Dsg, Cvt ve tam otomatik (5. sayfa)

quote:

Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk

quote: Orijinalden alıntı: DolceVita. Benim çevremde de kuru kavraması patlayan 4 kişi var, 2-3 kişi de titreyerek geziyor. Bu sebepten ıslak kavrama koymalı. Sizin sorunsuz gezmeniz değil, şanzımanın bazı ülkelerde hükümet baskısı yaratacak kadar sorunlu olması kilit nokta.

Şanzımanın kavramasında ıslak olma diye bir durum yok. Kavrama ıslak olsa kavramaz zaten, kavrama her zaman kuru olur.

Islak kuru olayı şanzıman içindeki dişli parçalardaki farktır. Birinde az miktarda yağ var diğerinde daha fazla. Bu parçalar zaten kolay kolay aşınan parçalar olmadığından ıslak ya da kuru olmasının burada da önemi yok. Çünkü artık piyasada mekatroniği bozulan ya da tamamen dağılan dsg duyamazsınız o ilk dönem dsglerde görülüyordu. 7 ileri kuru tiplerde mekatronik ünitesini tamamn ayrı bölmeye aldılar zaten o da sıkıntısız.

7 ileri kuru tipteki sıkıntı şanzımanın kalibrasyonu. Araç kalkıştan hemen sonra 2 ve 3. vitese atacak şekilde ya ekonomi ya bilerek üçkağıt amaçlı kalibre edilmiş. Siz trafikte dur kalk yaptığınızda daha 4-5kmde hemen 2.vitese atıyor. Hatta ara sıra 2 ile kalktığı bile oluyor. Tamam motorun torku kaldırıyor da şanzımanın baskı balatası kaldıramıyor. Titreme de bundan kaynaklı. Manuelide böyle acemi gibi sürerseniz baskı balatayı çok erken bitirirsiniz. Haliyle dsg'de kavramayı gereksiz yere yorup bitiriyor, ve önce titremeler başlıyor sonra da kavrama bitiyor. Yoksa 200nm torklu motorun düzgün vites değişimiyle titreterek kalkması mümkün değil. Spor moda almak da işe yaramıyor çünkü bu sefer de dsg vitesi çok fazla tutyor. İyice yüksek devirlere geçmeden üst viteslere atmıyor bu da konforu bozuyor. Tek çare yoğun dur kalklı trafikte manuel sürmek. O zaman ömrünü uzatırsınız. Ama şanzımana 8-10bin fark verip, bozulmasın diye trafikte manuel şekilde kulakçıkla sürmek zorunda kalmak bana abes geliyor. Bu kadar jenerasyondur bu sorun var ben bunda beceriksizlik değil art niyet arıyorum. Bana göre vw bilerek kalibrasyonu bu şekilde yaparak kavramanın kabuk bitmesini sağlıyor ve sürekli müşteriyi kendi servisine gelmeye mahkum burakıyor. Çünkü karmaşık sistem olduğu için dışarda pek dsg kavrama değişimi yapar yer yok.

Sonuç olarak turbo motorla birleşen atik ve ekonomik yapıısndan dolayı ya bu üçkağıtvari durumlara bile bile kabullenip gülü seven dikenine katlanır mantığı alıp kullanacak sorun çıkarsa da ben biliyordum zten deyip şikayet etmeyeceksiniz. Ya da tüm o güzelliklerden vazgeçip başka markaya geçeceksiniz doğru otm şanzıman için.

Ben bile kararsızım, her şeye rağmen 1.4tsi motorun 7. viteste 1500 devirde hiç zorlanmadan rampa çıkmasını görünce insan,ulan bozulursa bozulsun diyor. Öbür yandan trafikteki karakteristiğini görünce sizin yapacağınız şanzımanın ta içine diyor. Küstah ama çok güzel kadın gibi. Öyle de böyle de olmuyor.

quote:

