğin arabanın, izlediğin televizyonun teknolojisini biz mi ürettik? Hangi sanayi/teknoloji ürünlerini ne oranda dünya pazarına sunuyoruz? Güney Afrika’da yaşayan siyahi bir çocuğun Türkçe öğrenme gereksinimi var mı? Dünyanın en başarılı 500 üniversitesine kaç üniversitemiz girebiliyor? Dünyaca ünlü kaç bilim adamımız/kadınımız, paradigmamız, teorimiz var? Barbados adasında yaşayan çikolata renkli kız neden Türkçe öğrensin? Yanlış anlaşılmasın kendimizi küçümsemiyorum. Doğruları dolaysız söylüyorum. İngilizce ortak dil olarak dünyada kendisini kabul ettirmiştir. Dünyada hangi koordinatlara gidersen git İngilizce biliyorsan seni anlayacak birilerini bulursun. Bu gerçekten hareket etmek lazım.

    İkinci olarak yabancı dil öğrenmek araba kullanmak gibidir. Beceri ve tecrübe ister. Şimdi bilmeyen birine araba sürmeyi ne kadar tarif edersek edelim sürücü koltuğuna oturmadan bu işi öğrenemez. Yabancı dil tahtada matematik öğrenir gibi öğrenilmez- öğretilemez – öğretilmemelidir. Dili kullanmamız gerekir. Burada öğretmenlerimiz kendini parçalasa dahi öğrenci dili kullanmadıkça unutacak veya sadece teoriyi hatırlayacaktır. İngiltere’de bir dil kursuna gözlemci olarak katıldım. Güney Amerika, Afrika, Orta Asya… dünyanın farklı coğrafyalarından gelmiş öğrenciler vardı. İngiliz Öğretmen Lily biyoloji mezunu. Hiç bir yabancı dil öğretme beceri ve stratejisine sahip değil. Ama gençler İngilizce öğreniyor. Neden mi? Çünkü sürücü koltuğundalar. Arkadaş edineceklerse öğrenmek/konuşmak zorundalar, marketten çikolata alacaklarsa konuşmak zorundalar, metroya bineceklerse konuşmak zorundalar, tuvalete gideceklerse konuşmak zorundalar…. İşte bu dili kullanmaktır. Kullandığınız zaman öğrenirsiniz. Teori dinleyince değil.

    Türkiye’de öğretmen yetiştirme programları revize edilmelidir. Köyünün veya şehrinin vatandaşı değil dünya vatandaşı yabancı dil öğretmenlerine ihtiyaç var. Öğretmenlerimiz dünyaya açılmalıdır. Kabuklarını kırmalıdırlar. Gittiği her ülkede Türkiye’de gibi rahatlıkla hayata uyum sağlayabilen dünya vatandaşı öğretmenler… Öğrencilerin ufkunu açacak, dünyayı anlatacak, dili ustalıkla konuşacak/ kullanacak. Bu konunun oturduğu zemin eğitim sistemimizin anaokulundan üniversiteye giden çarpıklığı ki malumu ilan etmeye lüzum yok. Öğretmen eğitimini geliştirmemiz gerekiyor.

    Bunlara ek olarak dili erken yaşta öğretmeye başlamalıyız. Bilim adamı/kadını/insanı her ne diyorsanız bu konuda fikir birliğine varmış değil. Ancak şerit temizken, beyin kartlaşmadan öğretilen her şey kalıcı olur. Yabancı dil felsefe, sosyoloji teorileri öğretilir gibi karmaşık grammar yapısı içerisinde değil şarkı, film, oyun vb. eğlence tarzında öğretilmelidir. Çocuklarımızın aklında yabancı dil öğrenmek bu şekilde eğlenceli bir faaliyet olarak kalmalıdır. Ayrıca dört temel beceri (listening, speaking, reading and writing) eş zamanlı olarak geliştirilmelidir. Sözcük ve dilbilgisi de bu dörtlünün yanında bulunması gereken diğer önemli unsurlardır.
Okullarımızda yabancı dil saatleri yetersizdir (son zamanlarda artırılmış olmasına rağmen). Anadilimizi doğduğumuz andan itibaren sürekli dinleyerek, sürekli dile maruz kalarak öğrenmemiz yıllar alırken, haftada 2/3 saatte binlerce sözcükten, karmaşık ve dinamik bir yapıdan oluşan başka bir dili nasıl öğretiriz/ öğreniriz? Zaten uzun yaz tatilleri öğrenilenleri çoğu zaman unutturuyor. Dil nankördür. Durağanlığa gelmez. Kaçar, kaybolur gider. Sık tekrarlarla dile daha fazla maruz kalmak gerekiyor.

