Şimdi Ara

“MOĞOL-TATAR(TÜRK)” HÂKİMİYETİNİN RUSLAR ÜZERİNDEKİ TESİRLERİ...

Bu Konudaki Kullanıcılar:
2 Misafir - 2 Masaüstü
5 sn
12
Cevap
1
Favori
2.041
Tıklama
Daha Fazla
İstatistik
  • Konu İstatistikleri Yükleniyor
0 oy
Öne Çıkar
Sayfa: 1
Giriş
Mesaj
  • “MOĞOL-TATAR(TÜRK)” HÂKİMİYETİNİN RUSLAR ÜZERİNDEKİ TESİRLERİ


    Rusya’da 240 yıl kadar süren “Moğol-Türk hâkimiyetinin birçok yönden Rus tarihine tesir yapmış olduğu aşikârdır; bunun en büyük izlerini siyasi sahada görüyoruz. Moğol istilasından önceki bir zamanda olduğu gibi, 13. ve 14. Yüzyıllarda Rus yurdu ayrı knezliklere bölünmüş ve tam bir siyasi anarşi içinde bulunuyordu. Hâlbuki Rus Knezlikleri karşısında gayet muntazam teşkilatlı ve birlik arz eden büyük bir Moğol İmparatorluğu ve sonraları Altın Orda Devleti vardı. Gerek Moğol İmparatorluğu ve gerekse Altın Orda’da “çözülmez bir devlet” görüşü muhafaza edilmekle beraber, hanların hâkimiyeti muayyen ve meşru prensiplere dayanıyordu. Vakıa, hanların çoğu ancak şahsi menfaatlerini gözetiyorlar ve hâkimiyetleri altında bulundurdukları memleketleri daima elde tutmak için esaslı tedbirler almıyorlardı. Buna rağmen, Rusya’ya karşı tatbik edilen siyasette bazı prensipler ve sistemler olduğu biliniyor. Fakat bu sistemde uzak görüşlü bir politika da olmadığı da muhakkaktır.

    “MOĞOL-TATAR(TÜRK)” HÂKİMİYETİNİN RUSLAR ÜZERİNDEKİ TESİRLERİ...


    Altın Orda Hanlığı zayıflamaya başlayınca, ”hanlar tarafından tatbik edilen Rus politikasının muayyen prensiplere dayandığını” iddia etmek için yeter derecede delillere malik değiliz. Bilakis “ bir prensipsizlik” ten bahsetmek mümkün gibi görülüyor. Hanların, karılarının ve mirzalarının, kendilerine en çok menfaat temin eden Rus knezini veya itimat telkin edenini “Büyük Knez” yaptıkları biliniyor. Moskova Knezleri bütün diğer Rus Knezlerinden daha mahir ve daha kurnaz davranmaları ile Altın Orda Hanlarını elde edebildiler. Git gide Moskova Knezleri, Hanların Rus yurdandaki “vekilleri” rolünü oynamaya başladılar ve Rus yurdunda, Hanların menfaatlerini temin yolunda hiçbir vasıtadan geri durmadılar. Bunun karşılığı olarak Altın Orda Hanları da, Moskova Knezlerini boyuna kuvvetlendirdiler. Moskova arazisinin genişlemesine göz yumdular. Moskova Knezliği'nin yükselmesi, büyük ölçüde Altın Orda’nın uzağı göremeyen hanlarının eseridir; Hanlar, kendi menfaatlerini daha iyi koruyacakları zannı ile Moskova Knezlerini devamlı olarak desteklediler ve kuvvetlendirdiler.