Orijinalden alıntı: Huseyin-ZST

quote: Orijinalden alıntı: Lord Sparhawk quote: Orijinalden alıntı: DolceVita. Benim çevremde de kuru kavraması patlayan 4 kişi var, 2-3 kişi de titreyerek geziyor. Bu sebepten ıslak kavrama koymalı. Sizin sorunsuz gezmeniz değil, şanzımanın bazı ülkelerde hükümet baskısı yaratacak kadar sorunlu olması kilit nokta. Şanzımanın kavramasında ıslak olma diye bir durum yok. Kavrama ıslak olsa kavramaz zaten, kavrama her zaman kuru olur. Islak kuru olayı şanzıman içindeki dişli parçalardaki farktır. Birinde az miktarda yağ var diğerinde daha fazla. Bu parçalar zaten kolay kolay aşınan parçalar olmadığından ıslak ya da kuru olmasının burada da önemi yok. Çünkü artık piyasada mekatroniği bozulan ya da tamamen dağılan dsg duyamazsınız o ilk dönem dsglerde görülüyordu. 7 ileri kuru tiplerde mekatronik ünitesini tamamn ayrı bölmeye aldılar zaten o da sıkıntısız. 7 ileri kuru tipteki sıkıntı şanzımanın kalibrasyonu. Araç kalkıştan hemen sonra 2 ve 3. vitese atacak şekilde ya ekonomi ya bilerek üçkağıt amaçlı kalibre edilmiş. Siz trafikte dur kalk yaptığınızda daha 4-5kmde hemen 2.vitese atıyor. Hatta ara sıra 2 ile kalktığı bile oluyor. Tamam motorun torku kaldırıyor da şanzımanın baskı balatası kaldıramıyor. Titreme de bundan kaynaklı. Manuelide böyle acemi gibi sürerseniz baskı balatayı çok erken bitirirsiniz. Haliyle dsg'de kavramayı gereksiz yere yorup bitiriyor, ve önce titremeler başlıyor sonra da kavrama bitiyor. Yoksa 200nm torklu motorun düzgün vites değişimiyle titreterek kalkması mümkün değil. Spor moda almak da işe yaramıyor çünkü bu sefer de dsg vitesi çok fazla tutyor. İyice yüksek devirlere geçmeden üst viteslere atmıyor bu da konforu bozuyor. Tek çare yoğun dur kalklı trafikte manuel sürmek. O zaman ömrünü uzatırsınız. Ama şanzımana 8-10bin fark verip, bozulmasın diye trafikte manuel şekilde kulakçıkla sürmek zorunda kalmak bana abes geliyor. Bu kadar jenerasyondur bu sorun var ben bunda beceriksizlik değil art niyet arıyorum. Bana göre vw bilerek kalibrasyonu bu şekilde yaparak kavramanın kabuk bitmesini sağlıyor ve sürekli müşteriyi kendi servisine gelmeye mahkum burakıyor. Çünkü karmaşık sistem olduğu için dışarda pek dsg kavrama değişimi yapar yer yok. Sonuç olarak turbo motorla birleşen atik ve ekonomik yapıısndan dolayı ya bu üçkağıtvari durumlara bile bile kabullenip gülü seven dikenine katlanır mantığı alıp kullanacak sorun çıkarsa da ben biliyordum zten deyip şikayet etmeyeceksiniz. Ya da tüm o güzelliklerden vazgeçip başka markaya geçeceksiniz doğru otm şanzıman için. Ben bile kararsızım, her şeye rağmen 1.4tsi motorun 7. viteste 1500 devirde hiç zorlanmadan rampa çıkmasını görünce insan,ulan bozulursa bozulsun diyor. Öbür yandan trafikteki karakteristiğini görünce sizin yapacağınız şanzımanın ta içine diyor. Küstah ama çok güzel kadın gibi. Öyle de böyle de olmuyor.

Kesinlikle katılmıyorum. Aracın titremesi kesinlikle motordan olmuyor. Çok bariz biçimde şanzımandan oluyor. Kavramanın kendisi titreme yapıyor. Hiçbir benzinli araba 3000 devirdeyken titremez. 1'den ikiye atarken 3000 devirde de yapıyor.

Mekatronik konusuna da katılmıyorum. 7 ileri otomatikte mekatronik bozmuş çok DSG araba var. Biri benim. Vites geçişlerinde vurma yaparak başladı. Ha şu söylenebilir, onu bilemem. Benim aracım 2010 model. "Yaptıkları revizyonlarla sonunda 2014 itibari ile bu işi çözdüler." Doğru olabilir. Onu bilemem.

Kavrama konusunda da bir dönem dizayn hatalı kavramaları vardı. Benim aracımda son seri kavramayı taktıklarında sorun çözüldü. Uzun süre problemsiz kullandım. Mekatroniğim değiştikten sonra araca yeni yazılım da yüklediler. Arabanın canından biraz can gitti. Sapık vites atmalar, yüksek devirde bile vites küçültebilmeler falan yapıyordu. Hepsini törpülemişler. Arabamdaki kavrama 35.000km eski yazılımla, 55.000km yeni yazılımla kullanıldı. Şimdi titremeler tekrar başladı. Bu da kavramamın bitmeye başladığına delalet.

Tebrik ettim kendilerini, uzun yol arabasında 3000TL'lik kavramaları 90.000km dayanıyor... Suyunu çıkaralım, 35.000km boyunca eski yazılımla gezdiğim için bir 35.000km daha ömür koy. Bu kavrama 125.000km dayanıyor ve 3000TL. O da VAG olmasa Porsche Boxter alırım bunu mu çekeceğim? Her şeyi ile utanç vesikası. O kavrama 200.000km'den önce cortlamamalı ki, orta sınıf sıradan otomobil kavrama maliyetlerine yakın bir maliyetle araba yürüsün. Şu anda dandiri A3'de Boxter debriyajından %30 pahalı bir debriyaj var gibi geziyoruz. Polo'cuların hali daha da fena.

Savunmaya geçmeden şunu belirlemek lazım. Otomatik arabada insanlar kavrama maliyeti çıkmayacak diye alıyordu. Bu iş yeni icat oldu. Yani tork konvertörlü bir arabada 400.000km veya daha fazla, şanzıman patlayana kadar kullanıyorsun işte. Bu arabada hem otomatik için üzerine para veriyorsun, hem kavrama maliyetlerine katlanacaksın... O zaman kavrama maliyeti manuel araba kavraması ile hiç olmazsa aynı olmalı. 3 katı fiyatına satmamalılar. Satıyorlarsa 3 kat daha uzun süre dayanmalı. Ama yok. VAG müşterisi keriz. Malını yemeyen de keriz. Gerçekten tiksiniyorum VAG'dan. VAG ölsün istiyorum.



Şaka bir yana VAG güzel de, ah o yağ yakan motorlar, DSG sorunları, GAS Auto dizelleri olmasaydı... Şaka bir yana 200 kodlu DSG'yi değiştirmeye niyetleri var mı? Yoksa Revizelerle topladıklarından eminler mi? Firma o kadar kocaman ki, kendileri de bilmiyor gibi geliyor bana. "Topladık, mışız, oluyor yani, eli kulağındaymış" falan diyorlar gibi geliyor bana. Teknik ekibin yönetimle olan ilişkisini de zayıf buluyorum bu tarz dev firmalarda. CEO ne olup bittiğinin farkında mıdır acaba?