    Okullarımız demişken dil öğretim materyallerimiz bir çok okulda eksik veya kalitesiz, ders kitapları yetersizdir. Müfredat programımız grammar konularına boğulmuştur. Sınıflar kalabalıktır. 30 kişilik bir sınıfta her öğrenciye 1/2 dakika konuşma fırsatı dahi veremeden ders biter. Oturma düzenleri interaktif, etkileşimci öğrenme yöntemleri için uygun değildir. Öğretmen tarzları ve becerileri birbirini tutmaz. Gelen giden birbirini aratır. İdareciler dil bilmez. Yabancı dil öğretmenlerinin derdini bilmez. Kültürlerarası köprü kavramını dahi duymamış tiplerle doludur okullar. Böyle gelmiş böyle giderden kurtulmamız lazım.

    İşin özü şu sorunlardan bir kaçı dahi ustalıkla çözülmüş olsa bizim dil öğrenememe gibi bir derdimiz kalmayacaktır kanaatimce.
    Osman KAYA
    Project Coordinator / Teacher of English

    Kaynak ve daha fazlası: http://ingilizcebankasi.com/neden-ingilizce-ogrenemiyoruz/


     Neden İngilizce Öğrenemiyoruz?



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi yasaqshow -- 18 Mart 2016; 23:42:13 >







  • csb
  • quote:

    Orijinalden alıntı: 2kol3bacak

    csb

    Neden böyle birşey yazdınız?

    Konuyu okumadım daha.

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • X-Slim kullanıcısına yanıt
    Paragraf paragraf yürüteyim ben sizi o zaman.

    İlk paragrafta yabancı dile karşı olan tutumun düzeltilmesinden bahsedilmiş sonrasında ise neden İngilizce'nin "lingua franca" olduğu açıklanmış. Kimsenin bilmediği şeyler değil. Tutum değişikliği zaten şart ki öğrenimin gerçekleşmesi için stresin azalması gerekir öncelikle. Türkçe'nin neden öğretilmediği ise aşikar.

    İkinci paragrafta yabancı dil kullanımının teşvik edilmesi durumu var. Değişen bir şey yok. Türk insanının :"Yau anlıyoz da gonuşamıyoz" mantığının ilerleyebilmesi için kullanımın artması gerektiği vurgulanmış. Bilmeyen yok.

    Üçüncü paragrafta Türkiye'de hizmet veren ingilizce öğretmenlerinin dönüşümü ve evrimleşmesi gerektiğinden bahsedilmiş. KPSS ile kendini yorup da öğretmen olmak bir yana, öğretmen yetiştirecek öğretmen olmaya layık olamamış kimselerden bu lafları duymak gülünç. Basit "eğitim sistemi hölölö" mantığı ve ortaya yapıcı bir şey konulmamış.

    Dördüncü paragrafta öğretimin erken başlaması tavsiye edilmiş. Dil gelişimi ile ilgili farklı teoriler mevcut ve her birinin son evresi 7-11 yaşlarında sona eriyor. Yani ana dilinizin oturma süresi bu. Bu yaşlardan öncesinde çocuğa öğretilen bilgi zaten "Childhood Amnesia" denen şey yüzünden bilinçdışı kalıyor ya da bilinçaltına itiliyor. Gereksiz.

    Son paragrafta yine eğitim sistemi ile ilgili sorunlara vurgu yapılmış. Siz İngilizce dersi işleyeceksiniz diye illa ki her sınıf U sisteminde düzenlenecek diye bir lüzum yok. Biraz ekonomik olmayı da düşünmek gereklidir. Ayrı sınıflar imkanı olduğunda zaten ister istemez öğretmenin yönergesi dahilinde düzenlenir. Şu anda öyle midir bilmiyorum fakat dışarıdan kaynak da getirebiliyorsunuz illa ki RTE kafasında yabancı dil eğitimi vermeniz zorunlu değil.

    Zaten dil eğitimi ve öğrenimi konusunda ortada olanları belirtip hadi biri bunu ustalıkla çözsün diyerek Skype üzerinden "interaktif" ders eğitimi yapan-yaptıran birinin sadece sitesinin reklamını yapabilmeyi haklı çıkarabilmek için bir gece ansızın yazdığı bir yazıdır.

    Bu yüzden de Cool Story Bro.

    Ps. İlla ki maruz bırakmaya dayalı ve iletişimsel yönleri ortaya çıkaran dil eğitimi istiyorsanız Communicative Language Teaching ve The Natural Way ile öğretimi araştırın. Bu metodların yönergeleri dahilinde eğitim veren kurumlarla iletişime geçin. Gidip Skype üzerinden yenilik yapmaya kalkışmayın.




  • 2kol3bacak kullanıcısına yanıt
    ilk başta sırf troll lemek için böyle bir yazı yazdınız zannettim. Ondan sonra okudum konuyu daha 1 saat olmadı siz cevap verdiniz ve bu muhteşem cevaplarınızdan dolayi sizi ayakta alkisliyorum

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Direk son paragrafı okuyun. Skype var para var

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • Şu "Teacher of English" kalıbı (?) da ne kadar rahatsız edici bir şey. Sanki öğretebilecek tek yaşayan varlık o kişiymişçesine.
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.