    1240 ile 1430 yılları arasında 130 Rus Knezi’nin Orda’ya, yani Hanların ordugâhlarına gittikleri biliniyor. Bunlardan birçoğu Hanların ordugâhında yıllarca kalıyordu. Orda’yı ziyaretleri esnasında Hanların nasıl mutlak bir hükümdar olduğunu yakından görüyorlardı; zaten Han, Rus tabiri ile “Çar” idi. Rus tarihinde "Çar” adı ilk önce Altın Orda Hanlarına verilen bir unvandır. Hakiki hükümdar örneği işte bu Altın Orda Hanlarıdır. Moğol Hanları, Moğol büyüklerinin Rus yurdunda alıp götürdükleri Rus kızlarından sarfınazar, Rus Knezleri de Moğol kızları ile evleniyorlardı. Moskova Knezi Yuri Daniiloviç’in karısı Özbek Han’ın kız kardeşi idi. Nizniy, Novgorod ve Yaroslavl’ Knezleri’nin karıları da Moğol mirzalarının kızları idi. Rus boyarlarından birçoğunun da Moğol kızları ile evlendikleri anlaşılıyor. Bu suretle Rusların yüksek tabakası “Tatarlaşmakta” idi. “Tatarlaşma” hareketinde en mühim cihette: Altın Orda’dan birçok Moğol-Türk büyüğünün Rus Knezlikleri hizmetine girerek Ortodoksluğu kabul edip Ruslaşmaları olmuştur. Rus Tarihi’nde mühim rol oynayan 130 kadar asil ailenin “Tatar”(Türk) menşeli olduğu söylenmektedir. Bunlardan bazıları şunlardır: Apraskin, Bebikov, Birkin, Blokhin, Boltin, Buselev, Vekentev, Veliaminov, Verderevskiy, Vislükhov, Gaiturov, Glinskiy, Glebov, Godunov, Golovin, Gotovtozov, Davudov, Daşkov, Derzavin, Dobrinskiy, Duvanov, Elizarov, Elkhin, Zdanov, Şemailov, Zagoskin, Zagraşkin, Zaitsev-Birdiokin, Zernov, Zlovin, İsmailov, Yusupov, Kamunin, Karandeev, Karaulov, Kasturev, Klement’yev, Klüşin, Knatov, Kokoşkin, Koltovsk, Koşkarav, Kremenets-pandin, Lübavski, Mansurov, Massalov, Matüşkin, Merlin, Meşçerskiy, Molivainov, Narbekov, Narışkin, Obez’yaninov, Obinyakov, Ob’yedov, Ogarev, Ognisov, Orinkin, Ostafiyev, Paulov, Petrov-Solovogs, Peşkov, Pilfiyemov, Poşegin, Plemyannikov, Podolskiy, Poliyanov, Porovat, Prokudin, Radilov, Ratayev, Rimskiy-Korsarov,Rostopçin, Rtişçev, Saburov, Safonov, Sverşkov, Svişov, Selivanov, Selivertsov, Simski, Sovin, Somonov, Sonin, Sorokumov, Sutin, Talusin, Taptukov, Tarbeyev, Tevaşev, Tepleyev, Teryaev, Timiryazev, Turgenev, Uvarov, Urusov, Fustov, Khabarov, Khitrov, Khofrin, Khodurev, Khomyakov, Khovakov-Yazıkov, Khonukov, Khotyaintsev,Çervkin, Çeremisov, Çirikov, Şişmatov, Şeydakov, Yaviyev, Yusupov, Yuşkov. Urallar’da büyük imalathaneleri olan ve Sibir’in zaptında büyük rol oynayan Strovganov’lar ile büyük Rus tarihçisi Karamzin ve yazar Aksakov da “ Tatar” menşeli idiler.

    “MOĞOL-TATAR(TÜRK)” HÂKİMİYETİNİN RUSLAR ÜZERİNDEKİ TESİRLERİ...

    (Orhun vadisi)

    Moğol mirzaları, Moskova Knezliğine, kendileri ile birlikte “Moğol-Türk devlet teşkilatı” sistemini getirmişler ve Moskova Knezliği’nde bu sistemin tatbikinde rol oynamışlardır. Moğol mirzaları kanlarında olan teşkilatçılık kabiliyeti ve enerjisini Rus Devleti’nin büyümesi için de sarf etmişler ve Büyük Rusya’nın kurulmasında mühim rol oynamışlardır. Moskova Knezleri’nin yaptıkları harplerde-Kasım Hanlığının Moğol(Türk) kıtalarının hizmetlerini hatırlarsak- Moskova Knezliği’nin ve dolayısıyla Rusya’nın kurulması, büyümesi ve fütuhatında bu Tatar(Türk) ların oynadıkları rol inkâr edilemez. Bu suretle Moskova Knezliği’ndeki “Devlet fikri”, Devlet İdare Şekli ve bilhassa Knezlerin hükümdarlık telakkilerine Moğol- Tatar Hanlarının, Moğol-Tatar sisteminin tesiri büyüktür. Mamafih, Moskova Rusyası’nın sadece “Moğol-Tatar” devlet teşkilatına malik olduğu da iddia edilemez. Moskova Devleti, Kiyef Rusyası’ndan kalan birçok müesseseyi yeni şartlara göre geliştirmiştir; devlet idaresinde yerli Slav- Rus hususiyetleri ile birlikte Bizans tesiri de çoktu; bunlara bir de mühim nispette Moğol-Tatar tesiri katılmış oldu. Rusya’daki “Moğol- Tatar hâkimiyeti” Kremlin’de “yeni tip bir devlet idaresi” ve “yeni tip bir hükümdar nesli” yetiştirdi. Bu hal Rus ahalisinin siyasi durumu ve siyasi telakkisi üzerine tesir yapmaktan da geri kalmadı.

    “Moğol- Tatar hâkimiyetinin en mühim tesirleri, iktisadi ve mali sahada görüldü. Rusya’da ilk defa olmak üzere “ vergi” ve “para” sistemi düzene kondu. İstiladan önce Knezler, ancak köylü ahaliden vergi alırlardı. Şehirler bundan muaf tutulurdu. Hâlbuki Moğollar her iki zümre arasında fark yapmadılar. Herkes vergiye tabi tutuldu. Rusya’da tatbik edilen vergi sisteminin izleri zamanımıza kadar gelmiştir. Rusçadaki “tamojnya” (gümrük) ve “tamga” sözleri bunu gösterir. Paranın karşılığı Rusça “den’ga”, Moğolca(Türkçe) “tenke” den(tanga) ve “Kopeyka-Kopek” Kebek Han’ın adından alındı. Moskova Knezliği’ndeki ve sonraları Rusya’daki vergi sisteminin tamamıyla Moğol teşkilatının devamı olduğu bilinmektedir. Posta ve ulak teşkilatının da Rusya’ya Moğollar tarafından getirildiği biliniyor: Rusçadaki “yamşçik”(yam’cı, arabacı) sözü bunu gösterir. Ticaret sahasında Moğollardan ve Doğu’dan gelen sözlere Rusça ’da çok tesadüf edilmesi bu hususta Moğol- Tatar tesirinin ne kadar kuvvetli olduğunu göstermeye yeter. Ticaret eşyası manasına gelen “tovar” sözü (“tovariş” yoldaş) Türkçe’deki “davar” dan gelir; bunun, Moğol istilasından önce Ruslar’a girmiş olması da muhtemeldir. Bundan başka doğu memleketlerinden gelen ticaret eşyası(kumaş, deri mamulatı v.s) arasında birçoğunun adı Türkçe, daha doğrusu, doğu memleketlerinde kullanılan sözlerdir. Türkler vasıtasıyla at ve arabayı daha geniş ölçüde kullanmayı öğrenen Ruslar, bunların isimlerini de Türkler’den almışlardır: “İğdiş” manasına gelen “ alaşa at” sözü Rusçaya umumiyetle “at” anlamında olmak üzere “laşadı” diye girmiştir.

    Giyim huşunda, bilhassa Rus yüksek tabakası olmak üzere Moğol- Tatar tesirinin kuvvetli olduğunu görüyoruz. Knezlerin ve boyarların elbiseleri Türk(tatar) mirzalarınkine benzerdi; sırmalı, işlemeli, çok renkli geniş ve uzun elbiseler, “kaftan, kalpak, kuşak, başlık, başmak” gibi Rusçaya giren sözler bunu açıkça gösterir.

    Moğol- Tatar hâkimiyetinin Rusya için en mühim tesiri: Altın Orda Hanlarının bilerek veya bilmeyerek müdahaleleri ve şuursuz politikaları sayesinde, Rusya’da Moskova etrafında toplanan, merkeziyetçi ve kuvvetli bir devletin meydana gelmesi olmuştur. Moğol- Tatarlar, Rus Ahalisinin diline, dinlerine, kanunlarına dokunmadılar; Rus Kiliseleri’ne imtiyazlar verilmekle, Rus Kültürü’nü muhafaza eden en mühim müesseseye gelişme imkânı verdiler; istila zamanı müstesna Rus ahalisi ve Rus büyüklerine karşı sistemli bir şekilde(sonraları Moskova Knezleri’nin Türk illerinde yaptıkları gibi) imha siyaseti takip edilmedi. Moğol Hanları, Moskova Knezleri’ni adeta kendi vekilleri bildiler ve ona hükümranlık hususunda örnek olarak Moskova Knezi’nin mutlak ve müstebit bir hükümdar olmasına yardım ettiler.

    Rusya’daki Moğol- Tatar hâkimiyetinin Rusya’nın dış siyaseti bakımından da ehemmiyeti büyüktür. Rusya, Altın Orda’nın hâkimiyeti sayesinde, birçok defa batı komşularından kendisini koruyabildi.

    Litvanyalılar’ın ve Alman şövalyelerinin daha fazla Rus Arazisi ’ne giremeyişlerinde Moğol- Tatar korkusu da mühim rol oynamışlardır. Hele Kırım Hanlarının Moskova’ya fiili ve diplomatik yardımları, Rusya’nın kendini Litvanya ve Lehistan Devleti karşısında tutabilmelerini sağlamış ve Osmanlı İmparatorluğu ile münasebetini temin etmiştir.

    Moskova Knezleri’nin saraylarında, yaşayış ve düşünüş tarzlarında, Moğol Hanlarını taklit ettikleri görülüyor. Askerlik, vergi, avcılık ve elçilik merasimlerinde ve daha birçok hususta Moğol- Tatar müesseselerinin örnek tutulduğu da muhakkaktır. Altın Orda yıkılıp, hakiki hanlar ortadan kalktıktan sonradır ki, Moskova Knezleri hem kendi telakkilerine göre, hem de Rus ahalisi nazarında hakiki “ Çar” olan Altın Orda Hanlarının makamlarına geçmek ve kendilerini “Çar” tanıtmak davasına giriştiler. Onların bu yoldaki arzuları, o sıralarda Moskova’nın bazı muhitlerinde teşekkül eden yeni bir görüş ile kuvvet buldu; bu görüş “Moskova-Üçüncü Roma” diye bilinmektedir.

    “MOĞOL-TATAR(TÜRK)” HÂKİMİYETİNİN RUSLAR ÜZERİNDEKİ TESİRLERİ...


    “TATAR BOYUNDURUĞU” TABİRİ DOĞRU DEĞİLDİR

    Rus tarihinde “Tatar boyunduruğundan”(Tatarskoye igo) o kadar moda olmuştur ki, Sovyet-Rus tarihçileri bile bu tabiri tekrar ele almışlardır. Şüphesiz yabancı bir zümrenin, hele ırk ve din bakımından büsbütün ayrı olan bir kavmin hâkimiyeti kolay bir şey değildir. Fakat 240 yıl süren Altın Orda hâkimiyeti neticesinde Ruslar, dillerini, dinlerini, topraklarını ve idare teşkilatlarını tamamıyla muhafaza etmek şöyle dursun, bütün bunları geliştirmeye muvaffak olduklarına bakılırsa, bu tatar hâkimiyetinin “boyunduruk” olmadığına hükmetmeliyiz. Yalnız yabancı bir zümre değil, öz hükümet bile, isyan çıkarsa- derhal bastırılır ve bu münasebetle şiddet kullanılır, sırasına göre binlerce kişi öldürülür; mükellefiyetler yerine getirilmediği zaman bunların icrası için zor kullanılır. Altın ordu Baskakları ve Darugalarının başka türlü hareket etmedikleri tarihi bir hakikattir. Altın Orda’nın Rus Knezliklerindeki hâkimiyetleri sonraki Rus Çarlarının, Kazan Başkurt, Kırım, Kafkas ve Türkistan’daki hâkimiyetlerine nispetle daha sert olmadığı meydandadır. Müthiş İvan’ın ve Romanof ailesinden gelen Çar hükümetlerinin Türk kavimlerini imha yolunda aldıkları tedbirlerin onda birinin Altın Orda Hanları tarafından işlenmediği de muhakkaktır. Rus Knezlerine yapılagelen bazı baskılar ve şiddetler daha ziyade Rus Knezleri’nin Saray’da, Hanlar yanında, rakipleri knezlere karşı yaptıkları entrikalardan ileri geldiği de biliniyor. Moğol- Türk devleti ananesinin icabı olarak Altın Orda’da tam bir din ve dil toleransı vardı. Bu kavimler pek de ağır olmayan mükellefiyetleri doğru dürüst yerine getirdikten sonra, lüzumsuz yere tazyike maruz kalmıyordu. Rus kilisesi, hatta Altın Orda Hanlarının verdikleri yarlıklar sayesinde “ Tarhanlık” kazanmıştı; yani birçok imtiyaza sahipti. Böyle olmasına rağmen, Tatarlara karşı Rus kalkınmasını körükleyen müessese bilhassa kilise olmuştur. İki buçuk yüzyıl süren Tatar hâkimiyetinin tesiri icabı Altın Orda Hanları Rus ahalisi nazarında tam bir hükümdar gibi telakki ediliyordu. Han’ın karşılığı olan Han’ın (Tsar) ancak “Saray Han’ı” olduğu kabul edilmişti; bu yüzdendir ki, Rus Knezleri ancak Altın Orda hâkimiyetinden çıktıktan sonra “Çar” lakabını almaya cesaret etmişlerdir.

    (Prof.Dr Akdes Nimet Kurat,4. ve 18. Yüzyıllarda Karadeniz Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri)

    Konu ile ilgili Ahmet Şafak’ın Kurt Kapanı adlı eserinden aşağıdaki alıntı yapılmıştır:

    “MOĞOL-TATAR(TÜRK)” HÂKİMİYETİNİN RUSLAR ÜZERİNDEKİ TESİRLERİ...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi AlbatrosD.IIIFazılBey -- 12 Şubat 2019; 20:5:9 >



  • Merhaba.
    Türklerin devlet yönetmekte üstünlük gösterdiğini yazan bir tarih kitabı var mı merak ettim.
    En uzun süreli Türk devleti kabul edilen Osmanlıyı bile azınlıklardan zeki adamlar yönetiyordu.
    Padişahların bile soyları saf Türk değildi.
  • Mytohology M kullanıcısına yanıt
    Öyle bir tarih kitabı var mı yok mu bilmiyorum;ama yukarıda değinilen Türk Devlet mantalitesinin Rus milletine sirayet etmesi bahsi sana bu konuda biraz fikir verebilir.
  • Evet Atatürk örnek verilebilir.
  • Faydalı konu
  • Tatarlarınki de hepten salaklıkmış

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: Ters Mıknatıslanma

    Tatarlarınki de hepten salaklıkmış

    Evet, tutucu değiliz, derin bir tolerans var.
  • quote:

    Orijinalden alıntı: gençkurt


    quote:

    Orijinalden alıntı: Ters Mıknatıslanma

    Tatarlarınki de hepten salaklıkmış

    Evet, tutucu değiliz, derin bir tolerans var.

    İşte bu çok zararlı

    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • İlber Ortaylı'nın Türklerin Altın Çağı kitabında okumuştum. Bugünkü Rus devlet anlayışı ve yapısında Altın Orda Hanlığının büyük bir etkisi varmış.



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi MANGUTAY -- 6 Nisan 2018; 11:44:19 >
    < Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
  • quote:

    Orijinalden alıntı: MANGUTAY

    İlber Ortaylı'nın Türklerin Altın Çağı kitabında okumuştum. Bugünkü Rus devlet anlayışı ve yapısında Altın Orda Hanlığının büyük bir etkisi varmış.
    Paylaştığım yazıda da güzelce özetliyor.
  • Konu ile ilgili Ahmet Şafak’ın Kurt Kapanı adlı eserinden aşağıdaki alıntı yapılmıştır:

    “MOĞOL-TATAR(TÜRK)” HÂKİMİYETİNİN RUSLAR ÜZERİNDEKİ TESİRLERİ...



    < Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi AlbatrosD.IIIFazılBey -- 12 Şubat 2019; 20:4:23 >
  • 
Sayfa: 1
- x
Bildirim
mesajınız kopyalandı (ctrl+v) yapıştırmak istediğiniz yere yapıştırabilirsiniz.